Koronavirüs korkusu jinekolojik kanserleri tetikleyebilir

Kadın Hastalıkları, Doğum ve Jinekolojik Kanser Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Gökhan Boyraz, “Koronavirüs pandemi döneminde evlere kapandığımız bu süreçte hekimler olarak en önemli kaygılarımızdan biri de bazı şikâyetlerin göz ardı edilip, doktora başvuruların gecikmesi nedeniyle kanser için erken tanı ve tedavi şansının kaybedilmesidir” dedi.

DHA

GECİKMENİN GERİ DÖNÜŞÜ OLMAZ

İlk kez 2019’un Aralık ayında Çin’in Wuhan kentinde görüldükten sonra hızla tüm dünyaya yayılan Covid-19 salgını, yaşlı ve bağışıklık sistemi zayıf hastalarda daha ağır seyrederek ölümcül sonuçlara yol açabiliyor. Uzmanlar Covid-19 (yeni tip Koronavirüs) salgın sürecinden olumsuz etkilenen hasta gruplarının başında ise kanser tanısı alan veya tedavisi devam eden hastaların yer aldığına dikkat çekiyor. Koronavirüs salgını sonucunda yaşanan endişeler, bazı kanser hastalarında şikâyetlerin göz ardı edilerek erken teşhis şansının yitirilmesiyle ölümcül sonuçlara yol açabiliyor.

Kanser tedavisinde en önemli unsurun erken tanı ve erken tedavi olduğunun altını çizen İAÜ VM Medical Park Florya Hastanesi Kadın Hastalıkları, Doğum ve Jinekolojik Kanser Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Gökhan Boyraz, normalleşme sürecinin başlamasıyla birlikte kendilerine başvuran bazı hastaların tedavi sürecinde geç kalmış olduklarını üzülerek fark ettiklerini belirtti. Doç. Dr. Gökhan Boyraz, “Evde izolasyon süreci ve hastaneye gitme korkusu, hastalığın verdiği şikayetleri baskılamış ve bu durum hastalarımızın maalesef daha ileri evrelerde tanı almalarına neden olmuştur. Rahim kanseri, rahim ağzı kanseri ve yumurtalık kanseri en sık görülen jinekolojik kanserlerdir ve salgın sürecinde bu kanser tiplerinin tanılarında gecikme, tedavilerde geri dönüşü olmayan sıkıntılara neden olmaktadır” şeklinde konuştu.

BU BELİRTİLERE DİKKAT!

Jinekolojik kanserlerin genellikle bazı öncü şikâyetlerle ortaya çıktığını sözlerine ekleyen Doç. Dr. Gökhan Boyraz, adet düzensizliği, yoğun vajinal kanama, parça-pıhtı düşürme, menopoz sonrası vajinal kanama, ilişki sonrası kanama, kötü kokulu, sulu, kanlı vajinal akıntı, karın şişliği, nefes darlığı, karında ele gelen sertlik ve kitle gibi öncü belirtilerin yumurtalık kanseri, rahim ve rahim ağzı kanseri için alarm veren bulgular olduğunu ifade etti. Doç. Dr. Boyraz, bu bulgular görüldüğünde mutlaka vakit kaybetmeden maske takılarak jinekolojik muayene için doktora başvurulması gerektiğini söyledi.

ŞİKÂYETLERİNİZİ GÖRMEZDEN GELMEYİN

Salgın sürecinde en sık yapılan hatalardan birinin olası kanser şikâyetlerin görmezden gelinmesi olduğunu hatırlatan Doç. Dr. Gökhan Boyraz, “Bu salgın sürecinden çıkmamız aniden ve hızla olmayacaktır. Eski dünya düzeni ve alışkanlıklarımızı bir müddet terk edip, gerekli önlemleri alarak, kontrollü sosyal yaşama uyum sağlamak durumundayız. Bu nedenle sağlık şikâyetlerimizi uzun süre ertelemek yerine, uygun önlemleri alarak gerekli muayenelerimiz yaptırmamız gerekmektedir.

Covid-19 enfeksiyonu riskinden korkarken kanser gibi diğer sağlık sorunlarının da insan hayatına daha büyük zarar verebileceği akıldan çıkartılmamalıdır. Bu süreçte daha erken aşamada saptandığında kolayca ameliyat ve tedavi edebileceğimiz bazı jinekolojik kanserlerin daha ileri aşamada ve ameliyat aşamasını bile geçmiş olarak saptandığına şahit olduk. Bu gecikmelerin kanser tedavisinde son derece hayati olduğunu unutmayarak, şikâyetleri bulunan hastalarımızın gerekli önlemleri alarak jinekolojik muayene için başvurmalarını önermekteyiz” şeklinde konuştu.

TEDAVİ HASTANIN ÖZEL DURUMUNA GÖRE BELİRLENMELİ

Jinekolojik kanser tanısı konulmuş hastalara Covid-19 sürecinde yaklaşımın nasıl olması gerektiği konusunda da bilgilendirmede bulunan Doç. Dr. Gökhan Boyraz, şunları söyledi:

“Jinekolojik kanserlerde cerrahi tedavi şekli ve aciliyeti, hastalığın köken aldığı organ ve evreye göre değişmektedir. Bu nedenle, öncelikle muayene ve gerekli tetkikler ile hastalığın köken aldığı organ ve hastalığın yayılım durumu veya yayılım açısından riskler belirlenir.

İlgili branşlar olan medikal onkoloji ve radyasyon onkolojisi ile sürecin ortak değerlendirilmesi tedavinin başarısı açısından gereklidir. Cerrahi tedavi zamanlaması veya ertelenebilmesi açısından hasta özelinde değerlendirmelerimizi yaparak hasta ile tüm süreci paylaşmaktayız.

Örneğin, erken aşamada saptanan bir rahim duvarı kanserinde medikal tedaviye başlanarak hastanın evde izolasyon şartlarına devam etmesi kararı verilebilirken, aşırı karın şişliği ve nefes darlığı yapan yumurtalık kanseri bulguları olan başka bir hastamızda ise olası riskler minimalize edilerek cerrahi tedaviyi ertelemeden uygulayabilmekteyiz. Hastanın tanısı ve hastalığın yayılım durumu tedavi sürecinin planlanmasında oldukça önemlidir. Bu nedenle jinekolojik kanser tanısı alan hastalarımızın tedavilerini kendi başlarına ertelemeden önce mutlaka bir jinekolojik onkoloji ekibi tarafından değerlendirilmelerini önermekteyiz.”

KEMOTERAPİ- RADYOTERAPİ GÖRENLERE 11 ÖNERİ

Kemoterapi ve/veya radyoterapi tedavisi devam eden hastalar için de öneride bulunan Doç. Dr. Gökhan Boyraz, bu hastaların alması gereken önlemleri 11 maddede sıraladı:

"Kemoterapi/radyoterapi alan hastalarımız mutlaka maske kullanmalıdır.

Eller düzenli aralıklarla 20 saniye boyunca su ve sabun ile yıkanmalıdır.

Eller ağıza, gözlere, buruna götürülmemelidir.

Su ve sabuna ulaşılamayan durumlarda el dezenfektanı ile özellikle parmak uçlarını içerecek şekilde eller dezenfekte edilmelidir.

Sosyal mesafe (3 adım kadar) kurallarına uyulmalıdır.

El sıkışmaktan ve tokalaşmaktan kaçınılmalıdır.

İhtiyaçları ile ilgilenen bir veya iki yakını dışında ziyaretçi kabul edilmemeli, ev içi izolasyona uyulmalıdır.

Tedaviler dışında gerekmedikçe evden dışarı çıkılmamalıdır.

Bağışıklık sistemini güçlü tutmak için mutlaka günlük 2-2.5 lt su tüketilmelidir.

Bağışıklık sistemini güçlü tutmak için dengeli beslenmeye özen gösterilmeli, meyve ve sebze tüketimi günlük diyet içerisinde bulunmalıdır.

Ateş, öksürük, boğaz ağrısı, tat duyusunda kaybolma gibi şüpheli bulguların varlığında zaman kaybetmeden iletişim halinde olunan doktor ile iletişime geçilmelidir."

PSİKOLOJİK DESTEĞE DAHA ÇOK İHTİYAÇ VAR

Zaten kendi başına zorlu bir süreç olan kanser tedavisi sürecinin, Covid-19 virüsü salgını ile daha da sıkıntılı hale geldiğini belirten Doç. Dr. Gökhan Boyraz, psikolojik faktörlerin artık daha da önem kazandığını işaret ederek “Bu süreçte hastalarımızın bize olan ihtiyacı biraz daha artmaktadır. Fiziksel ve psikolojik olarak zorlu bir süreç olan kanser tedavisi sürecine virüs salgını stresi eklenmiştir. Bu durum hastalarımızı umutsuzluğa sürükleyebilmekte, psikolojik olarak onları daha kırılgan hale gelebilmektedir.

Bu süreçte onlarla normalden daha fazla konuşmalı, kaygılarını dinlemeli ve rahatlamalarını sağlamalıyız. Tedavi sürecine olan inançlarını ve bağlılıklarını sürdürmelerini ve gerekli tedbirleri almalarını sağlamalıyız. Onlarla birlikte olduğumuzu, kanserle ve salgınla olan savaşı kazanacağımızı, umudumuzu kaybetmememiz gerektiğini anlatmalıyız. Güzel günler için olan inancımızı kaybetmemeliyiz” dedi.