Kumlar eski yerinde
Salda Gölü Koruma Derneği Başkanı, “Çok hassas davranmaları gerekiyordu. Ama apar topar taşıma yapılıyor. Alana kamyonlar giriyor ve manevra yaptıkça yapıya zarar veriyor” dedi.
Bülent EcevitBirinci derece koruma altında olan Salda Gölü kıyısından millet bahçesi projesi için iş makinesi ve kamyonlarla alınıp taşınan doğa harikası huntit (organo-mineral) kumları, tekrar alındıkları yere götürülmeye başlandı. Taşıma işleminin 2 kamyonla yapıldığı ve yüklemeyi de işçilerin küreklerle gerçekleştirdiği görüldü. Gölün eski yatağına giren kamyonlar yükünü boşaltırken alanda yine hasara yol açıyor.
AYAKLA BİLE...
Burdur Valiliği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanlığı tarafından ihalesi yapılan Salda Gölü çevresinde iki ayrı bölgede, ziyaretçilerin günübirlik temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak doğal malzemeler kullanılarak çevre düzenlemesinin yapılacağını ve bütün faaliyetlerin gerekli hassasiyet gösterilerek sürdürülmesi konusunda ilgili birimlerin uyarıldığını açıklamıştı.
Salda Gölü Koruma Derneği Başkanı Gazi Osman Şakar, “Ayakla bile basılmaması gereken koruma altındaki gölün kıyısındaki çok özel doğal bölgedeki ‘malzeme’ olarak gördükleri mineralleri alırken olduğu gibi yine yerine koyarken de büyük zarar verildi. Çok hassas davranmaları gerekiyordu. Uyarılarımızı da yaptık ama apar topar taşıma gerçekleştiriliyor. Alana kamyonlar giriyor ve manevra yaptıkça yapıya zarar veriyor. Umarız bu yapıya bir daha el sürülmez. Millet bahçesi projesinden de derhal vazgeçilmesini istiyoruz” dedi.
SU SEVİYESİ DÜŞÜYOR
1968 yılı ile 2000 yılı arasındaki verilere göre Salda Gölü’ndeki su seviyesinin 5 metre düştüğünün kayıtlara geçtiğini hatırlatan toprakbilimci ve ekoloji uzmanı Prof. Dr. Doğan Kantarcı, “Gölü besleyen su kaynakları, taban sularının diğer dere ve akarsuların tarımsal sulamada kullanılması nedeniyle gün geçtikçe azalmaktadır. Hal böyle iken burada yoğunluğu artırıcı faaliyetler yapılmamalı. Köylünün ihtiyacı olan sulama suyunun aşırı kullanımını önleyici tedbirlerin alınması gerekir” dedi.
KIRSAL ALANA NEDEN MİLLET BAHÇESİ
Prof. Dr. Doğan Kantarcı, “Bu kırsal yaşama ortamında toplam 16 hektara yakın alana bir ‘millet bahçesi’ yapmak hangi ihtiyacı karşılayacaktır” diye sorarak millet bahçesi veya benzeri park ve yeşil alanların betonlaşmış kentlerde yaşayan halkın ihtiyaçlarını karşılamak için düşünülebileceğini söyledi. Projedeki bu tesislerin Salda Gölü kıyısına kurulması halinde yaz ayları boyunca her hafta kamp alanına gelecek insan sayısının on binlere ulaşacağına dikkat çeken Prof. Dr. Kantarcı, “Projeyi yapanlar, insan sayısını ve yaratacağı kirliliğin kara ve su ekosisteminde yapacağı etkiyi hesaplamamış veya hafife almış görünmektedir. Salda Gölü’nün ve çevresinin bir ‘doğal sit’ alanı olduğu, Ramsar Sözleşmesi, Bern Sözleşmesi vb. uluslararası sözleşmelerde de konu edilmiştir. Ayrıca dünyada pek az yerde ve Salda Gölü sularında yaşayan, fotosentez yapan ve oksijen üreten tek hücreli siyanobakteriler ve bunların ipliğimsi yapıları üstüne çökelen organo-mineral taşlar yok olursa ‘millet bahçesi’ tesislerinin geliri bu yok oluşu karşılayabilecek midir” diye konuştu.