Korona günlerinde sahada gazetecilik!

Koronavirüs salgını sağlık çalışanlarının ardından en çok gazetecileri zorluyor. Kamuoyuna hızlı ve doğru biçimde anlık haber aktarmak için gazeteciler, kurumlarının ya da kendi aldıkları tedbirlerle virüse karşı koymaya çalışıyor.

Leyla Kılıç

Kendilerinden çok ailelerini düşünen gazeteciler, “Olası bir hastalık durumunda virüsü ailemize bulaştırma düşüncesi bizi tedirgin ediyor. Stres ve kaygımız arttı” diyor. Sahada görev yapan gazeteciler özetle şunları söylüyor:

Gökhan Kam (Muhabir): Kurumun aldığı karar doğrultusunda evden çalışıyorum. Ancak öyle haberler oluyor ki bazen sahaya çıkmak zorunda kalıyoruz. Sürekli insanlarla iç içe olduğumuz için maske takıyor ve dezenfektan taşıyorum. İnsanlarla görüşürken tedirgin oluyorum ve mümkün olduğunca yakın durmamaya çalışıyorum. Annem ve babamın kronik rahatsızlığı olduğu için en çok onlara bulaştırmaktan korkuyorum ve tedirgin yaşıyorum.

Beyza Güler (Ajans muhabiri): Sahada çalışırken maske, eldiven ve insanlara mesafe koyarak önlem almaya çalışıyoruz. Ayrıca yaptığım haberin ardından mikrofonları dezenfektan ile temizliyorum. Çalıştığımız kurum da tulum dağıtarak tedbir aldı. Bu süreçte beni kaygılandıran tek şey ise benim eve döndükten sonra virüsü aileme taşıma ihtimalim. Bu nedenle eve gelir gelmez duş alıp kıyafetlerimi yıkamaya atıyor, telefon ve diğer kişisel eşyalarımı temizliyorum. Odamdan çok fazla çıkmamaya ve evdekilerle mesafemi korumaya özen gösteriyorum.

Alper Korkmaz (Ajans bölge muhabiri): Gazetecilik mesleği en stresli meslek gruplarından biriyken salgınla yaşadığımız stres daha da arttı. Özellikle riskli ortamlara girip çıkarken insanların yoğun olduğu yerlerde tedirgin oluyorum. Virüsün bana bulaşmasından değil, sevdiklerime bulaşmasından korkuyorum. Eve girerken ailemi başka bir odada bekletiyorum. Üzerimi çıkarıp, temizlenip steril hale gelene kadar yanlarına gitmiyorum. Gittiğim haberlerde kimseye temas etmemeye ve mesafemi korumaya gayret ediyorum. Sürekli ellerimi yıkamak takıntı haline geldi. Elimden geldiğince önlem almaya çalışsam da bu dönemde kaygı ve stresim arttı.

Akın Çeliktaş (Serbest Foto Muhabiri): Mesleki anlamda bizi biyolojik ve psikolojik etmenler çok etkiliyor. Sürekli sabun ve kolonya ile ellerimi dezenfekte etmekten cildim deforme olmaya başladı. Kendimizle ilgili psikolojik savaş veriyoruz. Çünkü her gün saatlerce sokakta ve sahadayız. En ufak bir öksürükte ya da hapşırmada bile kendimizden şüphe etmeye başladığımız anlar oluyor. Olası bir hastalık durumunda virüsü aile fertlerime bulaştırma düşüncesi ise beni çok tedirgin ediyor.

MESLEK ÖRGÜTLERİNDEN ÇAĞRI

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) de yaptıkları açıklamalarla işverenlere gazetecileri koruma çağrısı yaptı. TGSden yapılan açıklamada “Medya sahiplerinin birinci görevi gerçek haberi vermek, ikincisi ise bu haberi verecek olan gazetecileri salgından korumaktır. Bu nedenle salgın döneminde tüm dünyanın uyguladığı evden çalışma yöntemi bir an önce devreye sokulmalıdır” denildi. TGC tarafından yapılan açıklamada ise 9 maddelik bir öneri sıralanarak “Gzetecilerin iş sağlığı ve güvenliği hakkı derhal sağlanmalıdır. Gazetecilerin maske, dezenfektan, eldiven gibi ihtiyaçları düzenli olarak karşılanmalıdır” ifadelerine yer verildi.

İRAN’DA 19 MUHABİR KORONAVİRÜSE YAKALANDI

İran Radyo Televizyon Kurumu’nda (IRIB) çalışan 19 muhabirde yeni tip koronavirüs (Covid-19) tespit edildi. İran Radyo Televizyon Kurumu Haber Ajansı (iribnews) Başkanı Mehrdad Seyyid Mehdi, bazı meslektaşlarının Covid-19’a yakalandığını Twitter hesabından duyurdu. Mehdi, paylaşımında “İş arkadaşlarım, daha genel seçim yorgunluğunu üzerlerinden atamadan koronavirüs cephesinin en ön saflarında yer aldılar. Defalarca tehlikeli yerlerde çalışmışlardı. IRIB çalışanlarından koronavirüse yakalanan 19 arkadaşımıza acil şifalar diliyorum” ifadelerini kullandı. Çin’de ortaya çıkan Covid-19, İran’da ilk olarak 19 Şubat’ta Kum kentinde görülmüş, ardından ülkenin tamamına yayılmıştı. İran Sağlık Bakanlığı, bugün itibarıyla ülkede Covid-19 kaynaklı can kaybının 1812’ye yükseldiğini, vaka sayısının ise 23 bin 49 olduğunu açıklamıştı.