Lehman krizinden bu yana en kötüsü

TEB Genel Müdürü Leblebici, tüketici ve reel kesim güveninin Lehman krizinden bu yana dip seviyelere gerilediğini belirterek büyümenin hız kaybedeceğini ve toparlanmasının vakit alacağını söyledi.

Pelin Ünker / Ekonomi

Türk Ekonomi Bankası (TEB) Genel Müdürü Ümit Leblebici, “Kredilerin artış hızında Eylül 2015’ten itibaren önemli bir gerileme gözlemliyoruz. Keza tüketici ve reel kesim güven endeksleri de Lehman krizinden bu yana en düşük seviyelerine gerilemiş durumda. Benzer yavaşlamayı ev ve otomobil satışlarında da gözlemlemek mümkün. Bu veriler yılın son çeyreğinde büyümenin önemli bir ivme kaybedeceğine işaret ediyor” dedi.

Politik belirsizlik

2015 yılı değerlendirmesi ve 2016 beklentilerini gazetemiz ile paylaşan Ümit Leblebici, 2015’te gelişmekte olan ülke piyasalarında artan dalgalanma ve yurtiçinde politik belirsizlikler nedeniyle büyümenin hız kaybetmesinin beklendiğini ifade etti. Leblebici, TEB olarak ilk yarıdaki görece kuvvetli büyüme performansı ile 2015 yılının tamamında GSYH büyümesinin yüzde yüzde 3 civarında gerçekleşmesini beklediklerini söyledi. TEB Genel Müdürü “Bu düşen ivme ertesinde aktivitenin toparlaması vakit alabilir düşüncesindeyiz. Bu çerçevede 2016 yılının ikinci çeyreğinden itibaren aktivitede bir toparlanma olsa bile tüm yıl için büyüme hızının yine bu yıla benzer seviyelerde seyredeceğini düşünüyoruz” diye ekledi.

Leblebici’nin Türkiye ekonomisi ile ilgili değerlendirmeleri şöyle:

İşsizlik yüzde 11’e çıkacak

* İşsizlik oranının 2016 ortasında yüzde 11’e yaklaşmasını, ikinci yarıda büyümedeki toparlamaya paralel gerileyerek seneyi yüzde 10 seviyesinde bitirmesini bekliyoruz.
* Enflasyon tarafında ise düşen emtia fiyatlarına rağmen kurdaki değer kaybı ve enflasyon beklentilerindeki yaygın bozulmanın da etkisiyle enflasyonun bu sene yüzde 8’in üzerinde gerçekleşeceğini düşünüyoruz. 2016 yılında ise kurdaki değer kaybının kontrol altında kalacağı varsayımıyla enflasyonun yüzde 7.5 seviyesine gerileyeceği öngörüsündeyiz.
* Cari açığın GSYH'ya oranının ise petrol fiyatlarındaki düşüşün de desteğiyle 2014 yılındaki yüzde 5.8 seviyesinden 2015 yılında yüzde 4.8’e gerileyeceğini düşünüyoruz. Küresel büyümedeki yavaşlama kurdaki değer kaybına rağmen ihracatta beklediğimiz iyileşmenin gerçekleşmemesine sebep oluyor.
* Diğer taraftan petrol ihracatçısı ülkelerin gelirlerindeki kötüleşme o ülkelere olan ihracatımızı da olumsuz etkiliyor. Petrol fiyatlarının daha fazla gerileme olmaz ise cari açıktaki iyileşmenin önümüzdeki sene sınırlı olacağını ve cari açığın GSYH’ya oranın yüzde 4.5’i olarak gerçekleşeceğini öngörüyoruz.

İş yoksa tasarruf da yok

Leblebici, Türkiye’de tasarruf oranlarının yükseltilmesinin önem kazandığına dikkat çekerek “Sektörde tasarrufu sağlamanın tek yolu faizi artırmak olarak görülmemeli. Bunun için iş gücüne katılımın da artırılması gerekiyor. İstihdamı ve özellikle de kadınların işgücündeki ağırlığını artırmalıyız” dedi.

KOBİ'lere destek

Leblebici şöyle devam etti: "İş hayatındaki kadınların -özellikle de kadın KOBİ ve işletme sahiplerinin- finansmanın yanı sıra bilgi ve danışmanlık desteğine de ihtiyaç duyduğunu ve bu desteklerin bütünsel olarak sağlanmasında bazı eksiklerin olduğunu görüyoruz. Buradan yola çıkarak, kadınların iş hayatındaki ihtiyaçlarını bütünlüklü bir hizmet anlayışıyla çözme hedefiyle sektörde ilk kez banka bünyesinde ayrı bir yapılanma oluşturarak bu yıl TEB Kadın Bankacılığı’nı başlattık. İş hayatındaki kadınlarımızı işletmelerini büyütebilmeleri için gereken bilgiye ulaşma, yeni pazarlara erişim, networking kurma gibi kilit konularda destekliyor; kendilerine özel eğitim, danışmanlık ve mentorluk olanakları sağlıyoruz. İş hayatının çeşitli alanlarında karşılaştıkları engelleri aşmaları konusunda yardımcı oluyoruz.

Kadınların ekonomiye tüketici kimliğiyle değil, üretici kimliğiyle daha fazla dahil olmasını hedeflleyerek başlattığımız Kadın Bankacılığı’nı önümüzdeki dönemde daha da güçlendireceğiz."

15 şube açacak

Ümit Leblebici, Aile Akademisi ve Girişim Bankacılığı kapsamındaki çalışmalarını da sürdüreceklerini belirtti.

Leblebici, 2016 yılında toplam 15 şube açmayı planladıklarını ve artan iş hacmi doğrultusunda da personel alımı yapacaklarını söyledi.


Gelir artmayınca gideri kıstık

Geçen yılın diğer sektörlerde olduğu gibi bankacılık sektörü için de kolay bir yıl olmadığını söyleyen Leblebici, gelir tarafında hedeflenen bütçe rakamlarının yakalanamadığı zamanlarda, gider tarafında yapılan düzenlemelerle karlılığın sürdürülmesi hedefiyle çalışmalar yapıldığını ifade etti. Bu durumun, sektörün ilk sekiz aylık karının sadece yüzde 3 daralma ile yine 16 milyar TL’nin üzerinde olmasında etkili olduğunu aktardı.

Leblebici, TEB'in finansal sonuçları hakkında ise şu bilgileri verdi:
"30 Eylül 2015 tarihi itibarıyla bankamızın aktif toplamı yılın başından itibaren yüzde 17 artarak 73.7 milyar TL’ye ulaştı. Yılın ilk dokuz ayındaki faaliyetlerimiz sonucunda net karımız 585.2 milyon TL olarak gerçekleşti. Aynı dönemde bankamızın toplam mevduatı yüzde 14 artarak 44.8 milyar TL’ye yükseldi. Kredi toplamımız 53.7 milyar TL’ye ulaştı. Yılın ilk dokuz ayında özkaynaklarımızı yüzde 12 artarak 6.6 milyar TL’ye çıkarırken, bankamızın sermaye yeterlilik rasyosunun yüzde 12.77 olmasını sağladık. Eylül 2015 sonu itibarıyla 553 şube ve 1680 ATM’ye ulaştık."


Verimliliğe odaklanacağız

TEB Genel Müdürü, büyürken sadece rakamsal büyümeye değil, verimliliğe de odaklanacaklarını söyleyerek şöyle devam etti: "Gelişmekte olan dijital platformlarda yer almaya büyük önem veriyoruz. Ülke genelindeki yaygın şube ağımızla birlikte, Alternatif Dağıtım Kanalları’na da yoğunlaşırken, verimli iş modellerimizi geliştirmeye devam edeceğiz.

Ülkemizde henüz çok da fazla konuşulmayan Toplam Faktör Verimliliği, önümüzdeki dönemde bankamızın da önemli gündemlerinden biri olacak. Harcanan aynı miktarda sermaye ve emekle daha fazla üretim yapıldığında ancak verimlilik artıyor. Türkiye’de ise bu durum maalesef istenen seviyelerde değil. Bu nedenle yaptığımız işlerde harcadığımız emeği, kaynağı en etkili şekilde kullanarak daha fazla üretim yapmamız, katma değerli ürünler sunmamız ve verimliliği sağlamamız gerekiyor."