Le Monde'dan "Orgeneral Koşaner" yorumu

Fransız Le Monde gazetesi, "General Koşaner, Zayıflayan Türk Ordusu'nun Yeni Lideri" başlıklı analizde Türkiye'nin tarihinde hiçbir zaman, güçlü ordunun, "Avrupa Birliği ve Recep Tayyip Erdoğan'ın İslami muhafazakar hükümetinin darbeleri altında o kadar geri çekilmeye zorlanmadığı"nı savunurken, Orgeneral Koşaner'in Genelkurmay Başkanı olarak atanmasının ise, "değişime direniş eylemi" olarak görülebileceğini de öne sürdü.

cumhuriyet.com.tr

Le Monde gazetesi, Türkiye muhabiri Guillaume Perrier imzasıyla TSK ve yeni Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner'e ilişkin bir analiz yayımladı.

"General Koşaner, Zayıflayan Türk Ordusu'nun Yeni Lideri" başlığını taşıyan analizde "Türkiye'nin tarihinde hiçbir zaman, kendi kendini rejimin koruyucusu ilan eden güçlü ordunun, Avrupa Birliği ve Recep Tayyip Erdoğan'ın İslami muhafazakar hükümetinin darbeleri altında o kadar geri çekilmeye zorlanmadığı" yorumu yapıldı.

AB reformlarının, ordunun imtiyazlarını önemli ölçüde azalttığını, ordunun aynı zamanda "bir dizi skandal ve dava nedeniyle darbe yediğini" de öne süren gazete, YAŞ toplantısı sırasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, aralarında Hasan Iğsız'ın da bulunduğu, "Balyoz" soruşturmasında adı geçen 11 subayı veto ettiğini öne sürdü.

"Medyadaki iddialar ordunun itibarını ciddi biçimde zedeledi"

Le Monde, orduya yönelik iddiaların 2007 yılından bu yana çoğaldığını belirttiği analizinde PKK ile mücadeleye ilişkin olarak yayımlanan iddiaların da "ordunun itibarını ciddi bir biçimde zedelediği"ni yazdı.
"Hükümetin onayı ile sürdürülen yargı süreçlerinin, ordunun siyasi gücünün giderek daha da sorgulandığını doğruladıkları" yorumunu da yapan Le Monde, "Türk rejiminin demokratikleşmesi ve askeri vesayetinden kurtarılmasının, katı Kemalistler arasında İslamcıların iktidarı tamamen ele geçirmesi korkusunu yarattığı"nı da belirterek şöyle devam etti:
"Bu bağlamda Orgeneral Koşaner'in, NATO'da en büyük ikincisi güç olan 700 bin personelde oluşan Türk ordusunun başına getirilmesinin, değişime direniş eylemi olarak okunabilir. Bu eski tip laik, 2008 yılında küreselleşme ve etnik çeşitliliğin ulus devlet üzerindeki 'olumsuz' etkilerini ihbar etmekle tereddüt göstermemişti. Görevi devralırken yaptığı konuşmada Türk medyasını tehdit ederek damgayı vurdu ve 'demokrasi ve insan hakları adına' ulusal modelinin sorgulanmasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi."