Kusursuz cinayet!

FETÖ davası iddianamesindeki bir ifadede, Necip Hablemitoğlu’nu öldürdüğü ileri sürülen Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görev yapan yüzbaşı hiç sorgulanmadı. Yüzbaşının ifadesinin alınması istemini Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı uygun görmedi.

Işık Kansu

Fethullah Gülen, Akın İpek, Mustafa Özvan, Önder Aytaç ve Ekrem Dumanlı ile birlikte 73 kişinin yargılandığı FETÖ çatı iddianamesinde yer alan bir ifadede, 2002 yılında suikasta uğrayan Necip Hablemitoğlu’nu öldürdüğü ileri sürülen ve o dönemde Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görev yapan yüzbaşı Tarkan Mumcuoğlu’nun şimdiye değin sorgulanmadığı öğrenildi. Hablemitoğlu’nu öldüren silahın Mogan Gölü’ne atıldığına ilişkin ifadede adı geçen Mumcuoğlu’nun suikastın işlendiği gün yurtdışında olduğu gerekçesiyle Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ifadesine başvurulmasına gerek olmadığı kararı verildi.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2016/238 esas No ile görülmekte olan FETÖ davasının iddianamesinde, Necip Hablemitoğlu’nun öldürümüne de önemli bir yer ayrıldı. FETÖ’nün doğrudan bir “eseri” olduğu iddia edilen öldürüm için “Cinayetin olay yeri keşfi, zamanlaması, kullanılan tetikçinin iş yapma becerisi, işlenme tekniği çok başarılı ve kusursuzdur” nitelemesi yapıldı.

KARARTMA ÇABASI!

İddianamede ayrıca, cinayetin soruşturmasını yürüten ve Emniyet içerisindeki birimlere egemen olan cemaat yapılanmasının, cinayeti önlemediği, cep telefonları ile ilgili kayıtların yapılmadığı, gerekli kanıt toplamanın gerçekleştirilmediği, öldürümün karartılmaya çalışıldığı kaydedildi. Fethullahçıların, suikastı Ergenekon’un işi gibi göstermek için de çok çabaladığı vurgulanan iddianamenin 3 No’lu ek 284. sayfasında ise Zihni Çakır’ın doğrudan öldürüme ilişkin çok önemli bir ifadesi yer aldı. İddianamede, Çakır’ın ifadesine ilişkin şu bilgilere yer verildi:

CIA AJANI DA DEVREDE

“Hablemitoğlu suikastı ile ilgili kafasında kuşkuların bulunduğunu, Bayram Özbek isimli Emniyet mensubunun suikasttan önce toplantı yapıldığını iddia ettiğini, bu şahsın Fethullah Gülen örgütünü soyutlamaya çalıştığı hissi ile suikastla ilgili çalışmalarını biraz daha derinleştirdiğini, bu kapsamda ulaştığı bir kaynağın kendisine ‘Necip Hablemitoğlu’nun Alman Vakıfları ile ilgili bilgi ve belgelerin Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndaki Gülenciler tarafından servis edildiğini, o bilgi ve belgeler ile Necip Hablemitoğlu suikastının arkasında Alman istihbaratının olduğu algısının yaratıldığını, o dönemde Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda bulunan hemen hemen herkesin bu suikastın yüzbaşı Tarkan Mumcuoğlu tarafından işlendiğini bildiğini, olayda kullanılan silahın Mogan Gölü’ne atıldığını, yine suikast görevlendirilmesinde FETÖ/PDY içerisinde etkili olduğunu tahmin ettiği Mustafa Özcan’ın CIA’nın Türk ajanı olarak bilinen Enver Altaylı ile bir görüşme yaptığını, bu görüşmede hatırı sayılır bir para karşılığı suikastın işlendiğini, Enver Altaylı’nın Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndaki uzantıları aracılığıyla süreçte etkili olduğunu’ söylediğini, konu hakkında yaptığı araştırmalarda Tarkan Mumcuoğlu’nun, bizzat aklanması için kendisine teklif edilen Fikret Emek isimli subayın Özel Kuvvetler’de yardımcısı olduğunu ve Özel Kuvvetler’den çıkarıldığını öğrendiğini, bu cinayetin işlenmesinin sadece Fethullah Gülen örgütüne yaradığını, çünkü suikastla birlikte Türkiye’de siyanürle altın çıkarılmasına karşı çıkan oluşumun ortadan kalktığını, bunun da Koza İpek Grubu’nun sahibi olan Akın İpek isimli altın üreticisinin işine yaradığını, dolayısı ile Gülen örgütünün bu işten fayda sağladığını, yine Twitter’da fuatavni hesabından yayımlanan bilgilerin Fevzi Bilgin adlı kişi de toplandığını, sonrasında süzgeçten geçirilerek paylaşılmasına karar verilen tweet’lerin bu hesap üzerinden yayımlandığını duyduğunu, yaptığı araştırmalarda Fevzi Bilgin isimli şahsın üst akıl olarak görev yaptığını öğrendiğini beyan etmiştir.”

SORGUSUZ KALIYOR

Zihni Çakır’ın bu ifadesi üzerine, savcılığın, Mumcuoğlu’nun kamu görevlisi olması nedeniyle soruşturulması için ilgili birimlere yazı yazdığı bildirildi. Gelen yanıtlarda, öldürümün yapıldığı 18 Aralık 2002’de Mumcuoğlu’nun Kazakistan’da olduğunun ileri sürülmesi üzerine Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Mumcuoğlu’nun ifadesine başvurmaya gerek olmadığı kararına vardığı öğrenildi.

ERKETEDE ÖZEL HAREKÂTÇININ YARDIMCILARI DA VARDI

Hablemioğlu’nun öldürümü ile bağlantısı nedeniyle Ukrayna’da yakalanan Nuri Gökhan Bozkır ile ilgili bir bilgiye daha ulaşıldı. Hablemitoğlu öldürümünden sonra, olayın gerçekleştirildiği Portakal Çiçeği Sokak’ta oturan görgü tanığı, kuşkulu bir aracın sürekli çevrede beklediğini aktardı. Polis, tanığın plakasını da verdiği aracın sahiplerinin ifadelerini almasına karşın işin devamını getirmedi. Ancak, FETÖ darbesinden sonra soruşturmayı titizlikle sürdüren savcı Zafer Ergün’ün talimatıyla yapılan çalışmalarda, söz konusu araç sahiplerinin, Hablemitoğlu’nun öldürüldüğü gün ve öncesinde, Ukrayna’da yakalanan eski özel harekâtçı Nuri Gökhan Bozkır’ın cep telefonu ile temas kurdukları belirlendi. Bozkır’ın cep telefonunun, öldürüm günü de olay yerinde olduğu yapılan soruşturma ile anlaşılmıştı.