Küçük Çamlıca’da büyük oyunlar

İş insanı Mehmet Cengiz’in kardeşi ve Cengiz Holding’in ortağı Kazım Cengiz, hisseli araziye önce ortak oldu, şimdi de satılmasını istiyor. 40 yıldır aynı arazideki evlerinde yaşayan yurttaşlar ise evlerinin ellerinden alınmasından korkuyor.

Hazal Ocak

İstanbul’un en değerli bölgelerinden biri olan Küçük Çamlıca’da arazi kavgası yaşanıyor. Bu kavganın tarafları ise Türkiye’nin en büyük inşaat şirketlerinden Cengiz İnşaat’ı da bünyesinde barındıran Cengiz Holding’in ortağı Kazım Cengiz ile arazinin hissedarı olan bir grup yurttaş. Çevresi lüks villalarla çevrili bir araziye 2.5 yıl önce satış yoluyla ortak olan Cengiz, yaklaşık 40 yıldır aynı arazi üzerine yaptıkları evlerde yaşayan yurttaşlara açılan “ortaklığın satış yoluyla giderilmesi” davasında davacı olarak görünüyor. Yurttaşlar, arazideki paylarının ve evlerinin ellerinden alınmak istendiğini belirterek “Zenginler gelecek burada oturacak, bizi gönderecekler” diyor. Üsküdar Bulgurlu Mahallesi Küçük Çamlıca Mevkii, Ovabaşı Sokak’ta yer alan 53 ada 2 parseldeki 8 bin 470 metrekarelik tarla vasfındaki arazinin çok sayıda hissedarı var. Burası Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da evine çok yakın. Lüks villaların arasında kalan araziye hissedarlar 1980’li yıllarda yaklaşık 25 kaçak bina inşa etmiş. Bu tarihe kadar da orada oturmuş. Evlerine elektrik, su ve doğalgaz bağlanmış.

Hisse payı giderek arttı
Kazım Cengiz, 12 Mayıs 2015’te söz konusu araziden 1701 metrekare hisse satın alıyor. Bu tarihten 3 ay sonra da Cengiz hisse payını 2 bin 222.24 metrekareye çıkarıyor. Bu sırada arazide 3.79 metrekare hissesi olan Feyzi Ciğerli, 31 Aralık 2015 günü diğer hissedarlara dava açıyor.
Ciğerli, arazinin ortaklar dışında üçüncü kişilere satışının engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir konulmasını ve “ortaklığın satış yoluyla giderilmesini” (izaleyi şüyu) istiyor. Ciğerli, dava dilekçesinde arazinin kendi aralarında paylaşmalarının mümkün olmadığını belirtiyor. İşte her şey bu tarihten sonra gün yüzüne çıkmaya başlıyor.

‘Kötü niyet var’
Kazım Cengiz, 13 Haziran 2018’de de Feyzi Ciğerli’nin 3.79 metrekaresini de alarak payını 2 bin 226.03 metrekareye çıkarıyor. Davanın görüldüğü İstanbul Anadolu 14. Sulh Hukuk Mahkemesi 17 Şubat 2016’da ara karar vererek Ciğerli’nin “taşınmaz malikleri dışında üçüncü kişilere satışın engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir” talebini dava sonuçlanıncaya kadar kabul ediyor. Hissedarların büyük bir bölümü davaya maliklerin hisselerinin mevcut konumda belli olduğuna dikkat çekerek itiraz ediyor.

Taşınmazların mevcut haliyle kullanılması gerektiğini belirten hissedarlar özetle “Ciğerli’nin, 9 Mart 2015’te gerçekleştirdiği alım satım işlemi sonucu hissesi 3.79 metrekaredir. Hayatın olağan akışı içerisinde bir kişinin bu şekilde, yer satın almasına rastlanılmayacağı gibi 3.79 metrekarenin satın alması da akla ve mantığa ters düşmektedir. Alım satım işleminin kötü niyetli yapıldığı görülmektedir” ifadelerini kullanarak davanın reddini talep ediyor.

Cengiz davacı oluyor
Davanın 19 Temmuz 2018 tarihinde gerçekleşen duruşmasında Kazım Cengiz’in avukatı, Ciğerli’nin payını devralan Kazım Cengiz’in sıfatının davacı olarak değiştirilmesini talep ediyor. Mahkeme bu talebi 2 Ekim 2018’de kabul ediyor. Mahallede kasım ayında keşif yapılıyor. Davanın bir sonraki duruşması ise önümüzdeki şubat ayında görülecek.

Çevresi lüks villalar
Dava devam ederken Ovabaşı Sokağı’na gidip bölge sakinleriyle konuşuyoruz. Ovabaşı Sokağı çıkmaz sokak konumunda. Bölge sakinleri evleri sokağın çevresine yapmış. Küçük bir mahalleyi anımsatan sokağın çevresinde ise lüks villalar bulunuyor. Mahalleye girer girmez bölge sakinleri konuyu anlatarak tepki gösteriyor.

‘50 yıllık emek’
Evini göstererek arsada hissesini 1973’te aldığını belirten 65 yaşındaki Pakize Koyun, borca girip imar affına başvurarak yapı kayıt belgesi aldığını anlatıyor.
“Cengizler müteahhit mi nedir bilmiyoruz. Buradan hisse almış. Bize bir tebligat gönderdi. ‘Ben de size hissedarım’ dedi. Satıldığını o zaman öğrendik. Bizden gizli gizli hisseleri satmışlar. Satan kişi önce bize bildireydi, biz bir şekilde alırdık. Şimdi bizim evlerimizi, arsamızı almaya çalışıyor. Ben bir gün vergimi aksatmamışım. 50 yıllık emeğimi nasıl alacaklar benden? Onun gücü var, biz nasıl alacağız” diye soruyor.

‘Başka planı yok’
Konuyla ilgili sorularımızı yanıtlayan Cengiz Holding yetkilileri ise “Sözünü ettiğiniz arazi sayın Kazım Cengiz’in kişisel yatırımıdır. Cengiz Holding’in bu yatırımda herhangi bir payı bulunmamaktadır. Sayın Kazım Cengiz, kişisel olarak Türkiye’nin her bölgesinde arazi alım-satım işiyle ilgilenmektedir. Bu arazi, sayın Kazım Cengiz tarafından yatırım amaçlı 2.5 yıl önce alınmıştır ve bunun dışında sözünü ettiğiniz bölgeden başka alımı olmamıştır. Kazım Cengiz’in sözü edilen arazide başka satın alma planı ya da arazide proje üretme düşüncesi bulunmamaktadır. Bölge ile bir planı bulunmayan Kazım Cengiz kimseyle arazi görüşmesi de yapmamıştır. Bu nedenle diğer hisse sahiplerine satış için baskı yaptığı iddiası bir spekülasyondan ibaret olup gerçeği yansıtmamaktadır” açıklamasını yaptı.

‘Yazıktır, günahtır...’

Cumhurbaşkanına konuya ilişkin yardım isteyen bir mektup yazıp yollayan 70 yaşındaki Sabri Demirkol şöyle konuşuyor:
“Bana birkaç yıl önce telefon ettiler, araziyi almak istediklerini söylediler. ‘Benim satılık yerim yok’ dedim. Gene aradılar beni, Çamlıca’ya çağırdılar. Gittim siyah bir lüks araç geldi, genç bir çocuk indi. ‘Sana güzel bir para verelim. Emine Erdoğan buraya talip. Vakıf yapmak istiyor’ gibi bir şey söyledi. Ben de dedim ki ‘Emine Erdoğan almak istiyorsa, gelsin bize söylesin. Biz verelim’ dedim. Sonra da kızdım, o da gitti. Sonra 3 metrekare hisse sahibi tarafından dava açıldı, sonra da Cengiz davacı oldu. Fakir fukaranın hissesi var burada. Hisselerimizi almak istiyorlar. Buradaki vatandaşları nereye gönderecek? Yazıktır günahtır.”

‘Nereye gideceğiz’

39 yıldır bu sokakta oturan Reyhan Ünlü şu ifadeleri kullanıyor: “Zamanında üstümüzü başımızı almadık, evlerimizi yaptık. Şimdi burası neden elimizden alınıyor? Biz nereye gideceğiz? Biz burayı vermek istemiyoruz. Zengin gelecek burada oturacak, biz gideceğiz? Muhatap yok, gelen yok. Bizi mahkemeye veriyorlar. Öyle öğrendik.”