Köşedeki kafene sahip çık!

Mayıs ayının ikinci yarısında, havaların ısınmasıyla birlikte Brükselli kendini sokaklara atar. Kafelerin teraslarında, dışarıya konulan masalarda güneşi ve Belçika biralarını yudumlar, tadını çıkarır.

Erdinç Utku (Brüksel)

Bu sene bırakın terası, kafelere ve restoranlara adım atamıyorsunuz. Büyük bir olasılıkla 8 Haziran’da bir dizi önlem ve sınırlamayla kafe ve restoranların açılmasına izin verilecek. Tüm detaylar 3 Haziran’daki güvenlik konseyi toplantısında belli olacak. Ancak yiyecek, içecek ve konaklama sektörü belirsizlikten kaygılı. Kararların bir an önce netleştirilmesini istiyor. Öyle ya, ona göre hazırlık yapacaklar. Binlerce işletme aynı anda açılınca işin organizasyonu daha da zor olacak. 14 Mart’tan beri kapılarına kilit vuran kafelere mali destek amaçlı, bira hediye çeki gibi çeşitli kampanyalar simgesel önem taşısalar da devede kulak kalıyor. “Köşedeki kafene destek ol” mantığıyla içmediği biranın parasını peşinen ödeyen ve kafeler açılınca içmek üzere bira çeki alan sadık müşteri küçük esnafa destek oluyor.

BİRA BANYOSU...

Bira endüstrisi de bu zor günlerde boş durmayıp topluma katkı yapmaya çalışıyor. Örneğin bir bira fabrikası, bira ve elma şarabı ile dezenfektan el jeli üretti. Kendi biralarından ve elma şaraplarından alkolü damıtma teknolojisine sahip olan fabrika, ürünlerini böylesi bir sağlık krizinde topluma faydalı hale getirmenin yolunu bulmuş. Zaten satışlar da azalmışken boş duracaklarına topluma katkı sağladılar. Normal bir kafede sıradan bir bira bile içemediğimiz bugünlerde “ağaçtan küvette banyo yaparken hemen yanı başımdaki fıçıdan kendi ellerimle bira bardağımı doldurmayı” hayal etmeye başladım. Yok yok, güneş başıma vurmadı, koronavirüs etkisi de değil. “Good Beer Spa”, Brüksel’i asırlık sağlıklı yaşam konsepti bira jakuzisiyle/banyosuyla buluşturmayı hedefliyor. Yatırımın yüzde 2’sini kitle fonlaması kampanyası ile toplamaya başlayan girişimci, fona destek olanlara karşılığında ön satış yapmaya başladı bile. Fon bulma işi iyi giderse, Belçika ilk bira jakuzisine, Brüksel’de Madou’da yıl sonundan önce kavuşacak. Yaklaşık 5 bin yıl önce Mısırlıların insanlıkla tanıştırdığı biranın kozmetik özelliklerini ise ilk olarak Romalılar keşfetmiş. Yüzlerce çeşidiyle birlikte adı birayla çağrıştırılan Belçika, nasıl olduysa biraz geç kalmış bu bira banyosu konusunda.

KAPLICALARI VAR

“Balkanlar’da birada yıkanmak çok eski bir gelenek. Prag’da zaten bir düzine bira kaplıcaları var ve son on yılda dünya çapında devam eden bir trend oldu. Bunları Japonya, İzlanda, Kanada ve ABD’de bulabilirsiniz.” diyen girişimci Ben Biebuyck, “Bira aktif enzimler ve vitaminler, özellikle B vitamini bakımından zengin. Cildi yumuşatır ve saça ekstra parlaklık verir. Ayrıca, banyosu vücudu ve zihni canlandırır, kan dolaşımını iyileştirir ve toksinleri attırır. Ayrıca çok rahatlatıcı” iddiasında. Hazırlanan tanıtım videosunda “Ortaçağ’da insanların birayla banyo yaptığını biliyor muydunuz? Zihin, beden ve ruha çok faydası var biranın...” deniyor. Hatta tanıtımda “Birada bulunan bileşiklerin çeşitli antibakteriyel, anti-enflamatuar, anti-oksidatif, anti-melanojenik ve anti-kanserojen etkilere sahip olduğu gösterilmiştir” yazan Avrupa Dermatoloji ve Venereoloji Akademisi Dergisi’nde yayınlanan bir makale referans gösteriliyor. Hayallerimi süsleyen konsept aslında bir tür bira kaplıcası. Küvetler, 37 derece su ve bira yapımında kullanılan şerbetçiotu, maya ve malt ve bir miktar birayla doldurulacak. Tabii ki Belçika birasıyla. Bira jakuzisi bir sauna değil. Su vücut ısısında olduğu için terlemeyeceksiniz bile. Anlayacağınız bizim hamamlara da benzemiyor. Göbek taşı yok yani. Yalnız bir taraftan küvette huzur bulurken diğer taraftan yandaki fıçıdan bira doldurarak içtiğiniz bira banyosunda bira göbeği riski fazla!

erdincutku@binfikir.be