Kürt kadınlar fark attı 24 bölgede birinci sıra
İstatistikleri Kadın Adayları Destekleme Derneği’nin sitesinden indirdim. Ve indirdiğim dökümanları incelerken, “Acaba bu ülkenin yarısı kadın değil mi? Çünkü belki de değil. Bu kadar çok adamın, adam adama tüm kurum ve kuruluşların başında olmasının başka bir açıklaması olamaz!” diye düşündüm.
Deniz Özturhan
Hemen söyleyelim, şu anda kadınlar meclisin sadece yüzde 14’ünü oluşturuyor. Yani 550 vekilden sadece 79’u kadın. Bir adet kadın bakanımız (Aile ve sosyal politikalardan sorumlu, çünkü Enerji Bakanı olacak değildi herhalde. Bir düşünün, kadın haliyle gömleğini değiştiremeden 3 gün maden başında durması gerekse, ne kadar vahim bir tablo ortaya çıkardı!) Bir adet kadın müsteşarımız (Yine Aile ve Sosyal Politikalar’da), ülke çapında üç adet kadın Büyükşehir Belediye Başkanımız ve nazar boncuğu misali, iki tane de kadın valimiz bulunuyor.
TÜİK verilerine göre ülkenin yüzde 50,2’si erkek, yüzde 49,8’i kadın. Yani demem o ki sevgili kadın kardeşlerim, bizler ülke yönetiminde pek temsil edilmiyoruz. Daha doğrusu, temsil hakkımızı da daha pek çok hakkımızda olduğu gibi, uzun süredir bir takım adamlar kullanıyorlar.
Aslına bakarsanız, 2011-2015 dönemi meclisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin sayısal anlamda en fazla kadın barındıran kadrosuna sahip. Misal 1935 yılında 395 vekilden sadece 18’i kadınmış. 1950’lere gelindiğinde bu sayı, 487 vekilde 3 kadın vekile kadar gerilemiş. 1957’den 1999’a kadar da meclisteki kadın sayısı 8’i geçememiş.
Yeni seçim yeni bir umut mu?
“Acaba bu ülkede bir şeyler demokrasi vasıtasıyla değişecek mi?” heyecanı içinde, milletçe kilitlenmiş bulunduğumuz 7 Haziran seçimlerinin adayları geçtiğimiz haftalarda açıklandı. Bu listeler açıklanmadan önce Ka-der “Biz ne diyoruz, siz ne anlıyorsunuz!” başlıklı bir kampanya ile, tüm siyasi partileri kadın aday göstermeye davet etti. Benim gayet eğlenceli bulduğum bu kampanyanın afişlerinde, kadınlar Kemal Kılıçdaroğlu’na “Seçilebilirim!” diyorlar, Kemal Bey bunu “Seçil’i bilirim.” anlıyordu. Aynı şekilde kadınlar Ahmet Davutoğlu’na “Adayım!” diyorlar, Başbakan ise bunu “Aaa dayım..” olarak algılıyordu. Bir tek HDP, bu afişlerde denileni anlamış parti konumundaydı, zira bilmem biliyor musunuz? HDP’nin eş başkanı bir kadın. Hatta eş başkanlık sistemi mucizesi ile tam tamına 67 tane kadın il başkanı sahibi olmayı başarmışlar. (Ak Parti’nin kadın il başkanı sayısı 0. CHP 5, MHP ise bir adet kadına, il başkanlığı lütfetmiş durumda.)
Kaçıncı sıradan aday?
7 Haziran seçimleri için konuşacak olursak, HDP yine 268 kadın aday göstererek, ayrımcılığı ortadan kaldırma adına ilk sırayı alacaktı. Lakin son anda yetişen Komünist Parti 550 kadın aday göstererek dünyada bir ilke imza attı. “Komünist Parti adayları gerici rejime karşı duruşun ta kendisidir” ifadesiyle paylaşılan aday listesinde, Komünist Parti’nin yüzde 10 barajını geçme ihtimali olup olmamasının payı, elbet tartışılabilir. O esnada AK Parti 99, CHP 103, MHP ise 61 kadın aday göstermeyi uygun gördüler. Tabi aday gösterilen kadınların sayısı kadar, listelerde kaçıncı sırada aday gösterildikleri de önem taşıyor. Malum, bir ilden bir partinin çıkartabileceği vekil sayısı belli, listelerin alt sıralarında yer alanların şansları çok da yüksek değil.
Adayların sıralamalarında HDP, 25 seçim bölgesinde kadınlara ilk sırada yer vererek, yine Kürt kadınlarının eşitlik mücadelesinde nasıl bir fark attığını göstermiş oldu. CHP, Ankara, İzmir ve İstanbul başta olmak üzere 14 bölgede kadınları ilk sıradan aday gösterdi ki, Şafak Pavey gibi resmen vatandaş zoruyla siyasete devam eden isimler, CHP’nin kadın oyuna duyduğu ihtiyacın göstergesi niteliğinde. MHP’nin ilk sıradan aday gösterdiği kadın sayısı 2, AK Parti’nin ise 4. Bu dört kişiden biri Sakarya’dan 1. sırada aday olan sevgili Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, Ayşenur İslam. Hatırlanacak olursa Ayşenur Hanım bakanlığı süresince, kadın cinayetlerini “Allah belâlarını versin” şeklinde lanetlemek, tecavüz sonucu doğan bir bebeğin sahiplenilmesi konusunda “erkek tarafını” sonradan sildiği Tweetler ile desteklemek ve kızların çocuk yaşta evlendirilmesi konusunda “çoğu masumane” açıklaması yapmak gibi, önemli icraatlarda bulunmuştu.
Mevcut parlamentoda 312 milletvekilinden 45’i kadın olan AK Parti, havuz medyasından edinilen bilgiye göre 2015 seçimlerinde en az 80 kadın milletvekili hedefliyor. İş bu sebeple, 28 Şubat sürecinin mağdurları Fatma Benli (İstanbul 2. Bölge 8. sıradan), Leyla Şahin Usta (Konya 6. sıradan) ve Ravza Kavakçı (İstanbul 1. Bölge 9. sıradan) gibi dönemin sembol isimlerine aday listesinde yer vermişler. AK Parti’nin bu sembol hanımların sembolize ettikleri değerlere verdiği önemi ise, kaçıncı sıradan aday olduklarına bakarak daha net anlamak olası.
HDP güzelleri için tıkla!
Kadınların malum sebeplerden isyanda olması, 2015 seçimlerinde kadın adaylardaki göreceli artış olarak kendini göstermiş olabilir. Adaylardaki artışın meclisin geneline nasıl yansıyacağını ise 7 Haziran sonrası göreceğiz. Ama ondan önce görmemiz gereken şeylerden biri, tüm toplumun kadına bakışı olmalı. Misal, ismini vermekten imtina ettiğim bir internet haber sitesinde, kadın adaylarla ilgili son derece samimi “HDP’nin güzelleri” haberi gözüme çarptı. Evet yanlış okumadınız, “HDP İstanbul’daki kadın adaylarını güzeller içinden seçti” şeklinde resim altları bulunan haberde, sanki vekil adayı değil de hamamda görücüye çıkan 9 HDP’li hanımefendinin fotoğrafları sıralanmış, yetmezmiş gibi fiziksel özelliklerinin milletvekili adayı olmalarına katkısı vurgulanmıştı.
Siz hiç “seksi vekiller için tıklayın” linki altında bir grup yakışıklı erkek vekilin resimlerini gördünüz mü? Şayet gördüyseniz, bu Türkiye’den bir haber değildir, eminim Hülâsa, ülkemizde hala bir kadın milletvekili adayı da olsa, ona “çünkü güzelmiş” diyecek bir medyamız, kadını ancak evde seven ve anne ise sayabilen siyasilerimiz var. Toplum zaten “Kadını evde mi dövelim yoksa sokağa mı saklayalım?” zihniyetinden çıkabilmiş değil. Yazıyı umutsuz bitirmek istemezdim ama çok umutlu da sayılmam. O sebeple slogan atıp, olaysız dağılacağım.
Temsil hakkımız, söke söke alırız!
İmza: kadınlar.