Kuzu'dan 'Mini anayasa paketi' önerisi

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı, AKP İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, Anayasada kısmi değişiklik yapılabileceğini ifade ederek, ''Bir mini paket olabilir. Eğer yeni bir anayasa yapılamıyorsa, hiç olmazsa mini paketlerle geliştirelim. Başka çare de yok. Bir şeyin tamamını elde edemiyorsak, bir kısmını elde edelim. Bunu da kâr saymak lazım'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

Anayasa değişikliği konusundaki çalışmalara ilişkin açıklamalarda bulunan TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı, AKP İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, AKP'nin, yurttaşa ''yeni bir anayasa'' vaadinde bulunduğunu, 22 Temmuz seçimlerinden 1, 1-5 ay önce de bu konuda çalışma yapması için akademisyenlerden oluşan bilim komisyonu kurulduğunu anımsattı.

Bilim komisyonunun hazırladığı metni, seçimden sonra AKP'nin hukukçulardan oluşan komisyonunun değerlendirdiğini, bu sırada bilim heyetini de çağırdıklarını anlatan Kuzu, anayasanın bütünlüğünün bozulmasını istemediklerini, partilerinin görüşleri bakımından çok ters hususlar varsa, bunları yumuşatmaya çalıştıkları, ancak metnin özüne karışmadıklarını söyledi.

Kuzu, TÜSİAD, MÜSİAD, işçi ve işveren sendikaları, baro ve üniversitelerin de geçmişte bilim heyetlerine anayasa taslakları hazırlattıklarını, kendilerinin de aynı yöntemi izlediğini belirtti.

''Kapalı kapılar arkasında Anayasa hazırlıyorsunuz'' diye eleştirildiklerini anımsatan Kuzu, ''Halbuki öyle değil. Sonra bu metin tartışmaya açılacaktı. Tam o sırada başka bir gelişme oldu. Başörtü konusu öne çıktı. Bizim niyetimiz, başörtüsünü çözüp, anayasanın kalan bölümünü bir kenara bırakmak değildi'' dedi.

Kuzu, anayasa taslağı kamuoyuna açıklandığında, ''Değişmez maddelere dokunuldu'' diye eleştiri aldıklarını anımsatarak, şunları kaydetti: ''Temin ederim ki metin de ortada, değişmez maddelerin zerresine dokunmadık. Aynen 1982 Anayasasında neyse, öyleydi. Evet, başörtüsü konusunda hüküm vardı ama 4-5 alternatif vardı. Oturulup, bunlar konuşulacaktı. Belki metinden tamamen çıkarılacaktı. Bizim, bu anlamda da bir ısrarımız olmayabilirdi. O günün şartları neyi getirirdi, bilemiyorum. Fakat daha oraya gelmeden, maalesef metin, kamuoyunda belli kesim tarafından boğuldu. Bu konular, ön plana çıkarıldı. Anayasanın özü tamamen kenara itildi. 1982 Anayasanın çok kötü olduğunu söyleyenler, 1982 Anayasasına sahip çıkmaya başladılar, dört elle sarıldılar. ''Kötü örnek olmasın' diye, ellerindeki metinleri değiştirerek, eski haline getirdiler, 1982 Anayasasına döndüler. AK Parti'ye nispet yapmak için o demokratik metinlerinden döndüler.''

"Değişebilir maddeleri, değiştiremiyoruz"

Anayasa Mahkemesinin, başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılmasına ilişkin anayasa değişikliğini iptal kararına da değinen Kuzu, kararın, ''oldukça kötü bir karar'' olduğunu iddia etti. Yüksek Mahkeme'nin böyle bir kararı nasıl verdiğini hayret ve ibretle algıladığını anlatan Kuzu, Mahkemenin, 1970 yılında da aynı hatayı yaptığını ve çok eleştiri aldığını söyledi.

Kuzu, Anayasa Mahkemesi'nin, ''anayasanın değişmez maddelerini bir şablon olarak aldığını'' ve buna ilişkin ''teklif yasağının'' temel ilkelerini belirlediğini savunarak, ''Tamam, değişmez maddelere dokunulmasın. Değişmez maddeler, elbette ki hepimizin ortak değerleridir. Bu konuda herhangi bir sorun zaten yok. Biz, değişir maddeleri, nasıl değiştireceğiz? Sorun bu. Şu an, bu karar sonrası, değişebilir maddeleri değiştiremiyoruz biz. Anayasa Mahkemesi, öyle bir karar verdi ki 1970 yılındaki sıkıntı bugün de aynen devam ediyor'' diye konuştu.



Mini paket önerisi

Kuzu, kala kala ellerinde üçüncü bir yol kaldığını, onun da kısmi değişiklik olduğunu belirterek, şunları kaydetti: ''Anayasa, şu ana kadar 13 kez değişti, aşağı yukarı 70 madde değişti. İyi de sonuç aldık. Olumlu değişikler oldu. Bunun üzerine yeni maddeler ilave edilebilir. Mesela Ombusdmanlık dediğimiz, hakem kurulu, bu gelebilir. Bu konuda partiler arasında sorun yok. O konuda bir problem olmaz, bu olabilir. Türkiye milletvekilliği var. 550 milletvekilinin, 100'ün siyasi partilerin aldığı oy oranına göre seçilmesi esası... Bunda da çok fazla problem çıkacağını sanmam. Oturup konuşulabilir. Onun dışında da AB'nin özellikle Adalet Bakanlığından istediği yargı reformu konusunda bazı hususlar... Bakanlığın, bu yöndeki hazırlıkları daha önce kamuoyuna açıklanmıştı. Belki onları da ihtiva eden bazı hükümler konabilir.
İşin özü, bir mini paket olabilir. Çok büyük çapta bir anayasa değişikliği, söylediğim çerçevede, o şartlar ancak gerçekleşirse olabilecek şekildedir. Benim kanaatim, eğer yeni bir anayasa yapılamıyorsa, hiç olmazsa mini paketlerle geliştirelim. Başka çare de yok. Bir şeyin tamamını elde edemiyorsak, bir kısmını elde edelim. Bunu da kar saymak lazım.''