Krizin bedeli işçiye: Kat kat giyin, tuvalet kağıdını az kullan...

Kriz gerekçesiyle işveren işçinin ücretini yüzde 40 düşürüp daha çok çalışmayı dayatıyor. ‘Kat kat giyinin öyle ısının, tuvalet kâğıdını az kullanın’ diyen bile var.

Şehriban Kıraç

Ekonomik kriz git gide derinleşirken en büyük bedel yine emekçiye ödetiliyor. Yüksek kârlar elde ettiklerinde bu kârlarını işçilerle paylaşmakta son derece cimri olan patronlar, kârları düştüğünde işçilerden fedakârlıklar istiyor, işçilerin haklarına göz dikiyor.

Şirketler özel sağlık sigortası, öğle yemeği ve ulaşım/servis imkanlarında kısıtlamaya giderken, şirket araçları, cep telefonu, eğitim ve temsil ödenekleri de tasarruf kalemleri arasında yer alıyor.
Uzmanlara göre, krizin dalga boyunu zaman içinde katlanarak artacak ve tasarruf tedbirleri de sıkılaşacak. Mavi yakalıdan üst düzey yöneticiye kadar her kategoride krizin etkilerine karşı en temel tedbir olarak işe alımların durdurulması kararı öne çıkıyor. Birçok şirkette işe alımlar durdurulurken vardiya sayıları da azaltıldı. Başta otomotiv fabrikaları olmak üzere birçok şirket üretimlerini bir süreliğine durduruken, özel hastanelerde ise çalışanların vardiya saatleri uzatılıyor, maaşlarda yüzde 30-40 arasında düşürülme dayatılıyor.

Hem eğitim olanakları sunulan çalışan sayısı hem de eğitim sürelerinde azalma söz konusu olurken, bazı şirketler ise eğitim harcamalarını tamamen durdurmuş durumda. Beyaz yakalıdan mavi yakalı tarafına doğru gittikçe vardiya ödeneği hak edişinde azalma söz konusu. Şirketlerin çalışanlarına gönderdiği tasarruf tedbirleride akla zarar öneriler var. Listeler halinde çalışanlara gönderilen bu önerilerin bazıları şöyle:

-Temizlik malzemeleri tasarruflu kullanılacak. Tuvalet kâğıdı idareli kullanılacak.

-Isınma için hava sıcaklığına uygun kıyafet giyilecek. Kat kat giyilerek, ortama göre kıyafet eksitilecek.
n Her şey müsvetteye çıktı alınacak. Müsvette kağıtlar düzgün saklansın. Boş kâğıda çıktı izinli olacak. Arkalı önlü basılacak. Uzun evrak basılmayacak. Renkli çıktı alınmayacak.

Lambaları açmayın

-Gerekmedikçe kırtasiye ürünleri alınmayacak, alınacaksa tüm ofise sorulacak. Ürünler ortak kullanılacak. Kaybedilmeyecek, takibi yapılacak. Düzgün kullanılacak.

-Ofis içinde odada kimse yokken elektrik açık olmayacak. Pencereden gün ışığı ile idare edilecek.

-Tek kargo gönderilmeyecek. Kargo izne tabi olacak.

-Kıyafet sayıları takip edilecek. Az  miktarda yaptırılacak ve dışarıdan alınacak. Yenisi için eskisi istenecek. Kaybeden için kendisinden kesilecek. Kıyafet için stok yapılmayacak.

-Bakım ve onarımda arızaların sebebi araştırılacak.  Onay olmadan tamir edilmeyecek.

-İnternet kotası için bulunulan yerde kotasız wifi alınacak. Özel internet tüketimi ücretsiz wifi olan yerlerde yapılacak.

-Seyahate gitmeden önce planlama yapılacak ve ucuz oteller bulunacak.

Halk yoksullaştı

Krizin etkileri gün geçtikçe daha derinden hissedilirken asgari ücretli ise yoksul kalmaya devam edecek ve en zengin ile en yoksul arasındaki makas iyice açılacak. Kişi başına düşen gelirin 2018’de 11.409 dolara yükseleceği öngörülmüştü. Ancak dövizin yılbaşından bu yana yüzde 40’tan fazla yükselmesi asgari ücretlinin de gelirini eritti.

2017’de kişi başına düşen ortalama gelir 10 bin 579 dolar iken asgari ücretlinin geliri 4 bin 616 dolar civarındaydı. Şu anda ise dolar kurunu 6.10 TL bile kabul etsek asgari ücretlinin yıllık geliri 3 bin 144 dolara inmiş oluyor.

Dolar kurunun yıl sonuna kadar 6-7 TL bandında olması halinde, Türkiye’nin milli gelirinin yüzde 10’a yakın küçüleceği ve kişi başına düşen gelirin de 10 bin dolardan 8 bin dolar civarına gerileyeceği hesaplanıyor. Kur krizi, büyümedeki yavaşlama ve yüzde 20’ye dayanan enflasyon sonrasında dar gelirlinin nasıl ayakta kalacağı ise meçhul.

İşten çıkarma tehdidi

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, krizin bedelinin çalışanlara çıkartılmaya başlandığını vurgulayarak, “Özel hastanelerde çalışan birçok arkadaşamıza daha fazla mesai ve ücretlerin yüzde 30-40 arasında düşürülmesi  dayatılıyor. Emekçiler işten çıkarılma ve işsizlikle tehdit ediliyor. En son Hazine ve Maliye Bakanı’nın çalışanlarla ilgili ilgili açıkladığı tasarruf tedbirlerini kabul etmiyoruz. Krizin bedeli işçiye, emekliye, dar gelirliye ödetilmek isteniyor” dedi.

Çerkezoğlu, krize karşı acilen şu adımların atılmasını istedi: 

-Tüm ücretler yıl sonu beklemeden derhal artırılarak, yüzde 20’leri aşacak enflasyondan kaynaklanan kayıplar telafi edilmeli. Emekli aylıklarına enflasyondan kaynaklanan kayıp kadar zam yapılmalı.

-Toplu işten çıkarmalar yasaklanmalı. İşsizlik fonunun sermaye çıkarına kullanılmasına son verilmeli.

-Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınan, asıl olarak kâr ve faiz gelirlerinin, servetin vergilendirilmesine dayalı bir sistem kurulmalı. Asgari ücretten hiçbir suretle vergi kesilmemeli.

-Çalışanların korunması için fiyatları kamu tarafından belirlenen ve geniş kesimlerce tüketilen hizmetlerin fiyatlarına zam yapılmamalı. Kamu ulaşım bedellerine ve hanelerde tüketilen elektrik, su ve doğalgazın fiyatı artırılmamalı.