Kuban'dan Tarihi Mirasın Konumu

İAE 2011 İstanbul Konferansları'nın ilkini Mimarlık Tarihi hocası Prof. Dr. Doğan Kuban verecek. 'Çağdaş İstanbul'da Tarihi Mirasın Konumu' başlıklı konferans yarın Pera Müzesi Salonu'nda saat 18.30'da gerçekleşecek.

cumhuriyet.com.tr

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü(İAE) İstanbul Konferansları’nda hocaların hocası mimar Doğan Kuban, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait çok sayıda önemli mimari yapıyı barındıran İstanbul’un tarihi mirasının korunması, güncelliğini koruyan kötü restorasyondan, plansız şehirleşmeye, oldukça karmaşık sorunları gündeme getirmektedir.

Konferans kapsamında, her iki dönemin kent dokusu ve mimari yapıları üzerinde birçok araştırma gerçekleştiren Kuban, günümüzde çeşitli tartışmalara konu olan İstanbul’da tarihi mirasın konumu ve korunmasına ilişkin sorunları ve olası çözümleri paylaşacak. Mimarlık Tarihi ve kültürel mirasın korunmasına yaptığı sayısız katkı gerekçesiyle "2010 TÜYAP Onur Ödülü" sunulan Doğan Kuban, gazetemiz Bilim Teknoloji ekinde yazdığı, öğrencileri tarafından da ilgiyle izlenen, “Kültür” başlıklı köşe yazılarıyla da diğer disiplinlerin mimari boyut edinmesine katkıda bulunmaktadır. Çağdaş İstanbul’da Tarihi Mirasın Konumu başlıklı konferans ücretsiz ve ilgilenen herkese açık olacak.
 

Prof.Dr. Semra Germaner hocası Doğan Kuban’ı anlatıyor;
 
Doğan Kuban ile 1974 yılında doktora öğrencisi olarak tanıştım. Geçmişi günü için kullanmak,  tarihten sentezci bir bakış açısı için  yararlanmak, geniş tabloyu görmeye ve  yakalamaya çalışmak Kuban’dan aldığım  başlıca derstir. Kuban, 1954 yılında Türkiye'de Batılılaşmayı ilk kez bir mimarlık  ve sanat tarihi sorunsalı olarak ele alan “Osmanlı Barok Mimarisi Hakkında Bir Deneme” konulu kitabı ve 1958 tarihli “Osmanlı Dini Mimarisinde İç Mekan Teşekkülü  Rönesansla Bir Mukayese”kitabı  Osmanlı mimarisinde mekan anlayışının  Rönesans mimarisi ile kıyaslar. Doğan Kuban Batı ve Osmanlıyı birlikte ele alarak bir değerlendirmeye gitmiştir. Kuban  geniş ve çok yönlü  bakış açısını ortaya koyarken, yapıtın kendisini, onun hakkındaki belgelerden daha önemli bulduğunu da belirtir. Tarih, ekonomi, sosyoloji ve başka alanlarda edindiği bilgilerle ve bir sanatçı duyarlılığı ile yapıta yaklaşır ve onu çözümlemeye çalışır. O, 20.yüzyılın 2. yarısından itibaren Türkiye’de mimarlık tarihi kuramlarının temel figürlerinden biridir. Düşünce üretmeye yönelik, eleştirel bir yaklaşımla ve adeta sürekli aramakta olduğu  soruların cevaplarını bulmak  amacıyla  -coğrafya ve zamanla sınırlı kalmaksızın- antik çağlardan Bizans’a, Rönesans İtalya’sından Osmanlı mimarlığına Selçuklu mirasından, İslam dünyasına, Türk evinden, Osmanlı saraylarına oralardan  günümüz mimarlık, resim ve heykel sanatlarına uzanır.