Kültür fizik değil, kültür çizik
'Düzenli olarak kültür fizik değil, kültür çizik' yapan Masaracı, kültür hayatımızda karikatür açısından eksiklik yaşandığını düşünüyor. 'Sanat olmazsa insan boyut erozyonuna uğrayabilir. Bu yüzden tüm sanat dallarıyla temas halindeyim' diyor.
cumhuriyet.com.trYalnızca kültür haberleri sunan bir kanalın spikeri, yıllardır izleyicisine esprili haberler aktarıyor. Bu öyle bir kanal ki, ne dizi var ne de reklam, 24 saat edebiyat, müzik, tiyatro, baleden haberdar eden “kültürlü hadiseler” var! Kâmil Masaracı, 1996’dan bu yana gazetemizin kültür sayfalarında “Kültür Çizik” adlı köşesinden yaptığı yayını, şimdi de bir kitaba dönüştürdü.
17 yılın birikimi şimdi bir seçki halinde “Kültürlü Hadiseler” adıyla Carretta Yayınları’ndan çıktı. “Düzenli olarak kültür fizik değil, kültür çizik yapıyorum” diyen Masaracı, gazetemizde yıllardır “Çizgilik” adlı köşesinden de çizimlerini izleyici ile buluşturuyor. Peki Masaracı, daha çok siyasi karikatürlerin varlık gösterdiği çizer gündeminde, kültür-sanat alanında çizmeye nasıl başladı?
“Ekonomi, siyaset ve spor konuşuyoruz, biraz da kültür hayatımıza zum yapmak gerekir. Bu alanda karikatür anlamında bir eksik olduğunu düşündüm. Bu bir mesleki kaygıyla başladı sonra ‘hadise’ye dönüştü. Değişik çerçevelerde tur atmak ve çizmek bana daha çok keyif veriyor” diyor.
Ne demek değişik çevrelerde tur atmak? “Karikatürcünün her yerde volta atması gerekir. Çünkü karikatür hayatın kendisidir. Malzemenin bolluğunu ise ancak zum yapınca görüyorsunuz. Ekonomi ‘mühim’ ama kültür ve sanat olmazsa insan boyut erozyonuna uğrayabilir. Bu yüzden mümkün olduğunca tüm sanat dallarıyla temasta bulunuyorum.”
Final cümlesi ise havalı: “Fazla kültürde gözümüz yok, hava atacak kadar olsun yeter!”
Sinemaya ‘git-kurtul’ yasası
Masaracı’ya son dönem “kültür hadiseleri”yle ilgili yorumlarını da sorduk:
• Düzenlenen operasyonla ünlü piyanist beste yaparken tuşüstü yakalanıyor.
• - Yetkililer, diğer dallarda olduğu gibi resim sergilerine de yoğun ilgi gösteriyorlar. Örneğin nü sergilerine gidip çeşitli temaslarda bulunuyorlar. Nankörlük etmeyelim.
• Tiyatro ve bale için de olumlu çalışmalar var. Örneğin kısa tiyatro perdesi örf ve âdetlerimize uygun olarak uzatılacak (diz altı) açıkta olan piyanonun bacakları da örtülecek.
• Önümüzdeki iki yıl içinde Türk müziğinden üç nota atılması bekleniyor.
• Etrafımıza baktığımız zaman şu yakınmayı duyuyoruz. Vakit bulup sinemaya, tiyatroya, sergiye gidemiyoruz. Aldığım duyumlara göre bu konuda bizi rahatlatacak üst düzey çalışmalar yapılıyor. Yakında git-kurtul yasası çıkacakmış.