Kuzguncuk'ta açılan Mahalle kahvesi

Kıraathane kültürüne farklı bir bakış getiren Mahallekahvesi Kuzguncukta açıldı. İçinde oyun masalarının yanı sıra kütüphanesi, kafesi, hatta özel toplantılar için salonu dahi bulunan kahvenin çabası, geleneksel tavrı koruyarak bu paylaşım alanında bir dönüşüm sağlayabilmek.

cumhuriyet.com.tr

Mahallekahvesi'nin sahipleri bunu önce gerçek kıraathane kültürü olan yerlerde yapabilmek sonrasında da Avrupa'ya taşımak istiyor.
 

Kahve zincirlerine iade-i ziyarete gideceğiz

Kahve kültürü, erkeklerin çok yakından bildiği bir paylaşım. Kıraathanelere gidilir, çay kahve içilip sohbet edilir, oyun oynanır, maç izlenir. Kadınlaraysa bu kültürü televizyondan, filmlerden görmek kalır; kimini gazete ilanlarında iş ararken görürüz, kimini yeni iş alanları yaratırken. Konuşmalar, tavır, bakış erkektir. Şimdi kendi bildiklerimi ne kadar anlatsam boş, duyduklarımı da. En iyi müdavimleri bilir kıraathaneleri. Ama artık yeni bir dönüşüme gebe mekanlar buralar. Aykut Taluy ve Bahri Uğrar'ın Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) işbirliği ile “kahvehanelerin iyileştirilmesi projesi” kapsamında geliştirdikleri Mahallekahvesi konsepti kahveler hakkında bildiğimiz imajı yıkacak, yerine yenisi yüklenecek. İlk adım Kuzguncuk'ta atıldı. Devamı da Ümraniye, Gaziosmanpaşa gibi semtlerde gelecek. Hatta sahiplerinden Aykut Taluy, yurtdışından gelen kahve zincirlerine de başkaldırmayı hedeflediklerini söylüyor: “Starbucks'lar buraya geldiyse, biz de iade-i ziyaret yapmalıyız. Bu projenin bir başka ayağı da Mahallekahvesi konseptini NewYork'a, Londra gibi yerlere taşıyabilmek.”

Mahallekahvesi'ni görmek ve sahipleriyle görüşmek için çıkıyoruz yola. Gazetemiz şoförlerinden Nedret Abi de eşlik ediyor bize, aracı kullananan Temel Abi'ye yolu tarif ediyor. Gitmek istediğimiz yer Kuzguncuk Mahallekahvesi. Henüz görüşlerini bildirmiyor bir Kuzguncuklu olan Nedret Abi. Sonra sonra anlıyorum ne düşündüğünü. Mahallekahvesi, açılalı henüz bir hafta oldu. Belli ki esnaf da çevre halkı da içselleştirmeye çalışıyor. İçeri girdiğinizde bir kafe havası sarıyor sizi. Sonra da arkadaki kıraathane bölümünü görüyorsunuz. Hatta masalar, sandalyeler ve çuhalar dahi eski kıraathane halinden kalma. Bir değişiklik yapılmamış. Müdavimlerinin özellikle böyle istediğini söylüyor Aykut Taluy. Hatta çayın yanındaki şekerleri bile kağıtlı vermiyorlar müdavimlere. Onlar hala geleneksel tadı arıyor paketsiz şekerle. Onlara özel servis var. Üst kata çıktığınızda bir toplantı salonu göze çarpıyor. 10-12 kişilik bir masa, ekran ve yazı tahtası. Dilediğiniz gibi kiralayıp, özel bir şekilde kullanabiliyorsunuz. İster toplantı yapın, ister toplu maç izleyin. Diğer bir katta ise güzel bir kütüphane görüyorsunuz. Alt raflarda haftalık ve aylık dergiler, üstteki raflarda da kitaplar. Bir de gün boyunca belgesellerin döndüğü bir televizyon. Alt katta da iki televizyon var. Birinde spor kanalı, birinde de haber kanalı açık. Ortadaki bölüm ise bir kafeterya tadında. Kurabiyeler, atıştırmalıklar... Mahallekahvesi'nin mimarı Şule Kayatür modern bir tarzı gelenekselle harmanlama yoluna gitmiş. Ama bildiğimiz kıraathanelerden uzak bir yapısı olduğu kesin. Zaten istenilen de bu. Modern, çeşitli tercihlere açık ve hatta yeni nesli de yakalayabilen bir yapı hedeflenmiş. Ayrıca kıraathanelerin boşa vakit öldürme yerleri olarak görülmesine de bir tepki. İster kitap, gazete okuyun, ister tavla-okey oynayın, isterseniz de arkadaşlarınızla çay, kahve içip sohbet edin. TESK başkanı Bendevi Palandöken de Mahallekahveleri'nde tavla turnuvaları, resim sergileri ve her hafta metro müzisyenlerinin vereceği konserlerle mekanın ruhunun oluşacağını söylüyor. Palandöken, “Kuzguncuk, çok eski kahvelerin olduğu bu semtte kahvehane kültürü vardır. Simitçi Tahir, Baba Nakkaş, Tenekeci Musa gibi sokak isimlerinde bile mahalle esnafına olan sevgiyi görüyorsunuz. Bizim dileğimiz yurdun her yerinde olması ama ilk önce örnek olacak yerlerde açılmasını sağlamak. Belli standartlara sahip olması beklenecek” diyor. Sigara yasağıyla birlikte daha da zor günler geçiren kahveci esnafının yeniden ekonomiye kazandırılması için bu uygulamayı genişletmeyi istiyorlar. Hedef de beş yıl içinde bin kıraathane yenilenmesi.
 

Kadınlar kahvede tavla atıyor

Mahallekahvesi'nde verilen hizmet kıraathanedekinden farklı. Ancak fiyat politikasında bir değişiklik yok. Amaçları sistemi yayabilmek. Hem kahveci esnafını ilerletebilmeyi hem de kahveye gelen insanların dünyasına farklı şeyleri de katabilmeyi istiyorlar. Aykut Bey, “Kimsenin müşterisini alma derdimiz yok. Biz müdavimlerin yanı sıra yeni müşteri de çıkarıyoruz. Artık burada da kadınlar tavla atabiliyor” diyor. Çalışanlardan biri de zaten güleryüzlü bir kadın. Onu da özellikle tercih etmişler.

Aynı cadde üzerinde 12 kıraathane var. Bu yeni konsepti beğenmiş olsalar da kıraathaneyle bağdaştıramıyorlar. Kimi içten içe tepki veriyor, kimi açık açık söylüyor. Hatta Kuğu Kıraathanesi'nden kahveci Metin de, “Biz burada bağıra çağıra maç izliyoruz. Küfür ediyoruz. Orası daha elit. Rahat olamayız ki” diyor, “Ne oraya ne de bizim kahveye ailemi getirebilirim. Kahveler öyle yerler değil”.

Mahallekahvesi'nin eski sahibi Seyfettin Polat da eski tadı kısmen alabildiğini söylüyor. Kahveyi devrettikten sonra işlerden elini ayağını çekmiş ancak oyun oynamaya, çay içmeye gelmeye devam ediyor. “Burası aynı zamanda başkaca bir yer oldu elbette. Ama artısı var, eksisi yok” diyor. Tam da Aykut Bey “İki çay çeeek” diye bağırdığı sırada ayrılıyoruz kahveden. Nedret Abi'nin bize az ilerideki bir çay ocağında çay ısmarlamasından anlıyorum, bu yeni konsepte alışamadığını. “Orası bir pastane gibi oldu. Kıraathane tadı alamıyorum” diyor. Çaylarımızı içip, ayrılıyoruz Kuzguncuk'tan.

Fotoğraf: Uğur Demir