"Krizin sonuçları tesadüfen oluşmadı"
TÜRMOB Genel Başkanı Masum Türker, krizden dolayı olup bitenlerin karşımıza tesadüfen bugün oluşmuş gibi aniden gelmediğini söyledi. ''Küresel Kriz, Türkiye ve Bölgedeki Ekonomik Durum'' konulu panelde konuşan Türker, krizden çıkış yolunun bölgesel teşviklerin oluşturulmasından geçtiğini belirtti.
cumhuriyet.com.trTürkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Genel Başkanı Masum Türker, 1-7 Mart Muhasebe Haftası nedeniyle Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu'nda düzenlenen ''Küresel Kriz, Türkiye ve Bölgedeki Ekonomik Durum'' konulu panelin açılışında, şu anda yaşanan krizin her ülkenin tek başına düşüneceği bir olgu olmadığını, özellikle gelişmiş ülkelerin kendi problemlerini gelişmekte olan ülkelere yansıttıkları bir durumun yaşandığını belirtti.
''Krizden dolayı olup bitenler karşımıza tesadüfen bugün oluşmuş gibi aniden gelmiyor'' diyen Türker, kriz yönünden bölgenin Türkiye'nin genel şartlarına göre bir avantajının bulunduğunu, bunun Suriye, Irak ve İran ile yapılan ticaretin olduğunu bildirdi.
Kriz nedeniyle ortaya konan çözümlerin bölgenin avantajını elinden almaması gerektiğini ifade eden Türker, şöyle dedi, ''Bu avantajlar, küresel ekonomik krizin sirayet edemediği, bünyesine giremediği, Suriye, Irak ve İran'dan oluşacak ticaret hacminin, yapılanmanın bozulmasına neden olacak kimi kararların alınmaması yönündedir. Çünkü, bu 3 ülke şu anda uluslararası bankacılık sistemi içerisinde yer almıyor. Bu nedenle tek bir merkezde krizi yönlendirme açısından yapılan ateşlemeler bu bölgelere sirayet etmiyor. 3 ülke uluslararası bankacılık sisteminin dışındadır. Krizden çıkışın yolu bölgeye özgü teşviklerin oluşturulmasıdır. Bölge yokluğa ve yoksulluğa mahkum edilmiştir. Yerel yönetimler bunla bölge hayat şartlarının iyileştirilmesi, yaşam kalitesinin artırılması konusunda ne kadar özveride bulunursa bulunsunlar yerel yönetimlerin çalışmaları yetersiz kalıyor.''
Diyarbakır Serbest Muhasebeciler Mali Müşavirler Odası Başkanı Erkan Azizoğlu da dünyada ciddi bir ekonomik krizin yaşandığını, Türkiye'nin de bunu derinden hissetmeye başladığını kaydetti. Birçok insanı işsiz kalırım korkusunun sardığını, Türkiye ihracatının yarısının Avrupa'ya yaptığını, Avrupa'ya malını satamayan ihracatçı ve firma sayısının artmasından endişe edildiğini anlatan Azizoğlu, krizin ne kadar süreceğini kestirmenin güç olduğunu bildirdi.
Krizin bölgeyi de yakından etkilediğini kaydeden Azizoğlu, şöyle konuştu, ''Ama bizi asıl derinden etkileyen, bugün yaşanan küresel kriz değil, bölgemizin ve kentimizin yıllardır yaşadığı yöresel krizdir. Diyarbakır'ın ekonomisi, kuraklıkla boğuşan bir tarım, kaldıysa biraz hayvancılık, küçük çaplı sanayi ve ticarete dayanan bir ekonomik yapı üzerine kuruludur. Devlet Planlama Teşkilatı'nın verilerine göre, bölgemiz ekonomik gelişmişlik sıralamasında sonda 2. sırada, kentimiz 81 il arasında 63. sırada, 500 binin üzerinde yeşil kartlımız var, her 3 kişiden 2'si işsiz. Diğer bölgelerle aramızdaki uçurumun kapatılabilmesi için kentimize ve bölgemize daha çok kamu yatırımı ve kaynağı aktarılmalıdır. Teşvik uygulamaları yeniden düzenlenmelidir. Sadece bölgeye özel teşvik çalışmaları yapılmalıdır. Barış, güven ve huzur ortamının sağlanması gerekiyor.''