"Kötü niyet karşısından bizden iyi niyet beklenmesin"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs Rum kesimin AB dönem başkanlığında, Türkiye-AB ilişkilerinin donacağını söyledi.

cumhuriyet.com.tr

KKTC'yi bugün ziyaret edecek olan Başbakan Erdoğan, dün AKP Genel Merkezinde kahvaltıda bir araya geldiği KKTC'li gazetecilerin sorularını yanıtladı. Toplantıda, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış da hazır bulundu. Başbakan'ın verdiği mesajlar, bugün bazı KKTC gazetelerine yansıdı.

Kıbrıs Türk halkıyla tek yürek olduklarını belirten Başbakan Erdoğan, Rum yönetimin AB dönem başkanlığında ilişkilerin donacağını söyledi ve şöyle devam etti:

"Güney Kıbrıs Rum yönetimi dönem başkanı olacak. Güney Kıbrıs Rum yönetimi dönem başkanlığında, kesinlikle kendileriyle görüşmeyiz. AB ile ilişkiler donar. 6 ay Türkiye-AB ilişkisi yoktur. Sadece biz Türkiye'den süreci seyrederiz. Rumlarla görüşmek bizim için söz konusu değildir. Tanımadığımız bir ülkeyle görüşmeyiz. Biz onlarla aynı masada oturmayı bile zül telakki ediyoruz BM'de. 2012 içerisinde bu iş bitecek mi bakalım. Bunlar 2012 içerisinde bu işi bitirdiler bitirdiler, bitirmediler artık başımızın çaresine bakmamız gerekecek. Bunu zaten onlar da biliyor. AB'yi Kıbrıs konusunda muhatap kabul etmiyoruz. AB, bunu kendi zeminine çekmeye çalışıyor. Biz diyoruz ki bu tamamen BM zemininde olacak. Bu da zaten AB'yi ciddi manada rahatsız ediyor.''

''Su, 3 yıl içinde bitecek''

Kuzey Kıbrıs'ın gelişmesi noktasında, KKTC'ye su getirilmesini önemsediğini, bunun 3 yıl içinde biteceğini bildiren Erdoğan, ''Deniz altından Kuzey Kıbrıs'a elektrik çekebiliriz'' dedi. Başbakan şöyle devam etti:

''Kuzey Kıbrıs'ın su noktasında sorunu tamamen ortadan kalkmış olacak. Güney bu imkana sahip değil. Kuzey'in elektrik ve su sorununun çözülmüş olması Güney'i ciddi manada geleceğe yönelik çok daha zor durumlarda bırakacaktır. Son gelişmelerde görüldü. Kuzey'den elektrik alıyor, Kuzey insani olarak desteğini veriyor. Eşit ve adil anlaşma ile Kuzey ve Güney Kıbrıs'ta yaşayanlar huzur bulacaktır. Biz daha çok koşturacağız. Yatırımlar bazında Kuzey Kıbrıs'a artış olursa, balık tutma durumuna gelmiş olur.''

Dördüncü zirveye bakalım

Cenevre'de 7 Temmuz'da yapılan üçlü Kıbrıs zirvesinde KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun iyi niyetini ortaya koyduğun, dördüncü üçlü zirvenin Ekim ayında New York'ta yapılacağını kaydeden Erdoğan, New York'taki görüşmeden çıkacak sonuca göre tekrar oturup değerlendirme yapacaklarını söyledi.

''Dikkat ederseniz biz kovalıyoruz, onlar kaçıyor'' diyen Başbakan Erdoğan, ''Benim Davos'ta söylediğim bir adım önde politikamız devam ediyor. Ben Papandreu'ya da söyledim. Garantör ülke olarak gel oturalım konuşalım. Eroğlu da olsun Hristofyas da. Bunun yanında BM sekreteri de olabilir. Hatta hatta İngilizleri de alalım. Ama cesaret edemiyorlar. Cesaret edemeyişlerinin sebebi, yani burada iki devletlilik eşit statü bunların işlerine gelmiyor. Olması gereken bu'' dedi.

''Kötü niyet karşısından kimse bizden iyi nilet beklemesin''

Başbakan Erdoğan, Rumların kapalı Maraş konusundaki beklentisiyle ilgili olarak, şunları söyledi:
''Kötü niyet karşısında kimse bizden iyi niyet beklemesin. İyi niyete iyi niyet, kötü niyete aynısı. Maraş'ın açılması konusunda daha çok beklerler. Bütün olanlar karşısında tıkanma tehdidi altındayız. Ama ümit ederim ki dördüncü buluşma (New York görüşmesi) bu işin önünü açsın. Ama bu işin de nedeni Güney'den kaynaklanmaktadır. Kuzey devamlı yapıcı oldu, süreci açmaya destek verdi. Güney her zaman bu işi tıkamanın gayreti içerisindeydi.''

KKTC'nin tanınası konusunda farklı alternatifler olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Farklı alternatifler bizim kendi dünyamızda var. Kuzey Kıbrıslı kardeşlerimizle konuşup görüşüp karara bağlayacağımız alternatifler var. Yani gerekirse bu süreç durur. Olmuyorsa ne yapacağız?'' dedi.


''Asker çekmeyiz"

Rumların hala ''Kuzey Kıbrıs bizim olacak diye bekliyorlarsa daha çok bekleyeceklerini'' ifade eden Başbakan Erdoğan, şu mesajları verdi:

''Bu Türkiye burada olduğu sürece Kuzey Kıbrıs'ın bir garantörü olarak, daha çok beklerler. Çok açık söylüyorum bizim orada şehidimiz var, bizim orada gazimiz var. Biraz asker çekseniz olmaz mı? Hayır, asker de çekmeyiz. Biz hepsini Annan Planı'nda çok açık, net ortaya koyduk. Annan Planı'nda da asker çekmeyi kabul ettik. Bunlar ona bile yaklaşmadı, onlar kaybetti. Şimdi aynı şartta olur mu, yeniden onu da konuşmamız lazım. Bunların hepsi şimdi yeniden konuşulacak.

Şapkadan bir tavşan bekliyorsanız, Türkiye Cumhuriyeti'nde ben başbakan olduğum sürece ki 4 yıl sürem var. Çok açık net söylüyorum, mesela benim kitabımda artık Güzelyurt yok. Annan Planı'ndaki gibi Güzelyurt'a bakmıyorum. Güzelyurt tamamen Kuzey Kıbrıs'ındır. (Annan Planı'nda Rumlara veriliyordu) Karpaz'da zaten en ufak oynama yapılamaz. Onlar ibadet yapmaya gelmek isterlerse gelsinler. Annan Planı'nın şartları değişti. Daha farklı oturacağız masaya. Onlar hala Annan Planı'nın üzerine biz daha ne alırızı konuşuyorlar. Kusura bakmasınlar geçti o.

Biz çok açık ve net söylüyoruz. Bir defa iki kesimli, eşit statüde ve iki devletli bir yapı kabul edilebilir olmalı. Kabul ederler etmezler, artık kendileri bilir. Süre daraldı. Kuzey Kıbrıs verdiği sözü tuttu, bunu yaptığımız halde referandum neticesinde Kuzey Kıbrıs yüzde 65 'evet' Rumlar 75 'hayır' dedi.''

Kendilerinden taviz beklenmemesini isteyen Başbakan Erdoğan, ''Bu millet asildir. Hiçbir yerde taviz vermemiz söz konusu değildir. Bizden bunu kimse beklemesin. Şu anda biz Kuzey Kıbrıs'ta adımlarımızı en ideal şekilde atacağız'' diye konuştu.