Leyla Zana davasında sona gelindi

''Terör örgütü üyesi olmak'' suçundan 10 yıl hapis cezasına çarptırılan kapatılan DEP'in eski milletvekili Leyla Zana ile ilgili gerekçeli karar tamamlandı. Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce hazırlanan, 60 sayfalık gerekçeli kararda, çeşitli tarihlerde yaptığı 9 ayrı konuşma nedeniyle yargılanan sanık Zana'nın, ''her eyleminde, terör örgütünün destekçisi olduğunu belli ettiği ve örgüte manevi destek sağlamak kastıyla hareket ettiği'' belirtildi.

cumhuriyet.com.tr

Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, ''Terör örgütü üyesi olmak'' suçundan 10 yıl hapis cezasına çarptırılan DEP'in eski milletvekili Leyla Zana ile ilgili hazırlanan 60 sayfalık gerekçeli karar tamamlandı.

 

'Zana örgütle bağını kesmedi'

Kararda, ''öncesinde terör örgütü PKK üyesi olan sanığın eylem ve faaliyetlerinin süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gösterdiği kanaatine varıldığı'' ifade edilerek, şunlar kaydedildi:
''Hakkında daha önceden yasa dışı PKK terör örgütünün üyesi olmak suçundan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kesinleşmiş mahkumiyet hükmü bulunan sanığın, cezasının infazından sonra da örgütle organik bağını kesmeyerek örgütsel faaliyetlerine devam ettiği anlaşılmaktadır. Sanık, örgütün amaç ve faaliyetleri kapsamında ulusal ve uluslararası platformlarda yapmış olduğu örgüt propagandasını içerir konuşmalarıyla örgütün destekçisi olduğunu açık bir şekilde belli etmiş, terör örgütüne manevi destekte bulunmuş, örgütü ve mensuplarını sahiplenme kastıyla hareket etmiştir. Sanık, propaganda kastını aşarak terör örgütünün amaç ve hedeflerine ulaşması maksadıyla destek sağlamaya çalışmıştır. Öncesinde PKK terör örgütünün üyesi olan sanığın eylem ve faaliyetlerinin süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gösterdiği kanaatine varılmakla, eylemine uyan 'terör örgütü üyesi olmak' suçundan dolayı TCK'nın 314/2, 3713 Sayılı Yasanın 5. maddeleri gereğince cezalandırılması cihetine gidilmiştir.''

Gerekçeli kararda, sanık Leyla Zana'nın yurtiçi ve yurtdışında katıldığı her miting, toplantı, basın açıklaması ve uluslararası toplantılarda örgütün istemlerine uyarak hareket ettiği görüşüne yer verildi.

 

'Düşünceyi açıklama kapsamında değerlendirilemez'

Kararda, sanığın her bir suç tarihinde yapmış olduğu konuşma ve açıklamalarının, ''düşünceyi açıklama hürriyeti ve yayma özgürlüğü'' kapsamında değerlendirilemeyeceği de belirtildi.

Varşova'da imzalanan 'Terörün Önlenmesi Avrupa Sözleşmesi'ne atıfta bulunulan kararda, ''kendisinde cebir ve şiddet ifadesi bulunmayan, fakat işlenmiş bulunan bir terör suçunun haklı nedenlere dayandığını açıklayan ifadeler hiçbir demokratik hukuk düzeninde himaye edilemez'' görüşü ifade edildi.

Kararda, sanık Zana'nın ''etkin pişmanlık'' hükümlerinden faydalanma gibi bir talebinin bulunmaması nedeniyle hakkında bu hükmün uygulanmadığı da belirtildi.

 

'Avukatlara savunma için 2 kez süre verildi'

Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, sanık Zana hakkında verdiği 10 yıl hapis cezası kararının ardından basın açıklaması yapan sanık avukatlarının ''mahkeme bize savunma hakkı tanımadı'' şeklindeki açıklamaya da gerekçeli kararda yer verildi.

Kararda, davanın ilk oturumundan karar oturumuna kadar olan süre boyunca, sanık avukatlarının vekaletnamelerini dosyaya ibraz etmedikleri bildirildi.

Savunma hakkının kısıtlanmaması amacıyla sanık avukatlarının duruşmalara katılımlarının sağlandığı kaydedilen kararda, iddia makamının esas hakkındaki mütalaasına karşı sanık ve müdafilerine savunma hazırlamaları için 2 kez süre verildiği belirtildi.


10 yıl hapis cezası

Mahkeme, sanık Leyla Zana hakkında ''terör örgütünün propagandasını yapmak'' ve ''örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek'' suçlarından cezalandırılması istemiyle açılan davada; sanığın eylemlerinin terör örgütü PKK üyeliği boyutuna ulaştığı gerekçesiyle, Zana'ya 10 yıl hapis cezası vermişti.

Mahkeme heyeti ayrıca, sanığa verilen ceza süresinin 2 yıldan fazla olması nedeniyle, sanığın, TCK'nın ''belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma''yı düzenleyen 53/1. maddesi uyarınca seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasını da kararlaştırmıştı.