'Kuraklıkta son evreye yaklaştık'

Yağmur ve kar yağışlarının su kaynaklarına destek olmaması nedeniyle, bir sonraki evrede 'neler olacak?' diye endişelenmemiz gerektiği açıklandı.

cumhuriyet.com.tr

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mahnaz Gümrükçüoğlu, yağmur ve kar yağışlarının su kaynaklarına destek sağlamaması nedeniyle, sonraki evrede "neler olacak" diye endişelenmek gerektiğini bildirdi.

Gümrükçüoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinin kuraklığı daha fazla hissettiğini, boyutunun belirlenebilmesi için belirli süreye ihtiyaç olduğunu ifade etti.

Kuraklığın meteorolojik, hidrolik ve tarımsal aşamalardan oluştuğuna, ülkenin üçüncü aşamadaki tarımsal kuraklık tehlikesine geldiğine dikkati çeken Gümrükçüoğlu, birkaç günlük yağmurun bu tehlikeyi ortadan kaldırmayacağını vurguladı.

Hidrolojik ve meteorolojik kuraklığın sona ermediğini, geçen yıl mayıstan beri devam ettiğini savunan Gümrükçüoğlu, "Yağmur ve kar yağışlarının su kaynaklarına destek olmaması nedeniyle, bir sonraki evrede 'neler olacak' diye endişelenmemiz gerekiyor. Türkiye, aslında su zengini değil" ifadesini kullandı.

Gümrükçüoğlu, meteorolojik verilere göre şubatta Marmara'da geçen yılın aynı dönemine göre yağışlarda yüzde 80,1 azalma gözlendiğini, ülke genelindeki azalışın ise yüzde 67,9 seviyesinde olduğunu kaydederek, şu ifadelere yer verdi:

"Bir ülkenin su zengini olabilmesi için kişi başına düşen suyun 10 bin metreküp olması gerekiyor. Bizim gibi yarı kurak bölgelerde ise genel olarak yıllık kişi başına düşen su miktarı ise yaklaşık bin 500 metreküp. Artan nüfusumuzla Türkiye'de kişi başına düşen suyun bin 200 metreküpe inmesi tahmin ediliyor. Bu, aslında büyük sıkıntı. 'Su fakiri ülkeler' dediğimiz zaman bin metreküpün altındaki ülkelerden bahsediyoruz."

"Sapanca Gölü tehlikede"

Gümrükçüoğlu, "Sapanca Gölü'nde Su Kalitesi ve Sediment Taşınımın Belirlenmesi" projesinin ara verilerine göre, geçen yıl mayıstan beri göldeki suyun azalmaya başladığına işaret etti.

Kuraklığın devamı halinde gölde birkaç aylık su kalacağına dikkati çeken Gümrükçüoğlu, su seviyesinin ortalama 30,50 metreyle tarihinin en düşük dönemine ulaştığını bildirdi.

Gölün her ay ortalama 10 santimetre alçaldığını vurgulayan Gümrükçüoğlu,4 yılda yüzde 27 azalan yağış nedeniyle gölün temmuz-ağustos aylarında 29,90 metre olan kritik seviyeye ulaşacağını kaydetti.

"Göl kuruyor dediğimiz zaman, insanlar gölün içinde hiç su kalmayacağını sanıyorlar ancak kurumadan kastımız bu değil" ifadesini kullanan Gümrükçüoğlu, açıklamasını şöyle tamamladı:

"Gölün belirli kullanım seviyesi var. Bunun altına inemiyorsunuz, bu seviyeye çok yaklaştık. Bu sınırın altına indiğimiz zaman zaten suyu kullanma gibi şansımız kalmayacak. Sakarya, su anlamında çok şanslı. Bu kaynakları doğru kullanabilseydik, ortaya çok farklı tablolar çıkardı. Tüm yönleriyle düşünülen su yasasının çıkarılması gerekiyor. Peyzaj alanlarının sulanması ve sanayinin kullandığı su gibi konularda tasarruflu olunması son derece önemli. Sanayinin çektiği su, çok önemli. Sanayide deniz suyunu arıtabilirler. 'Gri su' dediğimiz atık suyu arıtmak için yatırım yapılması gerekiyor. Petrolsüz, arabasız, makinesiz, cep telefonsuz 90'lı yıllara kadar zaten yaşadık ancak havasız, susuz, topraksız yaşayamayız.

Suyu hem kötü kullanıyoruz hem de kirletiyoruz. Geçmişten bugüne bakacak olursak, karşılaştığımız tablo kuraklıkların sıklığının artıyor olması."