Kraliyetin zor günleri

Hollanda Kralı Willem Alexander’ın, ailesiyle birlikte Yunanistan’daki yazlık rezidanslarına tatile gitmeye kalkması çok büyük rahatsızlık uyandırmış, gelen tepkilerden sonra Kral ve ailesi uçağın kapısından saraylarına geri dönmek zorunda kalmışlardı.

Mehmet Emin Alkanlar/ Hollanda(Rotterdam)

Geçen yılın son döneminde Hollanda ikinci dalga koronavirüs krizini en kılcal damarlarına kadar hissediyordu. Gıda satışlarının yapıldığı marketler dışında her yer kapalıydı, akşam saatlerinde sokağa çıkma yasağı vardı. Seyahatler kısıtlıydı ve herkes evlerinde kalmak zorundaydı. İşte böylesi karanlık günlerden birinde Hollanda Kralı Willem Alexander’ın, ailesiyle birlikte Yunanistan’daki yazlık rezidanslarına tatile gitmeye kalkması çok büyük rahatsızlık uyandırmış, gelen tepkilerden sonra Kral ve ailesi uçağın kapısından saraylarına geri dönmek zorunda kalmışlardı.

Kral ve eşi Prenses Maxima’nın Yunanistan gezisi, yalnızca bir hafta sonu tatili biçiminde planlanmıştı. Hollanda’nın bu kötü günlerinde kraliyet ailesinin tatile gideceği duyulunca halktan ve milletvekillerinden, hatta bakanlardan bile tepkiler gelmişti. Başbakan Yardımcısı De Jonge, olumsuz seyahat tavsiyesinin tüm Hollanda yurttaşları kadar Kral için de geçerli olduğunu söylemişti. Kral da eşi ile birlikte uçağın kapısından geri dönerek Hollanda’da kalmaya karar vermişti. Halk virüsün pençesinde kıvranırken ülkenin kralının tatili düşünmesi bile çok gelmişti ülkeye...

DESTEK AZALDI

Bu olay sonrası pandoranın kutusu açıldı ve kraliyet ile ilgili pek çok şey sorgulanmaya başlandı, kamuoyu araştırma şirketleri her ay anket yaparak Hollandalıların kraliyete bağlılıklarını sorgulamaya başladı. Ipsos’un son çalışmalarından birisi, Kral’a olan güvenin sekiz ay içinde yüzde 76’dan yüzde 47’ye gerilediğini ortaya koydu... Willem Alexander ve eşinin bir önceki tatilinde Yunanistan’da bir restoran sahibi ile maskesiz ve 1.5 metre kuralını gözetmeden çektirdiği fotoğraf, 2 milyon Avro ödenerek aldıkları hızlı yat, eleştirilerden bazılarıydı. Yine Hollanda Radyo Televizyon Kurumu NOS’un haberine göre bir ankete katılanların yüzde 75’i gelecekte Hollanda Kraliçesi olacak Prenses Amelia’nın yıllık 1.6 milyon avroluk ödeneğini de çok yüksek ve haksız bulduklarını belirtmişlerdi.

Dışişleri bakanlığı ve başbakanlık yapan Johan Rudolph Thorbecke, 1848 yılında kraliyetin yetkilerini kısıtlayarak Hollanda’nın anayasal monarşiye geçişini sağlayan isimdir. Bu tarihten sonra Hollanda Kraliyeti’nin görevleri daha çok sembolik düzeyde kalmıştır. 2013 yılında Kraliçe Beatrix, büyük oğlu Willem Alexander’a kraliyet tacını devrettiği Amsterdam Niuwe Kerk Kilisesi’ndeki resmi törende, bazı rahatsızlıklar su yüzüne çıkmaya başlamıştı. 

Kraliyet tacınının devredildiği gün yapılan törene Sosyalist Parti’nin iki üyesi Saadet Karabulut ve Afgan kökenli Farshad Fashir katılmayı reddetti. Ayrıca Yeşil Sol Partisi’nden üç parlamento üyesi ile o yıllarda yeni yeni filizlenmeye başlayan Partij voor de Dieren - PvdD’nin  (Hayvanlar için Parti) başkanı Marianne Thieme ile diğer iki milletvekili törende sessiz kalarak bağlılık yemini etmemişlerdi. PvdD’nin bu çıkışı da üzerinde çok konuşulan konulardan birisi haline geldi ülkede.

m.e.alkanlar@gmail.com