Koronavirüs vakalarının arttığı kentlerde neler yaşanıyor?
BBC Türkçe'ye konuşan tabip odaları temsilcileri, özellikle şehirler arası seyahat kısıtlamasının kaldırılması ve havaların ısınmasıyla sosyal mesafe ve maske takma gibi kurallara uyulmaması sonucu bazı kentlerde vaka sayılarında ciddi artış olduğunu söylüyor.
BBC TürkçeTürkiye'de 1 Haziran itibarıyla normalleşme sürecinin başlaması ve pek çok alanda kısıtlamaların kaldırılmasıyla, pek çok kentte uzun süre sonra yeniden koronavirüs vakaları görüldü. Sokağa çıkarken maske takmanın zorunlu olduğu il sayısı 44'e yükseldi. Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, "İstanbul, Ankara ve İzmir'de maske takma zorunluluğu getirilmedi. Neden getirilmedi bilmiyoruz. Bununla ilgili bir fikrimiz yok" dedi.
Türkiye'nin pek çok ilinden, koronavirüs vakalarının arttığına dair bilgiler geliyor.
Rize İl Pandemi Kurulu, ilde vaka sayılarının arttığını açıkladı. Kurul Rize halkından, doğru şekilde maske kullanmalarını; sosyal mesafe, genel hijyen ve el temizliğine dikkat etmelerini istendi.
Bilim Kurulu'nun önerileri doğrultusunda hastanede bekleme süresini en aza indirmek için, kontrollü sosyal hayat döneminde kentteki poliklinik hizmetlerinin, risk azalıncaya kadar randevu sistemi esasıyla yürütüleceği duyuruldu.
Adana Valiliği tarafından yapılan açıklamada ise "Yapılan tüm uyarılara rağmen ilimizdeki vatandaşlarımız rehavete kapılmış ve pozitif vaka sayısında önemli oranda artış meydana gelmiştir" denildi.
'Kapalı alanda çalışan devlet memurları bile maske takmıyor'
BBC Türkçe'ye konuşan tabip odaları temsilcileri, özellikle şehirler arası seyahat kısıtlamasının kaldırılması ve ısınan havalar sebebiyle sosyal mesafe ve maske takma gibi kurallara uyulmaması sonucu bazı kentlerde vaka sayılarında ciddi artış olduğunu söylüyor.
Adana Tabip Odası Başkanı Ahmet Hilal, son iki haftada kentte hem vaka hem de hastanede tedavi görenlerin sayısının arttığını söyledi.
Verilere ulaşamadıkları için tam rakam veremediklerini vurgulayan Hilal, "Hastanelerdeki arkadaşlarımızdan verileri topluyoruz ancak Sağlık Müdürlüğü izin vermediği için çekiniyorlar" dedi.
Hilal, Adana'da sağlık çalışanlarının dinlenmeye fırsat bulamadan yeni vaka artışlarıyla ilgilenmeye başladıklarını ve umutsuzluğa kapıldığını belirtti:
"Sağlık çalışanları da iki aylık süreç içinde yoğun çalışmanın ardından tam rahatlamaya başlamışlardı ki vaka sayıları tekrar artmaya başladı. Yorgunluk ve umutsuzluk yaşıyorlar. 'Acaba bu süreci atlatamayacak mıyız, hep bu şekilde çalışmaya devam mı edeceğiz' diyorlar."
Açılma sürecinin ekonomik nedenlerle başladığını ve halk sağlığının ikinci planda kaldığını düşünen Hilal, hastanelerde Covid-19 dışı yoğunluğun da artmaya başladığını ve hekimlerin yatak sorunu yaşanmasından endişe duyduğunu aktardı.
Adana'da tarım işçilerinin tamamen korumasız bir şekilde, maske ve mesafe şartları sağlanmadan çalışmak zorunda kaldığını söyleyen Hilal, Adana'da kamu kurumunda çalışan devlet memurlarının bile çalışırken maske takmadıklarını söyledi:
"Bugün iş için bir devlet dairesine gittim, büyükçe bir odada ancak kapalı yerde çalışan memurlar bile maske takmıyordu. Sadece dışarıdan gelenler maske takıyordu ama tek bir memurda bile maske yoktu.
"Adana'da çarşıda ya da kafelere baktığınızda görüyorsunuz ki her şey Mart ayı öncesine dönmüş durumda, insanlar kişisel kurallara dikkat etmiyorlar. Her şeyi kişilere bırakmamak ve normalleşme adımlarının basamaklar halinde hayata geçmesi gerekiyordu."
Hilal, seyahat yasaklarının kalkmasından özellikle "civar iller için yazlık bölge" konumundaki Mersin'in daha fazla etkilendiğini e söyledi, "Seyahat kısıtlamasının kalkmasından sonra Mersin'de vaka sayısında bir artış olduğunu ve bazı tatil sitelerinin karantinaya alındığını biliyoruz" dedi.
'Edirne'de denetimler azaldı'
Edirne Tabip Odası Başkanı Memet Akbal, seyahat kısıtlamalarının kalkmasıyla Çorlu, Çerkezköy ve İstanbul'dan yazlıklarına, köylerine gelen ve buralarda kalabalık aileleriyle birlikte yaşayan çok sayıda kişi olduğunu, bu durumun kentteki vaka sayılarını artırdığını söyledi.
Uzun süredir pozitif vaka görülmeyen Edirne'de hala yaygın bir bulaş görülmediğini ancak pozitif vaka sayısının da giderek arttığını belirten Akbal; vatandaşların sosyal mesafe ve maske kurallarına uymadığını, bunun yanında denetimlerin de azaldığını belirtti.
Akbal'a göre, "yeni normal" kurallarına uyulup uyulmadığı konusunda kolluk güçlerince yapılan denetimler artırılmalı:
"Yeni normalleşmede sosyal mesafeye önem verilmesi gerektiği açıklandı ama denetimler azaldı. İnsanlar da havaların ısınması ve denetimsizlikle birlikte daha çok kuralsızlığa başladılar, bence temel neden bu. Denetimlerin azalması vatandaşlarda 'Nasıl olsa yeni vaka sayısı da azalıyor' algısına sebep oldu."
Edirne'de dört sınır kapısı ve yazlıkçıların yoğun olarak kullandığı Saros Körfezi'nin bulunduğunu hatırlatan Akbal, şehre giriş çıkışların daha uzun süre kapatılması gerektiği görüşünde:
"Kentteki insan hareketliliğinin azaltılması gerekiyor. Yazlıkçıların gelmeye devam etmesiyle vaka sayılarındaki artış devam edebilir. Bu nedenle bir süre daha denetimlerin artırılması ve seyahat yasaklarının devam etmesi iyi olabilir."
'Van'da pandemi hastaneleri neredeyse tam kapasite çalışıyor'
Van Tabip Odası'ndan Dr. Hüseyin Yaviç ise son paylaşılan verilere göre kentte halen 600 vaka olduğu bilgisini verdi.
1 Haziran'dan itibaren normalleşme politikaları ile pek çok ilde olduğu gibi Van'da da vaka sayılarında artış yaşandığını ifade eden Yaviç, "Özellikle şehirler arası yolculuk yasağının kaldırılması, toplu taşıma araçlarındaki yolcu sayısına yönelik kısıtlamanın kaldırılması ve normalleşme söylemlerinin toplumdaki karşılığı ile vaka sayılarımız arttı" dedi.
Artışlarla ilgili olarak kaygılı olduklarını söyleyen Yaviç'e göre, koronavirüsle mücadele sürecinde gelinen nokta, "sağlık çalışanlarının moral ve motivasyonunda çöküntüye sebep oluyor".
Yaviç, Van'daki pandemi hastanelerinin halen tam kapasite çalıştıklarının da altını çizdi:
"İllerdeki hastanelerin doluluk oranlarında ciddi bir artış var, Van'daki pandemi hastaneleri neredeyse tam kapasite ile dolu görünüyor."
Yaviç'e göre toplumdaki normalleşme algısı, geçmişteki sosyal aktivitelerin devam etmesine neden oldu, düğün ve taziye gibi toplu etkinlikler hız kesmeden sürdü. Şehirler arası yolculukların serbest olmasıyla Van'a gelen kişilerin eş dost ziyaretleri de ilde vaka sayılarını artırdı:
"Normalde şehirler arası yolculuk yapan kişilerin ziyaretlerinin olabildiğince kısıtlı olması gerekir, ancak bunun çok mümkün olamadığı ortaya çıktı. Gürpınar ilçesinde bir mahallede pozitif bir kişinin taziyeye gitmesi ile kendi evinin ve taziyede bulunduğu mahallenin karantinaya alınmasına sebep oldu. Buna benzer birçok örnek var. Normalleşmeye ilişkin adımların çok erken atıldığı aşikâr, en azından Temmuz ayının da kısıtlamalarla devam ediyor olması gerekirdi."
Van'ın İran ile sınır kapısı olan bir kent olduğunu hatırlatan Yaviç, "Tüm bunlar düşünüldüğünde bizi çok da iyimser bir tablonun beklemediğini düşünüyoruz" dedi.
'Bunca aydır verdiğimiz emeklerin boşa gittiğini görüyoruz'
Tekirdağ Tabip Odası'ndan Doç. Dr. Gamze Varol, son iki haftada şehir merkezinde daha az olmakla birlikte Çorlu ve Çerkezköy civarında vaka sayılarının artmaya başladığını söyledi.
İstanbul'a yakın yerde tatil yapmak isteyenlerin Tekirdağ'daki deniz kenarlarına akın ettiğini ve insanların salgın tehlikesine karşı oldukça "gevşediğini" söyleyen Varol, süreci kaygıyla izlediklerini belirtti.
Varol, Tekirdağ ve Çorlu Devlet Hastanelerinin ve bazı özel hastane servislerinin tamamen enfekte hastalarla dolu olduğunu aktardı:
"Yetkililer, yeniden açılmanın erken gerçekleştiğinin farkındalar ki filyasyon çalışmalarını çok titizlikle yürütüyorlar ve özellikle Çorlu, Çerkezköy'deki mahallelerde pozitiflerle temaslı kişilerin izolasyonlarını sağlamak için direkt hastaneye yatırıyorlar. Hastane yatakları dolu gözükmekle birlikte hepsi doğrulanmış Covid-19 vakaları değil."
Varol'a göre vaka sayılarının yeniden artışa geçmesi sağlık çalışanlarını, "Ne yaparsak yapalım salgının önüne geçemiyoruz" hissine sürükledi:
"Bunca aydır verdiğimiz emeklerin boşa gittiğini görüyoruz ve 'Az vefat var' diye sevinemiyoruz. Çünkü o vefatları biz yaşıyoruz, gözümüzün önünde kaybediyoruz. Tabii, beraberinde bir boş vermişlik de olabiliyor, biz istediğimizi yapalım yine de önüne geçemiyoruz kaygısı çok tehlikeli."
Fundanur Öztürk'ün haberi