Küçük insanların büyük yazarı: Orhan Kemal
Teksas Üniversitesi’nde doktora yapan Chovanec ile Orhan Kemal Müzesi’nde buluştuk.
Ayça HanTeksas Üniversitesi’nde doktora yapan Matthew Latham Chovanec, Orhan Kemal üzerine yazılmış ilk İngilizce tez olan “İkincil İsyan Olarak Diyalojik Konuşma”nın sahibi. Usta yazarın, Çukurovalı ırgatların yaşamını anlattığı “Bereketli Topraklar Üzerine” romanına dair tez yazması; Chovanec’in Orhan Kemal’e duyduğu büyük hayranlıktan kaynaklanıyor.
Türkiye toplumcu gerçekçi edebiyatının en önemli isimlerinden Orhan Kemal’le ilgili tezini 2015 yılında tamamlayan Chovanec, şimdi bu çalışmayı Mısırlı yazar Yusuf İdris’le yaptığı karşılaştırmayla genişletiyor. Toplumcu gerçekçiliğin küresel bir akım olduğunu ve her toplumcu gerçekçi yazarın birbirini tanımamasına rağmen çok ilginç benzerliklerinin olduğunu söyleyen Chovanec “Mesela hem Orhan Kemal hem de Yusuf İdris çok sert bir şekilde şive kullanıyorlar ve çok büyük eleştirilere maruz kalıyorlar kendi dönemlerinde. İkisi de köylülerin, işçilerin, şehirli yoksul kesimin hayat tecrübelerini anlatmaya çalışıyorlar. İkisi de otodidakt oldukları için resmi dil ideolojisine karşı büyük bir mücadele veriyorlar. Özellikle şive kullanımı ve resmi dil ideolojisine karşı ikisinin arasında çok ilginç benzerlikler var” diyor.
Yazarın yazı masasının, daktilosunun, yatağının, kitaplığının, kıyafetlerinin, eserlerinin ve hayatını kaybettiğindeki yüz ifadesine ait bir de maskenin yer aldığı Orhan Kemal Müzesi’nin büyüleyici dokusu altında buluştuğumuz Chovanec, şu sözlerle ifade ediyor Orhan Kemal sevgisini: “Tez yazma sürecinde Orhan Kemal’in oğlu Işık Öğütçü ile haberleştik, kendisi bana daha sonra büyük bir bavulun içinde babasının eserlerini gönderdi, otuz tane kitabın tamamı var. Sadece eserlerine bakarak neyi anlatmak istediğini çözemezsiniz, yaşamına ve söylediği diğer her şeye bakmak gerekiyor. Politikayla olan ilişkisine, cezaevine girişine her şeye.. Ben müzeye her gelişimde yeni bir şey öğrendim. Müzede olmak çok başka bir şey zaten, çünkü ben hep çok uzakta okudum Orhan Kemal’i ve Çukurova’yı hep çok uzakta hayal ettim, onun eşyalarının arasında olmak bambaşka.”
Hayatı boyunca edebiyatla ilgilenen, fakat Türkçesi o kadar iyi olmadığı için hiçbir Türkçe roman okuyamayan Chovanec, 8 yıl önce İstanbul’da bir üniversitenin hazırlık programında Türkçe öğrenmesiyle Türk edebiyatına ilgi duymaya başlıyor. Neden Orhan Kemal üzerine çalıştığını ise şöyle açıklıyor: “Berna Moran’ın yazdığı roman özetlerini okuyordum, orada ‘Bereketli Topraklar Üzerinde’ hakkında çok güzel bir bölüm vardı ve merak uyandırıcıydı. Daha sonra üniversitenin kütüphanesinde buldum kitabı, bir kere okudum ve çok güzeldi. Hem toplumcu gerçekçi bir örnek olması, hem de gelişmiş bir şekilde şive kullanılmış olması sevdirdi eseri; o yüzden Orhan Kemal hakkında bir şey yapmaya karar verdim. İnsanların konuşma dilinden hiçbir şey değiştirmeden, direkt olarak sunuyor Orhan Kemal; bu tür bir şiveyi hiç değiştirmeden onların bakış açısı, onların yaşam tecrübesiyle sunuyor. Şivenin önemini anlatmaya çalışıyorum tezimde.”
‘Amerika’daki toplumcu gerçekçilik Türkiye’deki gibi büyük olmadı’ Türkiye ve Amerika toplumcu gerçekçi edebiyatını kıyaslayarak, Amerika’daki yazarların Türkiye’deki yazarlar kadar büyük baskılar yaşamadığını ve o kadar cesaretli de olmadıklarını dile getiren Chovanec, John Steinbeck’le ilgili ne düşündüğünü sorduğumda politik bir tavrının olmadığını düşündüğünü söylüyor. Sebebini ise şöyle gerekçelendiriyor: “John Steinbeck’in politik bir tavrı yoktu, Vietnam’a gitti mesela ama hiçbir üretimi, eleştirisi olmadı. O yüzden Orhan Kemal’e karşı çok büyük bir saygı hissediyorum. Nâzım Hikmet’le Bursa Ceza evinde 3.5 yıl kalmış, çok zor bir hayatı olmuş ama her şeye rağmen hiçbir zaman cesaretini kaybetmemiş. Bütün bu baskıya karşı üretmeye devam etmiş, bu yüzden edebiyat yazmak bambaşka bir şeydir. Amerika’da çok kolaydı, o yüzden bizim edebiyat o dönemde biraz cılızdı.” Amerika’da şimdi toplumcu gerçekçilikten örnekler taşıyan eserler olup olmadığı sorusunu ise şu sözlerle yanıtlıyor: “Geçen yıl birkaç ilginç film çıktı ve gerçekten toplumcu gerçekçilikten örnekler taşıdığını söyleyebiliriz, ‘The Florida Projeckt’ ve ‘Sorry To Bother You’ ne zamandan beri grev görmedik bir filmde epey şaşırdık. Bütün filmlerimiz ve edebiyatımız çok burjuva olduğu için herkes yeni bir edebiyat istiyor. Sinemada görüyoruz şu an bu akımı ama edebiyatımızda hâlâ böyle bir şey yok. Biz Amerika solu henüz ırkçılık üzerine konuşuyoruz ama tam bir sınıfsal eleştiri üzerine tartışmıyoruz ve bu dili öğrenmeye çalışıyoruz hâlâ.” Geçen yıl Mıgırdiç Margosyan’ın “Gâvur Mahallesi” kitabını İngilizce’ye çeviren Chovanec, University of Texas Press ile yaptığı Barış Bıçakçı’nın “Sinek Isırıklarının Müellifi” çevirisinin de yayımlanmasını bekliyor. Chovanec daha sonra da Orhan Kemal’in “Bereketli Topraklar Üzerinde”sini ya da İstanbul’da geçen bir kitabını kendi diline kazandıracak. |