'Kuzey Irak'tan kesintisiz görüntü geliyordu'

Ergenekon duruşmasında emekli Albay Salih Taşdelen tanık olarak dinlendi.

cumhuriyet.com.tr

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda görülen duruşmaya, CHP İzmir Milletvekilli gazeteci Mustafa Balbay, gazeteci Tuncay Özkan, emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin'in de aralarında bulunduğu 38 tutuklu sanık katıldı.

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, emekli Orgeneral Hurşit Tolon, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve Sedat Peker'in de aralarında bulunduğu 27 tutuklu sanığın gelmediği duruşmaya, tutuksuz sanıklardan Mahir Akkar katıldı.

Duruşmada, tutuklu sanıklardan emekli Tuğamiral Alaettin Sevim'in talebi üzerine çağrılan emekli Albay Salih Taşdelen tanık olarak dinlenildi.

Taşdelen, Alaettin Sevim'in 2007-2009 yılları arasında Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı olarak görev yaparken kendisinin de Sevim'in emrinde 2. Şube Müdürü olarak çalıştığını söyledi.

Kasım ayında Amerika ile yapılan anlaşma gereği istihbarat paylaşımıyla ilgili birimde (Amerikan Savunma İşbirliği Ofisi) görevlendirildiğini ifade eden Taşdelen, gerçek zamanlı istihbarat paylaşımıyla ilgili görev yaptığı bu birimde de Sevim ile birlikte çalıştıklarını belirtti. Taşdelen, Sevim'in zamanının büyük bir bölümünü burada geçirdiğini kaydetti.

Taşdelen, Sevim'in hazırladığı iddia edilen ''Kitleşim, Proje'' isimli belgeleri hiç duymadığını anlatarak, ''Biz istihbarat işlerinin yürütülmesini yapıyorduk. Yoğun çalışıyorduk. Bu tür şeylere zaman ayıracak vakti yoktu'' dedi.

Taşdelen'e sorular yönelten Alaettin Sevim de görevi süresince en fazla zaman geçirdiği şube müdürü olduğu için Taşdelen'i tanık olarak çağırdığını ifade ederek, Taşdelen'in istihbarat konusunda Avrasya bölgesinden sorumlu olduğunu kaydetti.


Dağlıca baskınından sonra istihbarat görevi

Sevim, Ekim 2007'deki Dağlıca baskınından sonra, Kasım ayında Başbakan ve beraberindeki heyetin ABD ile görüşmeler yaptığını, politikalar belirlendiğini, istihbarat paylaşımının yapıldığını, kendilerinin protokollere hiç katılmadıklarını, ancak yabancı istihbarat konusu olduğu için görevlendirildiklerini anlattı.

Taldelen'e, görüntülü istihbarat konusunda elindeki en iyi eleman olduğu için görev verdiğini belirten Sevim, görev yaptıkları yerin yabancı karargah içinde olduğunu söyledi.
Duruşmada dava sanıklarının fotoğrafları gösterilen Taşdelen, gerçek zamanlı istihbaratla ilgili ABD ile paylaşım yaparken, yurt dışına ait istihbarat konusundaki görüntülerin dışarıya sızdığını, bu konuda dava sanıklarından olan dönemin Genelkurmay Adli Müşaviri Hıfzı Çubuklu'ya bir rapor sunduğunu anlattı.

Dava sanıklarından emekli Albay Dursun Çiçek ile bir diyaloğu olmadığını ifade eden Taşdelen, ''İrtica İle Mücadele Eylem Planı'' isimli belgeyi de ilk kez basında okuduğunu dile getirdi.

Karargahta bu ve buna benzer çalışmalara tanık olmadığını belirten Taşdelen, Sevim ile odalarının karşılıklı olduğunu, ancak Çiçek'i Sevim'in odasına girip çıkarken görmediğini kaydetti.

'Kuzey Irak'tan kesintisiz görüntü geliyordu'

Duruşmada tanık olarak dinlenilen emekli Albay Salih Taşdelen'e sorular yönelten tutuklu sanık emekli Tuğamiral Alaettin Sevim, 2007-2009 yılları arasında Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanlığı yaptığı dönemde Amerikan Savunma İşbirliği Ofisi'ndeki görevine ilişkin açıklamalar yaptı.

Sevim, 2007 yılının Kasım ayının ortalarından itibaren yabancı bir ülkenin karargahında görev yapmaya başladıklarını belirterek, ''Bilgisayarlara kesintisiz olarak Kuzey Irak'tan görüntü geliyordu. 18 saat görüntü akıyordu. Ama benim 24 saate uzatılması için ısrar ettiğimi biliyor musunuz?'' diye sordu.

Taşdelen'in ''Evet, görüntü aktarımının uzatılmasını talep ettiniz'' yanıtı üzerine Sevim, ''Kuzey Irak'tan görüntü aktarılan bilgisayarda bir belge yazılması durumunda akış kesilmez miydi?'' dedi. Taşdelen, ''Görüntü kesilirdi. Ayrıca bilgisayarlar ile Genelkurmay Karargahı arasında bağlantı yoktu'' diye konuştu.

Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese'nin, tanığa doğrudan suçlandığı konularla ilgili soru yöneltmesini istediği Sevim, ''Hazırladığım iddia edilen belgeyi hazırlayabilecek çalışma koşulumun olmadığını ortaya çıkarmaya çalışıyorum. Sızmaların önüne geçmek için bilgisayarlara office, word gibi programlar yüklenmemişti'' dedi.

Duruşmada, Salih Taşdelen'in tanık olarak dinlenilmesinin ardından tutuklu sanıklardan Muzaffer Tekin'in talebi üzerine çağrılan tanık Emrah Özdemir'in dinlenilmesine geçilmek istendi.

Ancak, Özdemir tanık odasında sırasını beklerken göğüs ağrısı şikayeti ve kalp krizi riskiyle Silivri Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.

Özdemir'in, hastanede tahlillerinin yapılması nedeniyle duruşmanın öğleden sonraki oturumu geç başladı. Özdemir, talebi üzerine gizli tanık odasında sesi ve orijinal görüntüsü salona yansıtılarak duruşmaya katıldı.

Duruşmada tutuklu sanıklardan emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Özdemir'in gizli tanık odasında ifade vermesine itiraz etti.

Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese tarafından kimlik tespiti yapılan Özdemir, adresini vermek istemeyince de Veli Küçük sinirlendi. Salondan çıkan Küçük'ün, ''Az sonra geleceğim'' sözleri üzerine Başkan Özese, ''İçeri almayın. Dışarıda kalsın'' diye görevlileri uyardı.

Yarına ertelendi

Tanık olarak dinlenilmesine geçilen Özdemir, dün 03.30'a kadar hastanede olduğunu, bugün de rahatsızlandığı için yarın ifade vermek istediği söyledi. Bunun üzerine duruşma yarına ertelendi.

Daha önce 2 kez kalp krizi geçirdiği öğrenilen Emrah Özdemir, Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen JİTEM davasında tanık olarak dinlenmişti. Özdemir, Muzaffer Tekin hakkındaki beyanları nedeniyle tanık olarak çağrılmıştı.