Kötülüğün tarihi: Üç filmlik ‘Fear Street’ serisi Netflix’te

Üç filmlik “Fear Street” (“Korku Sokağı”) serisi Netflix’te izleyiciyle buluştu. Lanetli bir kasabada yüzyıllar öncesinden kaynaklanan bir kötülüğün izini süren film korku türüne bir saygı duruşu sunuyor.

Emrah Kolukısa

"Fear Street 1994"

Netflix’in yeni korku üçlemesi “Fear Street”in (Korku Sokağı) ilk halkası “Fear Street 1994” tam da o yılların çok popüler korku filmi “Scream”i (1996) anımsatırcasına başlıyor. Post-modern trükleri kullanan ve korku sineması klişelerini yapı bozucu bir yaklaşımla ele alırken bir yandan da aynı klişeleri kullanarak hikâyesini kurgulayan “Scream”in anılması boşuna değil elbette, zira “Fear Street” de birden çok korku türüne (ve filmine) göndermeler yapan ve kendince türe yenilik getirmeye soyunmuş bir seri.

90'LARI ÖZLEYENLER İÇİN

En sonda söyleyeceğimizi en başta söyleyelim; ilk film itibariyle “Fear Street” türe pek bir yenilik getirmiyor doğrusu, bundan sonraki filmlerde ne olur bilemiyoruz tabii. Öte yandan 90’lı yılların ‘slasher’ filmlerini özleyenler için bir hayli eğlenceli bir film olduğunu ve “Hey” (Pixies), “Creep” (Radiohead), "Sour Times” (Portishead), “Closer” (Nine Inch Nails), "Machinehead" (Bush), “Your Woman” (White Town), “Firestarter” (The Prodigy) gibi 90’ların şarkılarıyla bezeli soundtrack’iyle kalp atışlarınızı hızlandırdığını da teslim edelim. Yönetmenliğini Leigh Janiak’ın üstlendiği “Fear Street” üçlemesi aslında yazar R. L. Stine’ın ilki 1989’da basılan aynı adlı korku romanları serisinden beyazperdeye uyarlandı. Üçlemenin özelliği hepsinin Ohio eyaletindeki Shadyside adlı kasabada geçiyor olmaları ve her filmde daha geriye giderek bir lanetin izini sürmeleri. Yani aslında filmlerde bir konu devamlılığı var ama her biri kendi içinde farklı olay örgülerine ve karakterlere (bazıları tekerrür ediyor tabii) sahip. Yine de Netflix’in yayınladığı sırayla izlemekte fayda var.

"Fear Street 1994"

1994’de geçen ilk filmde hem bir grup gencin kendi aralarındaki ilişkiler eşliğinde onların başından geçen kanlı macerayı izliyoruz hem de bu gençlerden biri olan (hatta en genci) Josh’ın yaptığı araştırmalar sayesinde Shadyside’ın karanlık ve kanlı geçmişine dair bilgiler ediniyoruz. Tüm bunların “Scream”, “Friday the 13th” (özellikle serinin bir yaz kampında geçen ikinci halkası “1978” daha çok buraya odaklanacak belli ki) gibi slasher filmlerden çıkma gibi görünen katillerin yarattığı dehşetle kurgulanması aslında filmin korku sinemasının geçmişine gösterdiği bir saygı duruşu elbette. Birçok başka filmin adının geçtiği (“Jaws” ve “Poltergeist” gibi) ve “Cabin in the Woods”u andıran (birden fazla farklı katil esprisi) yaklaşımıyla “Fera Street”in türün meraklıları için eğlenceli bir izleme deneyimi sunduğuna şüphe yok. Eminim daha da fazla ipucu ve gönderme bulacaksınız. Hodri meydan. 

AİLE GERİ PLANDA

Klişeleri eğip bükmek gibi yanlarıysa muhtemelen filmin en önemli artısı. Bir kere başka birçok korku filminde hemen başlarda ölüp giden bazı karakterleri burada sonuna kadar perdede (ya da ekranda mı desek?) tutuyor “Fear Street”. Bazı beklenmedik ölümler (tam kurtulacağına emin olduğunuzda öldürülen bir iki kişi var örneğin, izlerken bir hayli şaşırtacak sizi) ve bazı sürpriz ikili ilişkiler filmin klişeleri farklı bir açıdan ele aldığı örnekler olarak çıkıyor karşımıza. Son yıllarda özellikle Hollywood’da ayrı bir özen gösterilen ‘çeşitlilik’ (diversity, yani farklı ırk ve cinsiyet yönelimlerine mensup bireylerin hikâyede eşit ağırlıkta rol alması) meselesine burada da dikkat edilmiş, izleyince ne demek istediğimi hemen anlayacaksınız. Türün en büyük ustalarından John Carpenter’a da genel atmosfer anlamında çok yaslanan filmde, “It”deki gibi bir ‘ensemble’ ekip olarak dayanışma içinde hareket eden gençlerin (ki bu anlamda bir başka yakın tarihli korku filmi “It Follows” da akla geliyor hemen) aile kavramından kopuk var oluşları ise dikkat çeken bir başka etken kanımca. Ama açıkçası “Fast and Furious” gibi kutsallaştırılmış ve böylelikle içi boşaltılmış bir aile güzellemesindense ebeveynlerin en bariz işlevlerinin çocuklarının hayatlarını karartmak olduğu tasvirleri tercih ederim; çok daha gerçekçi ne de olsa.

"Fear Street 1978"

Bundan sonraki filmlerde geriye doğru bir yolculuk yapacağız ve ilk bölümde “slasher” hikâyenin geri planında güçlü bir biçimde kendini hissettiren doğaüstü hikâyeye daha da yaklaşacağız. Şimdiye kadar bildiğimiz şey, 1666 yılında aynı kasabanın sınırları içerisinde yakılan bir cadının intikam almak için uğraştığı ve belirli aralıklarla kasabayı kana buladığı… Hikâyenin başlangıcına dönüp de kötülüğün tarihini tam anlamıyla kavradığımızda yeniden 90’lara ya da günümüze dönüp bir ‘son’a ulaşacak mıyız, işte bunu hiç bilmiyoruz.

FİLMİN NOTU: 7/10