Küfür eden insanlarla ilgili dikkat çeken araştırma

Hollanda, İngiltere, ABD ve Hong Konglu bir araştırmacılar ekibinin “Sosyal Psikolojik ve Kişilik Bilimi” (Social Psychological and Personality Science) dergisinde yer alan araştırmasında, küfür kullanan kişilerin yalan ve aldatmayla ilişkili olma olasılıklarının daha düşük olduğu bildirildi.

cumhuriyet.com.tr

Küfür etmek, uzun süredir öfke ve kabalıkla ilişkilendirilir, ancak bu durum daha olumlu bir anlama sahip de olabilir. Psikologlar, sıklıkla “lanet okuyan” insanların daha dürüst oldukları sonucuna ulaştı. Hollanda, İngiltere, ABD ve Hong Konglu bir araştırmacılar ekibinin “Sosyal Psikolojik ve Kişilik Bilimi” (Social Psychological and Personality Science) dergisinde yer alan araştırmasında, küfür kullanan kişilerin yalan ve aldatmayla ilişkili olma olasılıklarının daha düşük olduğu bildirildi.

Küfür, bazı sosyal ortamlarda uygunsuz ve kabul edilemez olarak tanımlanan, genellikle cinsel referanslar, kutsal değerlere hakaret veya diğer kaba terimleri içeren müstehcen bir ifade biçimidir ve öfke, hayal kırıklığı, sürpriz gibi duyguların ifadesiyle ilgilidir. Ancak küfür, kitleleri eğlendirmek ve kazanmak için de kullanılabilir.

Küfre ve onun toplumsal etkilerine karşı onlarca yıl içerisinde değişime uğrayan çeşitli tutumlar mevcut. 1939 yılında Clark Gable’ın Rüzgâr Gibi Geçti filmindeki unutulmaz “Açıkçası canım, hiç umrumda değil” repliğini söylemesi, filmin yapımcılarına 5.000 dolarlık para cezası kesilmesi için yeterliydi. Günümüzde ise filmlerimiz, TV şovları ve kitaplarımız bu tür sözlerle boğulmuş durumda ve çoğunlukla onlara daha toleranslı davranıyoruz.

Donald Trump örneği

Samimiyetsizlik ve küfrün her ikisinin de anormal olduğu düşünüldüğünden genellikle ahlaki açıdan düşük standartların kanıtı olarak görülürler. Öte yandan, küfür olumlu dürüstlükle ilişkilendirilebilir ve sık sık, bastırılmamış duyguları ve samimiyeti ifade etmek için de kullanılır. Araştırmacılar bu durumla ilgili ABD seçimlerinde yürüttüğü kampanya sırasında bazı konuşmalarında küfürlü ifadeler kullanarak rakiplerinden daha “samimi” görünen Başkan Donald Trump örneğini gösteriyor.

Cambridge Üniversitesi Big Data Analytics’te öğretim görevlisi olan Dr. David Stillwell, konuyla ilgili “Küfür ve samimiyetsizlik arasındaki ilişki zorlu bir mesele. Küfür etmek çoğu kez uygunsuz görülebilir, ancak aynı zamanda birilerinin size samimi görüşlerini ifade ettiğinin de kanıtı olabilir. Dillerini daha lezzetli olacak şekilde süzmedikleri gibi görüşlerini de filtrelemiyorlar” ifadelerini kullanıyor.

Haberin tamamını okumak için tıklayınız...