Kurşunlu’da çok sayıda ağacın kesilmesine neden olan maden, antik kenti yok edecek
Mahkeme, Kaz Dağları’nda açılması planlanan maden ocağı projesi için verilen “ÇED Olumlu” kararını durdurdu ve çarpıcı tespitlerde bulundu.
Hazal OcakTürkiye’nin oksijen deposu Çanakkale’deki Kaz Dağları’nda köylülerin açlık grevi yaparak durdurduğu maden ocağı projesi yeniden gündemde. Bölge sakinlerinin geçen sene projeye verilen “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu” kararına karşı açtığı davada yürütmeyi durdurma kararı çıktı. Dava kapsamında Skepsis antik kentinin yanı başında, içme ve kullanma suyu kaynağı olan baraja yakın konumda yer alan maden ocağına ilişkin çarpıcı tespitlerde bulundu. Bölge sakinlerinin avukatı Ali Furkan Oğuz, 2013 yılından beri bu ocağa karşı mücadele ettiklerini belirterek “Kurşunlu köyü halkının yaşam alanlarını ve Skepsis antik kentini tamamen yok edecek bu projenin iptalini istiyoruz. Yaşam alanlarımıza, çocuklarımızın geleceğine ve de ait olduğumuz bu güzel coğrafyaya sahip çıkmalıyız. Kaz Dağları bir maden bölgesi değil, doğanın korunduğu, ekolojik dengelerin ön planda tutulduğu bir alan olmalıdır. Acilen bu konuda karar alınmalıdır” dedi.
YILLARDIR GÜNDEMDE
Kurşunlu köyünde Zafer Madencilik şirketinin başvurusu üzerine 7.74 hektar alanda maden ocağı işletmesi için 2011 yılında “ÇED Gerekli Değildir Kararı” verilmişti. 2013 yılında işletmeye 7.18 hektar ilave edilerek üretim kapasitesi de bakanlık izniyle artırılmıştı. Kurşunlu Köyü Muhtarlığı tarafından Çanakkale İdare Mahkemesi’ne dava açılarak “ÇED Gerekli Değildir” kararı iptal edilmişti. Bölge sakinlerinin mücadelesi sonucu 2014 yılında çalışmaları durduran şirket, projenin kapasite artışı için 2017 yılında tekrar bakanlığa başvurdu. Bakanlık da geçen yıl projeye “ÇED Olumlu” kararı vermişti.
‘ÇEVREYE ZARAR VERİR’
Karara karşı bölge sakinleri dava açtı. Çanakkale İdare Mahkemesi’nde görülen dava kapsamında hazırlanan bilirkişi raporunda özetle antik kentin maden ocağından olumsuz etkileneceği belirtildi. Raporda, keşfe gidildiği gün maden ocağının ağaçları kestiğini ve antik kent bölgesinde üç metre kazı yapılması gerekirken daha derin kazıların yapıldığının görüldüğü vurguladı. Mahkeme heyetinin ise rapora atıfta bulunduğu kararda “Yerleşim yerlerine, tarım arazilerine, bitkilere, tarihi sit alanına, su kaynaklarına ve doğal çevreye vereceği zararların kabul edilebilir bir düzeyde olmadığı, niteliği itibarıyla korumacı yaklaşımın sergilenmesi ve olası olumsuz etkilere karşı tedbirlerin alınması konusunda ciddiyetin korunması gerektiği kanun ve yönetmeliklerde açık iken ÇED raporunun koruma tedbirinin nasıl gerçekleştirileceği ile ilgili bilimsel bir yaklaşım ile hazırlanmamış olduğu anlaşıldığından tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır” denildi.