Kuş cenneti olan Acıgöl kuraklık nedeniyle yok olmak üzere

KONUK YAZAR | Anıl Talat Eryontuk, Cumhuriyet'in Ege'si için yazdı...

İZMİR / Cumhuriyet

Denizli'nin Çardak ilçesi ile Afyonkarahisar sınırları içindeki başta flamingolar olmak üzere 200'e yakın kuş türüne ev sahipliği yapan ve endemik bitki türlerinin yaşadığı, tektonik kökenli Acıgöl kuraklık nedeniyle yok olmak üzere.

Dereler, kaynaklar ve yağışlarla beslenen Acı Göl maalesef ki iyice çekildi.

Su seviyesi 1 metrenin altına kadar indi.

1970 yılına kadar 160 kilometrekare olan göl alanı zamanla yağışların azalması ve kuraklık nedeniyle 42 kilometrekareye kadar düştü.

Bakın burası çok nemli!

Türkiye'nin sodyum sülfatın yüzde 98'i doğal kaynaklarla karşılanırken, bu miktarın yüzde 90'ı Acıgöl'den sağlanıyor.

Göl yatağından çıkarılan tuz, potasyum, sodyum ve sülfat gibi maddeler çevredeki işletmeler tarafından değerlendirilip, sodyum sülfat, kâğıt, cam, deterjan, tekstil ve benzeri sanayilerde kullanılıyor.

Ülkemizde tek, dünyada ikinci sıradaki büyük doğal ve temiz sodyum içeriğine sahip bu göl bu kadar önemli bir yer işte.

Gölün kurumasında elbette yağışların azalması, içme ve sulama amacıyla kontrolsüz açılan kuyuların da etkisi var.

Lakin Türkiye'de son 60 yılda 70'e yakın doğal gölün kuruduğunu da biliyoruz.

Kuruyan göllerin büyüklüğü ise Marmara Denizi'nin yüz ölçümünden daha fazla, neredeyse 3 tane Van Gölü alanı kadar.

O zaman herkesin elini taşın altına koyması ve bu konu hakkında kafa yorması gerekiyor

Göllerimizi kurtarmak, sularının çekilmesini önlemek bizim elimizde.

Bunun için tüm kamu kurumlarının, yerel yönetimlerin, sivil toplum örgütlerinin, çiftçilerin, ögˆrencilerin, kısaca hepimizin, başta Acı Gölü olmak üzere tüm gölleri kurtaracak çözümler üzerine birlikte düs¸ünmesi, bu çözümleri hayata geçirmek için birlikte hareket etmesi gerekiyor.

Göllerin çevresindeki çok sayıdaki kuyuyla yer altı sularının çekilmesinin hem gölün beslenmesini engellendiğini hem de yeraltı sularının aşırı oranda azalmasının kuraklık sorununa neden olduğu doğru.

Lakin balık çiftlikleri, tarım alanı kazanmak için göl kıyılarında yapılan drenajlarla oluşturulan kurutmalar, kıyı alanlarının dolgu ile yol, konut, sanayi gibi yapılaşması  en az kuyular kadar etkili.

Doğal iklimin etkilerinin yanında insan faktörü de devreye girince sorun ciddi boyutlara ulaşıyor.

En güzel örnek de yüzey sularının çok hoyratça kullanılması ve yer altı sularının çok düzensiz çekilmesi.

Dolayısıyla yer üstü ve yer altı sularının bilinçsizce kullanılması sonucu bu kuraklık çok daha hızlı ve şiddetli şekilde artacak gibi gözüküyor.

Unutmayın!

Ülkemiz gölleri, kuraklık ve ciddi kirlilik tehdidi altındadır.

Acıgöl örneğinden yola çıkarak ülkemizin bu konu da daha dikkatli olması ülkedeki göllerin durumunun araştırılması, kuraklık ve kirlilikle mücadele için acil eylem planı oluşturması elzem bir durum olmuştur.

B sınıfı Sulak Alan olarak koruma altında olan ve flamingolar başta olmak üzere 200’e yakın farklı kuş türüne ev sahipliği yapan Acıgöl’e sahip çıkmak hepimizin vatandaşlık ve insanlık borcudur.