Kürtler: Türkiye bizi sattı

CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir sığınmacıların en büyük isteğinin “Türkiye’nin IŞİD’e desteğini kesmesi” olduğunu söyledi.

Ayşe Sayın / Cumhuriyet

IŞİD’in Kobani’ye dönük saldırıları üzerine Türkiye’ye sığınanların kaldığı Suruç’ta incelemelerde bulunan CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir, sığınmacıların en büyük isteğinin “Türkiye’nin IŞİD’e desteğini kesmesi” olduğunu söyledi. IŞİD saldırısından kaçan Kürtlerin “Barış sürecinde Türkiye bizi sattı” değerlendirmesi yaptığını söyledi.

‘Türkiye bize sahip çıkabilir’

Suruç’ta önceki gün incelemelerde bulunan isimlerden, CHP’nin Cezaevleri İzleme Komisyonu üyesi de olan Muğla Milletvekili Nurettin Demir, izlenimlerini şöyle anlattı:

Dik duruş istiyorlar: Tek tek dolaştım, tek söyledikleri şu; “Türkiye devleti büyük bir devlet güçlü bir devlet, bizlere sahip çıkabilir. Biz sığınmacı olarak hayatımızı geçirmek istemiyoruz, tek isteğimiz, Türkiye IŞİD konusunda daha dik dursun, biz de evlerimize dönelim.” Ezidilere yaptıkları gibi, kendi kızlarının ırzına geçirilmesinden, çocuklarının kaçırılmasından, katledilmesinden ürküyorlar. “Bunun için Türkiye’ye sığındık” diyorlar. Türkiye’yi de tehdit ediyor: Sığınmacılar “Kobani düşerse, bizim yaşadıklarımızı Türkiye de yaşayabilir” diyor. Kobani’nin düşmesi halinde IŞİD’in Türkiye’yi de rahat bırakmayacağını ifade ediyorlar ki kişisel görüşüm de bu yönde. Çünkü Türk hükümetinin El Kaide, El Nusra gibi örgütleri desteklemesi, sınır güvenliğinin olmaması, Türkiye’yi bu noktaya getirdi.

Barışa destek olmalı:

Türkiye’nin IŞİD’den desteğini çekmesi gerektiğini ifade ediyorlar. Türkiye’yi büyük devlet olarak görüyorlar ve gücüne hâlâ güveniyorlar. Hemen hepsinin söylediği, “Türkiye bölge barışına destek olmalı, IŞİD’e değil” şeklinde. Özellikle Kürtler, tepkili, “Barış sürecinde Türkiye bizi sattı” diyorlar. IŞİD’i tanımak olur: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tampon bölge açıklaması son derece sıkıntılı. Dün burada mayınlı bölgeleri kaldırıyorsun, şimdi tampon bölge diyorsun. Tampon bölge çıkışı, IŞİD’i tanıma konusunda yeni bir adımıdır. Yani “Burayı tampon bölge yapın, bundan sonra Suriye’ye karşı bir IŞİD devletini tanıyacağım” demektir.

‘Sanki gizli el engelliyor’

Bizim ilk gittiğimizde su ve yiyecek sıkıntısı vardı. Ateşi olan, hasta çocuklar var. Hâlâ AFAD çadır kurmuş değildi. İnsanlar camilerde, yer bulabilirlerse yatılı bölge okullarında kalıyorlar ama çok yetersiz barınma imkânları. Akrabalarının evinde kalanlar var, daha önce 10 kişi kalıyorlarsa, bir hanede kalan sayısı 30-40’a ulaşıyor. “Bazı yardımların yapılmasına da devlet engel oluyor” diye söylentiler var. Örneğin “Belediye çadır kuruyor, devletyıktırıyor” diyorlar. Bu ne kadar doğru bilmiyoruz, tabii. Ama benim gözlemim, sanki gizli bir el daha fazla yardım yapılmasını engelliyor. Hep en sınırda, patlama anında, artık insanların tepkileridayanılmaz hale gelince yardım sağlanıyor ya da sınırdan geçişe izin veriliyor.