Kurban Bayramı'nda 'acemi' kasaplara uyarı

Acil tıp uzmanı bir Kurban Bayramı klasiği haline gelen, sonu acil serviste biten ‘acemi kasap‘ yaralanmalarıyla ilgili uyarılarını sıraladı.

DHA

Acil Tıp Uzmanı Doç. Dr. Cem Ertan, kurbanlıkların kesimi sırasında basit bir cilt kesisinden hayati damarlara zarar verecek ya da uzuv kayıplarına yol açabilecek ciddi yaralanmalar yaşanabileceğini belirterek Kurban Bayramı'nda karşılaşılabilecek olası yaralanmalara karşı vatandaşları uyardı.

Ertan, el ve parmaklarda derin yaralanma vakalarının Kurban Bayramı döneminde ‘Acemi kasaplar’ nedeniyle arttığına dikkati çekti.

Geçen yıllardaki örneklere bakıldığında tüm uyarılara rağmen kurban kesimi sırasında meydana gelen yaralanmalarda azalma olmadığını ifade eden Doç. Dr. Cem Ertan, "Vatandaşın kendini kasap yerine koyması, 'ben yaparım babamdan görmüştüm' diyerek kurban kesmesi karşılaştığımız şeyler. Bıçak kayıyor, satır düşüyor. Bu nedenle en sık olarak el kesileriyle karşılaşıyoruz. Hem bir vecibenin yerine getirilmesi hem de sağlık açısından profesyonellere bırakılması gereken bir iş. Benim önerim; kimse kasaplığa soyunmasın. Kasaplığı kasaplara bırakalım, herkes bildiği işi yapsın. Her sene görüyoruz, sonuçları kötü oluyor. Bu tür vakaları en sık bayramın ikinci günü görüyoruz" dedi.

‘İLK OLARAK KANAMA KONTROLÜ SAĞLANMALI’

En sık el kesileriyle karşılaştıklarını belirten Doç. Dr. Cem Ertan, böyle bir durumda yapılması gereken ilk müdahalenin önemine değinerek, "El çok önemli bir organımız. Çok iyi kanlanıyor, çok fazla sinir ucu ve kas kirişi barındırıyor. Kesilerde bizi en çok endişelendiren şey; büyük damarlarda ve tendonlarda kesik meydana gelmesi. O zaman iş ameliyathaneye gidiyor. Yüzeysel kesilerde kanama kontrolü sonrasında cildi kapatarak onarımı sağlıyoruz. Daha çok satır yaralanmalarında parmak ya da parmak ucu kopması gibi vakalar görüyoruz. Böyle bir durumla karşı karşıya kalan kişinin, yüzeysel kesik ya da organ kopması da olsa ilk olarak kanama kontrolünü sağlaması gerekiyor. Kanayan bölgenin temiz bir bezle baskılanması, üzerinin kat kat sarılması, kanla dolan bezin atılmaması ve bezden taşıyorsa ek bez konması gerekiyor. Üzerine kuvvetlice baskı uygulanması yapılacak en önemli şey. Filmlerde gördüğümüz turnike uygulamaları, bir şeyler bağlayıp sıkıştırmalar son raddeye kadar istenilen şeyler değil" ifadelerini kullandı.

‘UZUV PARÇASI ISLANMAMALI’

Yaralanmalarının ardından uzuv kopması yaşanması halinde dikkat edilmesi gerekenleri anlatan Doç. Dr. Cem Ertan, doğru bilinen yanlışlar nedeniyle yaşanan uzuv kayıplarına dikkati çekerek, "Eğer uzuv kopması varsa dokunun yerine yeniden dikilebilmesi için uygun bir şekilde hastaneye taşınması gerekiyor. 3-6 saat kadar bir süresi var. Kopan organ parçasının kuru bir beze sarılarak, ardından su geçirmez bir torbaya yerleştirilmesi gerekiyor. İçinde organ parçası bulunan torba, buz bulunan bir başka torbayla yan yana taşınmalı. En önemli nokta uzuv parçasının ıslanmaması. Ne yazık ki bunu da görüyoruz. Kişi kopan uzvu buza konulması gerektiğini düşündüğü için direkt buzun içine ya da bir kavanoz suyun içine atıp getirebiliyor. Bu durumlarda ne yazık ki o uzvun kurtarılması mümkün olmuyor" diye konuştu.