Koronavirüs salgınını çocuğunuza anlatırken bunlara dikkat edin!
Koronavirüs salgını süreci çocuklara nasıl anlatılmalı? Uzm. Dr. Emine Demirbaş Çakır bu dönemde çocuklara doğru yaklaşımın nasıl olması gerektiği konusunda ebeveynlere önerilerde bulundu.
cumhuriyet.com.tr
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzm. Dr. Emine Demirbaş Çakır, koronavirüs salgını nedeniyle ebeveynlerin endişeleri ile yüzleşmesi gerektiğini anlatarak, bu dönemde çocuklara doğru yaklaşımın nasıl olması gerektiği konusunda önemli önerilerde bulundu.
Ebeveynlerin önce kendi korku ve kaygılarıyla yüzleşmesinin çok önemli olduğunu söyleyen Çakır, “Önce bizim düşünce, duygularımızı gözden geçirmemiz ve kendimizi bir parça da olsa sakinleştirebiliyor olmamız lazım. Çünkü biz çocuklara ne anlatırsak anlatalım onlar en başta bizim nasıl olduğumuza, yüz ifademize odaklanıyorlar. Yani onları kandıramıyoruz. Bunu yapabilmek için de ebeveyn olarak bunca karmaşanın ortasında az da olsa kendimizi dinleyebilmemiz için alan, zaman açmamız önemli. Hani uçakta ‘Maskeyi önce kendinize takın’ diyorlar ya… Bu, hayatımızdaki her zorlukta geçerli. Kendimizi gözden geçirip sakinleştirdiysek sırada çocuğumuz var” dedi.
"BELİRSİZLİK ÇOCUKLAR İÇİN KAYGI VERİCİ"
Belirsizliğin çocuklar için de kaygı verici olduğunu kaydeden Çakır, şu şekilde konuştu:
“Durumu çocuğun yaşına uygun şekilde hikayeleştirerek, mizaha dökerek, gerekirse oyunlaştırarak rahat bir sohbet ortamında anlatmalıyız. Örneğin; ‘Bir tanem her yerde büyüklerin koronavirüs diye bir mikrop hakkında konuştuğunu duymuşsundur. Sana biraz ondan bahsetmek istiyorum. Grip gibi düşünebilirsin. Hani hatırlıyor musun hasta olmuştun, boğazın ağrımıştı, ateşin çıkmıştı. Bu da öyle hasta yapan mikroplardan… Onun gibi ama biz onu tam olarak tanımıyoruz. Bizim dünyamızda yeni. Önceden hayvanların vücudunda hastalık yaparmış. Sonra nasıl olduysa şaşırmış, şaşkın mikrop insanların vücuduna gelmiş. O da ‘Aaa ben nerdeyim?’ diye çok şaşırmış. Bizim vücudumuzdaki savunma askerlerini biliyorsun. Onlar da mikrobu görünce Dur bir dakika biz seni daha önce hiç buralarda görmemiştik. ‘Dur kaçamazsın’ diye mikropla savaşmaya başlıyorlar ve hastalık belirtileri çıkıyor. Şu an tüm dünyaya yayıldı. O yüzden tedbir amaçlı okula gitmiyorsun, arkadaşların da gitmiyor. Biz de evde kalıyoruz. Bir süre sonra bunlar geçecek’ şeklinde anlatabilirsiniz.”
‘BİZE HİÇBİR ŞEY OLMAZ’ GİBİ VAATLER SUNULMAMALI
Çocuğa durum anlatıldığında biraz kaygılanabileceğini ama önemli olanın, onun duygularının fark ve kabul etmek olduğunu hatırlatan Çakır, şu ifadeleri kullandı:
"Çocukların duygularını çizerek daha kolay aktaryor. Bu nedenle konuşmanın ardından birlikte resim yaparak ve 'virüsçülük oyunları' oynayarak gülebilirsiniz. Gülmek kaygı ile baş etmenin en önemli yollarından biridir.
Çocuklar için mümkün olduğunca soru sorabilecekleri ortam oluşturmalıyız. Yanlarında bu konuyu konuşmaktan, bu konuda haberler izlemekten kaçınmalıyız. Bu konuda soru sorduklarında dürüst olmalı, fakat gereksiz detay vermekten kaçmalıyız. Aynı şekilde abartılı ‘Bize hiçbir şey olmaz’ gibi vaatler sunmamalıyız. Salgından etkilenen insanlara yardım eden sağlık çalışanları ve hastaneler olduğunu, toplumun elinden geleni yaptığını, sizin de onu korumak için elinizden geleni yaptığınızı anlatın. Hijyen kurallarını vurgulayın ama uymakta zorlandıklarında bağırmayın, korkutmayın. Gerekirse her şeyi tekrar anlatın.”