Küçük: Odatv davasını benim için açtılar

''Ergenekon'' soruşturması kapsamında Odatv'de yapılan aramalar sonrasında gazeteciler Ahmet Şık, Nedim Şener ve Soner Yalçın'ın da aralarında bulunduğu 13 sanık hakkında açılan davanın görülmesine devam edildi. Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, dava dosyasının, esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ufuk Ermertcan'a gönderilmesine hükmetti.

cumhuriyet.com.tr

''Ergenekon'' soruşturması kapsamında Odatv'de yapılan aramalar sonrasında gazeteciler Ahmet Şık, Nedim Şener ve Soner Yalçın'ın da aralarında bulunduğu 13 sanık hakkında açılan davada, dosyanın mütalaasını hazırlaması için İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ufuk Ermertcan'a gönderilmesine karar verildi.

İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasına devam eden tutuklu sanık Yalçın Küçük, mahkemenin 1,5 yıldır adil bir yargılamada bulunmadığını ve hiç kimseye soru sorulmadığını öne sürerek, "Lütfen bana ceza verin ama beni küçümsemeyin. 50 yıldır bu ülkede yeni bir tartışma konusu açıldıysa benim sayemdedir. Bu duruşmalarda bizi eski rejim yanlısı olarak görüyorlar. Bir insan eski rejimi savunuyorsa bu suçtur, o yüzden biz suçlu değiliz, suçuz" dedi.

 "AKM'nin yıkılması fikri bana ait"


Yalçın Küçük, Taksim Gezi Parkı odaklı gelişmelere değindiği savunmasında, Taksim'in tamamen tepe olması, altından trafiğin akması ve Atatürk Kültür Merkezi'nin, Atatürk'e layık olmayan kötü bir bina olduğu için, yıkılması gerektiği fikirlerinin kendisine ait olduğunu ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da bu fikirleri kendisinden aldığını iddia etti.

Duruşmada söz alan sanık Barış Pehlivan da Yalçın Küçük'ün kendisinin haber kaynağı olduğunu, farklı yıllarda yaptıkları 4 konuşmanın davada delil olarak kabul edildiğini, bunların da röportaj niteliğinde olduğunu söyledi.

Pehlivan, "Yalçın Küçük benim yüzümden içeride ise çok büyük üzüntü duyarım" dedi.

Söz alan tutuksuz sanıklardan Nedim Şener ise Hrant Dink cinayeti ile ilgili soruşturmadan dolayı polisin kendisini hedef aldığını ileri sürerek, "Zekeriya Öz beni daha önce dinledi ve suç isnatı bulamadı ama Odatv davasından içeri girince bunu tekrar sordu, bu büyük bir günahtır, insanlık suçudur" ifadesini kullandı.

Sanıkların ardından söz alan tutuklu sanıkların avukatları da müvekkillerinin tahliye edilmesini talep etti.

Mahkemenin ara kararı

Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, dava dosyasının, esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ufuk Ermertcan'a gönderilmesine hükmetti.

Tutuklu sanıklar Hanefi Avcı ve Yalçın Küçük'ün bu hallerinin devamına karar veren heyet, duruşmayı 11 Eylül'e erteledi.


Duruşmaya tutuklu sanıkların yanı sıra 9 tutuksuz sanık katıldı

İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesince Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'ndaki büyük duruşma salonunda yapılan duruşmaya, tutuklu sanıklar eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı ve Yalçın Küçük ile gazeteciler Ahmet Şık, Nedim Şener ve Doğan Yurdakul'un da aralarında bulunduğu 9 tutuksuz sanık katıldı.

Duruşmada, celse arasında mahkemeye gelen evraklar okundu.

Mahkeme Heyeti Başkanı Mehmet Ekinci, Hanefi Avcı'nın "Bilgisayarlara gönderilen virüslerin geldiği mail adresi de ABD merkezli" yönündeki iddiası üzerine ABD makamlarına bu konunun sorulduğunu belirterek, "ABD makamlarından cevap geldi. Cevapta, davaya ilişkin tüm evraklar ve Avcı'nın talebinin daha da ayrıntılandırılması isteniyor. Bu nedenle yeniden yazı yazacağız" diye konuştu.

Ses ve görüntü kaydı yapılan duruşmada, ses sisteminde sorun çıkması üzerine Ekinci, "Daha önce küçük salonda yaptığımız zaman 'ses sistemi yenileniyor' dedik ama inanmadınız bize. Yenilendi ama sistem daha da kötü oldu" ifadelerini kullandı.

Sanıklardan Barış Terkoğlu da İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Zekeriya Öz'ü kastederek, "Zekeriya Bey, 'yenilenmedi' dedi. Biz ona güvendik" dedi. Başkan Ekinci ise "Siz bana güvenin" şeklinde karşılık verdi.

 "Bize kimsenin gücü yetmez"

Duruşmada söz alan tutuklu sanık Hanefi Avcı, davanın temelinin yalan üzerine kurulu olduğunu öne sürerek, "Beni tahliye edemeyeceğinizi ifade ediyorsunuz. Bu dava kapsamında tutukluluğumun infaza geçmediğini beyan ettiniz. Beni tahliye edemeyeceğinizi biliyorum" diye konuştu.

Bunun üzerine Ekinci, "Bize kimsenin gücü yetmez. Burada 3 hakimiz. 'Sizin yüzünüzden 2 yıldır tutukluyum' diyorsanız, haksızlık yaparsınız" dedi.

Savunmasına devam eden Avcı, adil yargılanmak istediğini söyledi.

Avcı'nın ardından savunma yapan tutuklu sanık Yalçın Küçük de "Ben çocuk değilim. Ben devletim. Beni ona göre yargılayın" diyerek, oturtulmaması ve kendisine soru sorulması gerektiğini belirtti.

Başkan Ekinci'nin, "Size istediğiniz kadar konuşma hakkı verdim, buna herkes şahit" demesi üzerine Küçük, şunları kaydetti: "Ben tutuklu değilim. Toplama kampında kalıyorum. Siz dünyaya gelmeden önce ben ceza davasında yargılanıyordum. Odatv davasını benim için açtılar. Burada yapılan savunmalara asla katılmıyorum. Silivri denilen yerde kim tutukluysa, TÜBİTAK tutuklamıştır. Siz TÜBİTAK'ın yalan makinesi olduğunu bildiğiniz için tüm dosyaları oraya gönderdiniz. Sizin hukukçuluğunuz müsait mi bilmiyorum ama..."

Yalçın Küçük'ün sesini yükseltmesi üzerine araya giren Başkan Ekinci, "Böyle devam ederseniz, sözünüzü keseceğim" dedi.

Küçük de "İstediğiniz zaman kesebilirsiniz, istediğiniz zaman beni hapishaneye gönderebilirsiniz. Beni böyle yargılayamazsınız" diye konuştu.

"Herşey dosyada var, okursanız görürsünüz" ifadesini kullanan Başkan Ekinci, tartışmanın uzaması üzerine duruşmaya bir süre verdi.

 

Gazetecilere Özgürlük Platformu  da Odatv davasını izledi

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ile birlikte 93 meslek örgütünün oluşturduğu Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP), gazeteci Soner Yalçın, Nedim Şener, Ahmet Şık, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Yalçın Küçük’ün de aralarında bulunduğu 13 kişinin yargılandığı Odatv davasının duruşmasını izledi. Duruşmayı, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Recep Yaşar, TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, TGC Genel Saymanı Gülseren Ergezer Güver, GÖP Dönem Başkanlığını yürüten Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Ercan İpekçi, TGS İstanbul Şube Başkanı Gökhan Durmuş, Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) Yönetim Kurulu Üyesi Barry White, Cumhuriyet Gazetesi'nden Orhan Bursalı'nın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi izledi.

 
"Toplumun özgürlüğü önemli"
GÖP Dönem Başkanlığını yürüten Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Ercan İpekçi, duruşma öncesi basın açıklaması yaptı. Özgür toplumun sağlanabilmesi için basının özgür olması gerektiğini söyledi. Şu anda basın çalışanlarının üzerindeki baskı nedeniyle mesleklerini yaparken güçlüklerle karşılaştığını aktaran İpekçi, şöyle devam etti:

"Toplumun ihtiyaçlarını karşılayamayan, toplumun taleplerini ifade etmesine imkan tanımayan, siyasi iktidarın baskısı altında sansürlenen, görevini yerine getiremeyen; basın özgürlüğü mücadelesini bile sansürleyen bir basın, toplumun baskı altında tutulmasına da maalesef aracılık yapıyor. Gazetecinin görevi halka gerçekleri aktarmak, anlatmaktır. Bugün bir kısmı burada, başka davalardan yargılanan arkadaşlarımız da var. Arkadaşlarımızın üzerine kurulan baskıyla bütün basın susturulmak, sindirilmek istendi; ama toplum bütün bu baskıları, 15 günden beri yaşanan barışçıl eylemlerle yırtıp attı. Basın yoluyla kendini ifade etme imkanı bulamayan toplum, kendini ifade edecek başka yollar, yöntemler buldu, geliştirdi. Biz herkesi; tarafsızlığa, halkın gerçekleri öğrenme hakkına saygı duymaya çağırıyoruz. Biz basının taleplerine, basının ihtiyaçlarını meslek örgütlerini dikkate almayan siyasi iktidarı, halkın tepkisini dikkate almaya davet ediyoruz. Bütün meslektaşlarımızın özgürlüğü için her şeyden önce Terörle Mücadele Kanunu tümüyle yürürlükten kaldırılmalıdır. Özel yetkili mahkemeler kaldırılmalıdır. Türk Ceza Kanunu'nda da gerekli değişiklikler yapılmalıdır. Meslektaşlarımızın özgürlüğü için kanunlarda gerekli değişiklikler yapılmalı. Barışçıl gösterileri, barışçıl yöntemlerle karşılayın. Polisi, insanların üzerine göndermeyin. O insanları dikkate alın "


 
"Gazetecilerin önündeki engeller kaldırılsın
"

Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) Yönetim Kurulu Üyesi Barry White, Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğü için savaşan gazeteci dostlarının yanında olduğunu ve onlarla birlikte duruşmayı izlemek için geldiğini söyledi. Gazetecilerin yerinin hapishane olmadığını ifade eden White hapisteki 60 gazetecinin serbest bırakılmasını istedi. Taksim Gezi Parkı'nda yaşananlara dikkat çeken White, olayların haberleştirilememesi, tüm dünyaya aktarılması konusunda basının önündeki engelleri gördüklerini dile getirdi. Uluslararası medyanın olayları izlediğini aktaran White, gazetecilerin üzerindeki baskıların kalkması, gazetecilerin hapisten çıkartılmasını, basın çalışanlarının özgürce haber yapıp halka doğru bilgi vermesinin önündeki engellerin kaldırılması çağrısında bulundu.

İlgili haber için tıklayınız

 DENİZ BAYKAL ODATV DAVASINDA TANIK