"Küsmek geçerli politika değil"

Bülent Arınç, ''Bu işin ne kadar yanlış, ne kadar haksız olduğunu en yüksek ölçekte söyleyeceğiz ama hiçbir zaman küsmek, darılmak, gücenmek, sırtımızı dönmek, 'ben seni tanımıyorum' demek, bunlar dünya politikasında geçerli şeyler değildir''dedi.

cumhuriyet.com.tr

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Manisa programı kapsamında Demirci Kaymakamı Yalçın Sezgin ile Belediye Başkanı İhsan Temel'i ziyaret etti.

Belediye Başkanı Temel'i ziyareti sırasında, gazetecilerin ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nde Ermeni iddialarına ilişkin tasarının kabul edilmesi ve muhalefetin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD gezisini askıya alması önerisi konusundaki sorularını yanıtlayan Bakan Arınç, şunları söyledi:

''ABD Temsilciler Meclisinin Dış İlişkiler Komitesi'ndeki oylama bir oy farkıyla onların lehine sonuçlandı. Son ana kadar bunu TV'den takip ettiniz. Bizler de ettik. Bazıları 'komedi' diyor ama traji komedi demek lazım. Ağlanacak, gülünecek halleri vardı. Böyle bir oylama bizim parlamento sistemimizde yok. Yani konuşabilirler, düşüncelerini ifade edebilirler ama saatlerce bir oylama yapılmaz. Oysa komisyon başkanı hem kendi düşüncesini açıkça ortaya koydu, etkilemeye çalıştı hem de evet oyu verecekleri ısrarla bekledi. Yani saat 7-8'lerde bitmesi gereken bir oylama neredeyse saat 10'u buldu ve bir takım anlaşmalarla sanıyorum lobilerin de etkisiyle sadece bir oy farkıyla bu teklif, komisyondan geçmiş oldu.

Bu çok fazla bir şey ifade etmiyor. Bu dünyanın sonu değil. Bugüne kadar Dış İlişkiler Komitesi'ndeki oylamalarda Türkiye bugün en iyi neticeyi almıştır. Geçmişte daha çok oy farkıyla bu komisyon raporları kabul edilmişti. Bu kez açık ara öndeyken 18'e 20-22 gibi görünüyordu ama sonradan dört üyenin gelmesiyle sonuç bir oy farkla lehlerine tecelli etti. Tabii ki üzüldüğümüz olay şudur, ABD, Türkiye'nin haklı olduğu bu konuda taraflı hareket ediyor.''
 

''Hiçbir kıymeti yok''

Bakan Arınç, Türkiye'nin çok hassasiyet gösterdiği bir konuda, o milletvekillerinin Türkiye'nin tavrını anlamamış göründüğünü belirterek şöyle dedi:

''Ama bu karar dünyanın sonu değil. Çünkü bugün de Obama yönetimi resmen açıkladı ki komisyondan geçen bu tasarı genel kurullarına, yani Temsilciler Meclisine hiçbir şekilde gelmeyecektir. 'Bundan dolayı Türkiye endişe etmesin' diye teminatta bulundu. Maalesef sözde Ermeni soykırımı iddialarının 95'inci yılı. Benim meclis başkanlığım zamanında 90'ıncı yılıydı. Bunlar 1915 yılını, böyle bir olayı hatırlatmak için sürekli kullanıyorlar. O zaman da 90'ıncı yılında da bu tür olayları iyice yoğunlaştırmışlardı. Biz de Meclis olarak üzerimize düşeni yapmıştık. Bu kez de Türkiye, sadece bir oy farkıyla geçmiş olması karşısında üzgündür ama bunun hiçbir hüküm ifade etmediğini Türkiye halkı için hiçbir kıymeti olmadığını da bütün dünya bilmelidir.''
 

''Uçuk kaçık şeylerle uğraşmayız''

Dünya siyasetinde Türkiye'nin taşıdığı önemi herkesin bildiğini ifade eden Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Buna karşılık neler yapılabilir? Çok uçuk kaçık şeylerle uğraşacak halimiz yok. Türkiye güçlü bir devlettir. Türkiye önemli bir devlettir. Dünya siyasetinde ve dış politikasında Türkiye'nin önemini AB de biliyor, ABD de biliyor. Bölge barışı konusunda Türkiye'nin ne kadar faydalı olacağını, bütün dünya da biliyor.
ABD'de bu tür olayların nasıl, nereden kaynaklandığını Türk hükümeti çok iyi biliyor. ABD'de lobiler çok önemlidir. Bir Ermeni lobisi vardır, bir Musevi, bir Rum lobisi vardır. Parlamentoda köken itibarıyla pek çok Ermeni, Musevi ve Rum milletvekilleri vardır. ABD'nin finans hayatına basın sektörüne, bu lobilerin çok büyük etkileri bulunmaktadır. Tasarıya 'evet' oyu kullananların tamamı California kökenli milletvekilleridir. San Fransisco, Las Vegas, California'da çok yüksek ölçüde Ermeni yaşamaktadır. Bunlar, milletvekillerini, diğer kurum, kuruluşları etkilemektedir. O milletvekilleri de yüzlerini kapatarak 'evet' oyu kullanmışlardır. Bunu gerçek olarak bilmemiz lazım. Bunun karşılığında 'ABD'ye gitmeyelim, sırtımızı dönelim, elini sıkmayalım'. Bunlar bence geçerli işler değil. Bunlar sadece sizin kendi hevesinizi soğutmaya yarayacak şeylerdir. Kimse bu dünyada Robinson gibi tek başına adada yaşamıyor.''
Bakan Arınç, globalleşen dünyada Türkiye'nin, güçlü bir devlet olduğunu, her zaman var olarak göstereceğini anlatarak şöyle devam etti:
''Bu işin ne kadar yanlış, ne kadar haksız olduğunu en yüksek ölçekte söyleyeceğiz ama hiçbir zaman küsmek, darılmak, gücenmek, sırtımızı dönmek, 'ben seni tanımıyorum' demek, bunlar dünya politikasında geçerli şeyler değildir. Muhalefetin akıl, mantık ve bilimle uyuşan tekliflerini elbette kabul eder, dinleriz ama sadece böyle heves soğutmaya yarayan işlerle meşgul olacak durumda değiliz. Sanıyorum Başbakan'ın ABD ziyareti 7-12 Nisan arasındaydı. Şu anda da bu seyahatin yapılacağını biliyorum, fevkalade bir değişiklik olmadığı takdirde.''

 

İncirlik konusu

İncirlik Üssü ve diğer önemli konuların, tasarının kabulünden sonra gündeme gelip gelmeyeceğine ilişkin soru üzerine Arınç şunları kaydetti:

''Bu konuda tek konuşması gereken, konuştuğu zaman, hepimizin de 'çok doğru konuştu' diyebileceğimiz, Dışişleri Bakanımızdır. Biliyorsunuz, dün sabah saatlerinde bu konuda çok açıklayıcı bilgiler verdi. Spesifik olarak 'İncirlik şöyle olacak, şu gün şunu yapacağız' bunlar söylenmez. Ama masanın üstünde her şeyin olduğunu da birilerinin bilmesi lazım.
Bu konuyla bağlantılı olan en çok dikkat edeceğimiz şey Ermenistan'la imzaladığımız protokollerdir. Çünkü o protokollerin gereği Mecliste yapılacaktır. TBMM'ye sevk edilmiştir ama henüz görüşülmemiştir. Türkiye'ye böyle bir muameleyi layık görenlerin, Mecliste protokollerin imzalanması sırasında sorunlar yaşanabileceğini de bilmeleri gerekir.
Biz iyi niyetli olarak, komşularımızla sıfır problem yaşayan bir ülke olarak Ermenistan'la da var olan problemlerimizi iyi niyetle çözmek istiyorduk. Ama bu konuda ileri sürdüğümüz tezler bugüne kadar kabul görmemişse bizim de bu protokoller konusunda çok rahat olacağımızı birilerinin bilmesi lazım.
İncirlik dün Türkiye'de olmadı, yıllardan beri Türkiye'de mevcut. Elbette buranın kontrolü ve denetlenmesi Türk yetkililerinin elindedir. Biz en çok 1991 Körfez Harbi sırasında ve daha sonra 2003'de Irak müdahalesi sırasında bu kontrollerimizi en yüksek düzeyde yapmıştık. Bugün de eğer yapılması gereken bir konu varsa bunu Türk Hükümeti başarıyla yapacaktır.''