Kusursuz ergen, Eilish

Ergenlerin artık bir sesi var; Billie Eilish. Şarkıcının yeni kuşak ile ilişkisi ne geçici, ne de hayali.

Deniz Ülkütekin

Ergenlik yaşam biçiminden, alışkanlıklara kadar çok farklı dinamiklerle insanı değişken kılan bir dönem. Dahası ergenler endişelerini, mutluluklarını ve taleplerini dillendirdiklerinde, eninde sonunda yaşlarıyla değerlendirilen, korkularının, arzularının ve isteklerinin geçici olduğuna inanılan bir kitle. Artık onların bir sesi var; Billie Eilish. O ve 2000’ler sonrası doğan Z kuşağı ile ilişkisi ne geçici ne de hayali.

18 Aralık 2001 doğumlu, yani 18 yaşına gireli bir aydan sadece biraz fazla oldu. Doğumundan itibaren vejetaryen olarak beslenmiş, kısa süre önce ise vegan olmaya karar verdi. Hiçbir zaman uyuşturucu kullanmadığını söylüyor. Her zaman vücuduna bol gelen kıyafetler giyiyor, çünkü yaşıtı olan kızların veya görünür olmak için onlara sunulan popüler beden politikasını kullanmasını istemiyor. Anlayacağınız belli bir plan dahilinde Z kuşağının davranış biçimine örnek olacak bir imaj olarak karşımızda duruyor.

Vanity Fair Dergisi, Youtube kanalında üç yıldır Billie Eilish ile “aynı röportaj” isimli bir çalışma yapıyor. Birer yıl arayla Eilish’e aynı sorular soruluyor. Tahmin edersiniz ki, Eilish’in cevaplarının bir kısmı bir veya iki yıl öncekinden çok farklı. Tıpkı çizdiği imaj gibi. Ben de bu yazıda Billie Eilish’in yükselişine tanık olan üç dönemine, üç müzik videosunu inceleyerek göz atacağım.

KARIN AĞRISI

Eilish’in dünya üzerinde milyonlarca yaşıtından farklı bir eğitim gördüğüne şüphe yok. Babası aktör Patrick O’Connell ve annesi, senarist Maggie Baird sayesinde gösteri dünyasına uzak bir çocukluğu olmadı. İlk şarkısı “Ocean Eyes” internete düştüğünde 14 yaşındaydı. Ardından piyasaya sürülen ve profesyonel anlamda Billie Eilish imajını görsel bir hikâyeye dönüştüren video ise “Bellyache” (Karın ağrısı) oldu.

ABD’nin ortasında, ıssız bir yolda başlıyor Eilish yolculuğuna, üzerinde sarı bir tulum. Sarı, ergenliğin geçiciliğine bir gönderme. Ergenseniz her şey geçicidir. Tarzınız, beğenileriniz, arkadaşlarınız. Tıpkı bir yerden diğerine giderken kullandığınız sarı taksiler gibi. Arkasından takip eden para dolu çanta ise onun en değerli arkadaşı, çünkü ergenlikte bile, sadece paranız veya gücünüz olduğunda etrafınızda insanlar olur. Ve elinde yine sarı, kökünden koparılmış bir çiçek, onu havaya atıyor, atarken, “aklım nerede/ umrumda değil” diyor. Otobanda ilerliyor ve karşısına copunu sallamakta olan bir polis çıkıyor. Polisin diğer elinde ise bir kek var. Polis şehvetle keki ısırıyor, bu polisin şiddet meyilli davranışının oral yolla sembolleştirilmesi. Yerde, videonun başında elinden fırlattığı çiçeği görüyoruz.

Otoban ve kadın, Amerikan sinemasında ve müzik videolarında sıkça kullanılan bir sembol. Örnek vermek gerekirse Alfred Hitchcock’un Viktoriyan ahlakı ile bezenmiş sinema şaheserleri genelde, tek başına şehri terk eden ve otoyolda başına türlü belalar açılan kadınlarla ilgilidir. Eilish bu metaforu tersine çevirerek ergen kadınların güçlenmesine yönelik ince bir mesaj veriyor. Şu sözlere dikkatinizi çekeyim; “İlmiğimi boynuma sardım gerdanlık gibi/Onları korkutmak istiyorum, her yerde olabilirmişim gibi/ Umarsız gibi.”

SEVİLESİ

Tam adıyla Billie Eilish Pirate (Korsan) Baird O’Connell çocukluğundan itibaren iki zorlu hastalıkla mücadele etti. Biri sinestezi. Tıbba göre bir hastalık, ama kimilerine göre de bir ilham perisi. Özetle kişinin duyularının yer değiştirmesi, sesleri görmesi, renkleri duyması veya tatları koklaması. Van Gogh, Nobakov, Tori Amos gibi sanatın farklı disiplinlerinden ve farklı dönemden yaratıcının mustarip olduğu, hayatı zorlaştıran ama sanatsal üretime farklı boyut kazandıran sinesteziye doğuştan sahip olan Eilish’in diğer hastalığı ise çok daha ilginç. Tourette sendromu olarak bilinen rahatsızlığa sahip olan kişiler ani gözbebeği büyümesi, omuz silkme, anlaşılmaz sesler çıkarmak gibi etkiler taşıyor. Ortaçağda Katolik Kilisesi’nin kantarında cadı olarak görülme gerekçesi olan Tourette sendromu Eilish’in epey zor bir çocukluk geçirmesine sebep olmuş.

 Hastalıklar veya zayıflıklar ergenlik çağını zorlaştıran etkenler. Fiziksel ya da psikolojik zorbalık tüm dünyada gençleri depresyona, kötü alışkanlıklara ve intihara kadar sürükleyebiliyor. Geçen yıl Netflix’te yayımlanan “13 Reasons Why” (13 Sebebi) isimli gençlik dizisi de bu konuya değiniyordu. Hannah isimli genç kız intihar ediyordu ve ardında 13 arkadaşına, hepsinin onun intiharına sebep olma gerekçesini içeren kasetler bırakıyordu. Hannah’ın cenaze sahnesinde çalan şarkı ise Billi Eilish’e ait olan “Lovely”ydi (Sevilesi).

Eilish, Lovely’nin videosunda şarkıda düet yaptığı Khalid ile iki sevgiliyi canlandırıyordu. Bu kez siyahları giymişti. Ergenliğin en karamsar halini resmediyordu. Şeffaf bir küpün içindeydiler, asla çıkamadıkları uzamsal bir küp! Yukarı baktıklarında sonsuzluğa uzuyordu, yürüdüklerinde en uzun yoldan daha uzun oluyordu. “Bir gün buradan çıkacağım/ Tüm gece de sürse de, yüz yıl da/ Saklanacak bir yer lazım/ Yakınlarda bulamıyorum/Yaşadığımı hissetmek istiyorum”. Eilish’in sözleri belki de milyonlarca ergenin içinde bulunduğu ruh halini yansıtıyordu.

RENKLER NEYİ İFADE EDİYOR

Sarı, mavi, siyah ve beyaz. Eilish’in videolarında kullandığı başlıca renkler olarak dikkat çekiyor. Sarı ve siyahı anlattık. Beyaz ise aklınıza ergenliğin yetişkinlik öncesi saflığı getirebilir. Ancak Eilish beyazı “tabula rasa” olarak kullanıyor ve kendini duygusal, ideolojik boşlukları olan bir ergen gibi tasvir ediyor. Maviyi ise sandığınız gibi bluğ çağına ithaf edilen hüznü sembolize etmek için kullanmıyor. Eilish’in dünyasında mavi açık bir gökyüzü gibi enerji dolu olmanın rengi.

 Bugüne kadar, çoklu benlikleri içinde kaybolan ve altı ayda bir rehabilitasyon merkezinde bakıma! alınan sayısız pop müzik kuklası gördük. Ancak Eilish onlardan biri değil. Biz “Bad Guy”a (Kötü herif) bakalım. Çünkü bu çalışması Billie Eilish’in yaratıcılık anlayışının en çok açığa çıktığı video. Eilish daha önce kullandığı renk kodlarını, mekânları ve benliklerini bu videoda ziyaret ediyor ve izleyiciye “ben sizin bildiğiniz kuklalardan değilim” diyor. Şu sözlere bakın! “Ben o tipim/ Anneni üzerim/ Kız arkadaşını üzerim/Babanı ayartırım/ Ben kötü herifim.”

 Kötü mü iyi mi bilinmez, ama Billie Eilish her karakteriyle yaşıtlarına bir davranış biçimi sunuyor. Tüm benlikleri arasında ustalıkla geçiş yapabiliyor. Üstelik bu yaşında, bir büyücü ustalığıyla alter-egolarını yönetiyor. Ve sırf kendisine hayran değil, prototipi olan bir ordu kuruyor. Zorbalığa karşı ezilmeyen, korkularıyla yüzleşen, hiperaktif, hastalıkları değil özellikleri olan bir kusursuz ergen ordusu!

GECENİN YILDIZI BİLLİE EİLİSH

62.  Grammy Ödülleri’nde evine en çok ödülle dönen isim Billie Eilish oldu. Gecede, önceki gece (pazar) helikopter kazasında hayatını kaybeden ABD’li ünlü basketbolcu Kobe Bryant da anıldı.

Müzik dünyasının “Oscar”ı olarak anılan Grammy Ödülleri Los Angeles’ta yapılan renkli törenle sahiplerine verildi. Geceye damgasını vuran isim 18 yaşındaki ABD’li şarkıcı ve söz yazarı Billie Eilish oldu. Eilish, “Yılın Kaydı”, “Yılın Albümü”, “Yılın Şarkısı”, “En İyi Yeni Sanatçı”, “Yılın En İyi Pop Vokal Albümü” olmak üzere 5 dalda ödül aldı. Genç sarkıçı Grammy’de en büyük dört ödülü birden kazanan ilk kadın ve en genç şarkıcı olarak tarihe geçti. ABD’li şarkıcı Alicia Keys sunuculuğunu yaptığı törenin açılışında, Kobe Bryant hakkında bir konuşma yaptı. Keys konuşmasında “Burada müziğin en iyi gecesini, en iyi yapan sanatçıları kutluyoruz, ama şimdi dürüst olmak gerekirse hepimiz çılgın bir üzüntü hissediyoruz. Los Angeles, Amerika ve dünya bir kahramanı kaybetti” dedi. 

Pop şarkıcısı Lizzo da sahne performansına “Bu gece senin için Kobe” sözleriyle başladı. Bu yıl adaylıklara, sekiz dalda adaylıkla damga vuran Lizzo, geceden üç ödülle ayrıldı. Törenin önemli başlıklarından bir diğeri ise, aralarında Türk müzisyenlerin de yer aldığı “Altın Gün” grubunun En İyi Dünya Müziği dalındaki adaylığı oldu. Grup geceden ödül alamadan ayrılmış olsa da, Grammy tarihine adını yazdırdı.

Törende eski ABD Başkanı Barack Obama’nın eşi Michelle Obama da, “Becoming” (Benim Hikâyem) isimli sesli kitabı ile En İyi Sözsel Albüm dalında Grammy kazandı.

SOSYAL MEDYA ONU KONUŞTU

Gecenin sosyal medyada en çok konuşulan ismi oyuncu ve şovmen Billy Porter oldu. Törene turkuaz renkli bir tulum giyerek katılan Porter, Sarah Sokol Millinery tarafından tasarlanan aynı renkli şapkasıyla dikkat çekti. Mekanizmasını Smooth Technology’nin hazırladığı kristalli şapka, uzaktan kumanda ile çalışıyor. “Pose” dizisiyle tanınan Porter’ın perde gibi açılıp kapanan şapkasında 70 binden fazla kristal bulunuyor.

KAZANANLAR

- En İyi Yeni Sanatçı: Billie Eilish

- Yılın Albümü: “When We All Fall Asleep, Where Do We Go?” - Billie Eilish 

- Yılın Kaydı: “Bad Guy” -  Billie Eilish 

- Yılın Şarkısı: “Bad Guy” - Billie Eilish and Finneas O’Connell

- En İyi Vokal Albüm: “When We All Fall Asleep, Where Do We Go?” - Billie Eilish

- En İyi Solo Pop Performans: “Truth Hurts” - Lizzo

- En İyi Rock Albümü: “Social Cues” - Cage the Elephant

- En İyi Rock Şarkı: “This Land” - Gary Clark Jr.

- En İyi Derleme Soundtrack: “A Star Is Born” - Lady Gaga & Bradley Cooper

- En İyi Soundtrack Şarkısı: “Chernobyl” - Hildur Gudnadóttir

- En İyi Alternatif Müzik Albümü: “Father of the Bride” - Vampire Weekend

- En İyi Geleneksel Pop Vokal Albüm: “Look Now” - Elvis Costello & The Imposters

- En İyi Rap Şarkı: “A Lot” - Jermaine Cole, Dacoury Natche, 21 Savage & Anthony White