Kurtuluş 'gerçek özerklik'te

Türk futbolunun kurtuluş reçetesini Kemal Ulusu yazdı.

Kemal Ulusu

Türk futbolunun durumu ortada. ‘Türk futbolu nasıl kurtulur?’ başlıklı ilk iki yazımda konuyu siz değerli Cumhuriyet okurlarıyla paylaşmış; uzun yıllardır futbolumuzun ne halde olduğunu, ne gibi yanlışların yapıldığını, ‘Kulüpler Birliği’ denen sözde vakfın ne denli yanlış işlere imza atıp artık iyice zararlı hale geldiğini, yaşadığım bilgi ve tecrübelerime dayanarak sizlere ve de en üst seviye olmak üzere tüm yetkililere iletmeye çalışmıştım. Futbolumuzun kurtuluş reçetesini ‘yılın son yazısına bırakacağım’ demiştim. İşte o reçetenin satır başları:

1- Türkiye ‘Spor Kulüpleri Yasası’ acil çıkarılmalıdır. Nedense bu kanun yıllardır çıkarılmamaktadır. Şöyle bir geriye gidelim. 11 Aralık 2012’de dönemin Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, ilk yasa teklifinin Türk spor ve futbolunun kurtuluşu olacağını müjdeliyor! Süper değil mi? Ama göremeden gidiyor. 11 Aralık 2013’te rahmetli İlhan Cavcav konuyu tekrar gündeme getiriyor ve ‘Çok güzel şeyler olacak’ diyor ama o da maalesef göremeden aramızdan ayrılıyor! 29 Kasım 2017’de Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak göreve geliyor ve (ki ondan şahsen çok umutluydum ama o da çarkın içinde boğuldu) Eski Kulüpler Birliği Başkanı Dursun Özbek ile toplantı yapıp ‘Tamam artık çıkartıyoruz’ diyor, ama her ikisi de göremeden gidiyorlar! 

Eski tas, eski hamam

2 Mart 2018’de Kayserispor Başkanı ve Kulüpler Birliği Başkan Yardımcısı Erol Bedir, “Mayıs ayında yasa TBMM’de gündeme gelecek ve olumlu olacak” diyor, ama o da göremeden işi bırakıyor! 2018 yılı bitmek üzere. Yeni Gençlik ve Spor Bakanımız geliyor, yeni Kulüpler Birliği Başkanı geliyor, ama ‘tık’ yok. Büyük bir ihtimalle onlar da göremeden gidecekler. Özetle, yıllarca devam eden başkanlık ve yönetim kaosuna devam, eski tas eski hamam.

İflasa kadar gidiyor

Böylece, kulüplere gelen büyük başkanlar, kendi popülerliklerini artırmak ve şampiyonluk amacıyla altyapılarını hiçe sayarak, yerli yabancı fark etmeksizin, yaşlı ve işi bitmek üzere olan futbolcuları takımlarına doldurarak, menajerlere adeta teslim olarak kulüplerini batağa, hatta iflasa kadar götürmeye devam etmektedirler.

Kara tablo sürüyor

Büyük başkanlar; borçlarla aldıkları kulüplerini kendileri daha da çok borçlandırarak, kongrelerine adeta kaçarak giderken, bu düzen hemen her kulüpte aynen devam ediyor. Bunun sonucunda Türk futbolu acı bir tablonun tam ortasında kalıyor. TFF’nin denetim yapamaması ve UEFA ile FIFA’nın sıkı takibi, kulüplerimizi UEFA organizasyonlarından men ve para cezasıyla karşı karşıya bıraktı. Şike söylentileri ve cezalar da cabası! Ve ne yazık ki bu kara tablo sürüyor. Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe, Bursaspor ve Kardemir Karabükspor halen yapılandırma anlaşmaları ile inceleme altındalar. Yeni cezalar gündeme gelirse hiç şaşırmayın.