Libya düğümü nasıl çözülür?

Türkiye’nin etkinliği Hafter’i zayıflattı, İsrail ve ABD’nin tercihleri netleşiyor.

Sertaç Eş

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın “TSK unsurlarının eğitim, işbirliği ve danışmanlık hizmetlerine başlamasından sonra Libya’daki dengeler önemli oranda değişti” şeklindeki açıklaması, iç muhalefete de mesaj niteliğinde. İktidar iç politika açısından bu fırsatı da kaçırmıyor. Batı için petrol anlamına gelen Libya’yı azıcık tanıyalım...

KİLİTLENMİŞ ÜLKE: LİBYA

Muammer Kaddafi’nin devrilmesinin ardından gelişen süreçte iç çatışmanın sürdüğü Libya’da, BM’nin tanıdığı, Türkiye desteğinde ve İhvancıların yer aldığı Ulusal Uzlaşı Hükümeti (UUH) ülkenin kuzey batısında nüfusun büyük bölümünün yaşadığı küçük bir bölgeyi kontrol ediyor. Zıtlıklar da burada başlıyor.

Libya’nın alan olarak büyük bölümü Hafter’in kontrolünde. Diğer kilitlenme ve zıtlık petrol konusunda yaşanıyor. Sülfür oranı düşük kaliteli Libya petrolünün üretim maliyeti dünya ölçeğine göre çok az: 1 Varil petrolün maliyeti 1 dolar. En büyük müşterisi Avrupa. Ülkede biri çölde, diğerleri Akdeniz kıyısında 6 rafineri, tamamı kıyılarda 6 petrol depolama alanı bulunuyor.

Fransa, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) doğrudan, Rusya’nın dolaylı desteklediği Halife Hafter petrol yataklarının tamamına yakınını, rafinerilerin 5’ini, petrol depolama alanlarının 4’ünü kontrolü altında tutuyor. Ancak ihraç edilen petrolün tüm geliri UUH kontrolündeki Ulusal Petrol Firması’na gidiyor.

Hafter’in petrolü kesmesi kendi bölgesinde yaşayanları kışkırtabilir. Çünkü merkezi hükümet tüm ülkede nüfusun üçte birini maaşla besliyor. Hafter’i şimdilik BAE finanse ediyor.

KIRILMA ANI

UUH, kontrolündeki başkent Trablus’u kaybetmek üzereydi ki imdadına Türkiye yetişti. Verilen askeri destekle Hafter, Tunus sınırını ve Watiyye üssünü bırakmak zorunda kaldı. Hafter, en önemli hedefine, Trablus’a artık saldıramıyor. Yüklenen misyondan hızla uzaklaşıyor.

Hafter’in Watiyye Üssü’nü kaybedeceğinin anlaşıldığı günlerde dikkat çeken gelişmeler de yaşanıyordu. İsrail’in BM Daimi Temsilcisi Danny Danon, 20 Mayıs’ta basına yansıyan açıklamasında, İran’ın Hafter’e destek verdiğini dile getirdi. Danon, BM Güvenlik Konseyi’ne gönderdiği mektupta ayrıntılar da verdi.

Konunun önemi şurada: İsrail’in bir konudaki rahatsızlığını ABD, hele Trump yönetimi es geçemez. Hatırlayanlar olacaktır; bir İsrail Dışişleri Bakanı’nın, “Hayır, buna izin veremem” şeklindeki sözlerinin ardından, ABD desteğiyle Mısır’da iktidara gelen Mursi’nin indirilme süreci başlamıştı. Watiyye’nin kaybı, en çok Mısır’ı tedirgin etti. Sisi yönetimi için, “batı komşusunda İhvancıların kazanması” fikri karabasan gibi.

Çünkü, kendisi ülkesinde İhvancılara “darbe” yaparak iktidara geldi. Mısır’da yayın yapan “Mada Masr” adlı haber sitesine adı açıklanmayan bir yetkili, Hafter’in yerine başka birinin arandığını söyledi. Aynı yetkili, ülkeler arasında hızlı bir müzakere geçti mi bilinmez ama, BAE ve Fransa’nın da bu düşüncede olduğunu söylüyordu. UUH yetkilileri ise Mısır’ın, Hafter’in komutanlarından Abdel Rezaq al-Nathuri’yi destekleyeceğini açıkladı.

KİLİT NASIL ÇÖZÜLECEK?

Uzun süre Libya’ya ilişkin net tavrını açıklamayan ABD önceki gün devreye girdi. ABD Afrika Komutanlığı, Rusya’nın Hafter’e gönderdiği yeni 8 savaş uçağının uydudan çekilmiş görüntülerini yayımladı. Artık yeni sorular gündemde. İsrail ve doğal olarak ABD’nin Hafter’i istemediği ortada.

BAE’nin tuzu kuru. Yeni durumda da ABD’nin yanına konumlanacaktır. Mısır’da İhvancıları kabullenmeyen İsrail ve ABD, Libya’daki İhvancılara sıcak yaklaşır mı? Yaklaşmazsa Hafter’in yerine getirilecek aktöre karşı Türkiye, daha ne kadar UUH’yi destekleyecek? Türkiye, 11 üyesi siyasi çözüm isteyen Tobruk merkezli Meclis’le temas kurmalı mı? Bir parantez de Rusya için...

Wagner, Trablus’un güneyinde operasyon yapılması beklenen Tarhuna’dan daha güneydeki kavşak noktası olan Cufra’ya çekiliyor. Türkiye’de iktidar medyası, Rus yapımı Pantsir hava savunma sistemlerinin önce İdlib, şimdi de Libya’da imha edilmesini vurgulu bir şekilde haber yapıyor.

Rusya’nın durumdan rahatsızlığını anlamak için akıl yürütmeye gerek yok. Rusya ile “stratejik ilişkiler” ne durumda acaba?.. Galiba, kapsayıcı ve esnek dış politika kaçınılmaz.