‘Korkudan harp oyunu oynayamadık’

Güner’in tanıklıklarını aktardığı ‘Sakıncalı Amiral’ raflarda.

Aykut Küçükkaya/Cumhuriyet

15 ay önce ‘silah arkadaşlarının yaşadığı hukuksuzlukları’ protesto etmek için Donanma Komutanlığı’ndan istifa eden Oramiral Nusret Güner, Balyoz davasının ardından TSK’nin yaşadığı çekinceyi, “Biz harp oyunlarını bile bıraktık korkudan. ‘Aman ismi harp oyunu olmasın’ dendi. Darbe planı yaptığımız düşünülür diye, birkaç yıl harp oyunlarını oynamadık. Şimdi belki oynanıyordur” sözleriyle açıkladı.

Mavi Marmara bombası

Hürriyet muhabiri Toygun Atilla’nın kaleme aldığı ‘Sakıncalı Amiral’ kitabı (Kırmızı Kedi Yayınevi) dün raflardaki yerini aldı. Kitapta 28 Ocak 2013 günü Donanma Komutanlığı’ndan istifa eden Oramiral Güner’in tanıklıklarına yer veriliyor. Gazeteci Atilla’nın sorularını yanıtlayan Güner, kitapta Türkiye’nin yakın tarihiyle ilgili önemli açıklamalar yapıyor. Güner 30 Mayıs 2010’da 9 kişinin öldüğü Mavi Marmara ve 6 askerin şehit edildiği İskenderun baskınlarının sabahında Başbakanlık’ta yapılan toplantılarda hükümet ile askeri yetkililer arasında yaşananları anlatıyor.

Güner, hükümet yetkililerinin, “Mavi Marmara’ya koruma ve refakat için savaş gemilerini göndermeyelim ama basına, ‘savaş
gemilerimizi gönderdik’ diye beyanat verelim” diye görüş bildirdiğini, bu görüşe şiddetle karşı çıktığını aktarıyor. Aynı toplantıda PKK’nin İskenderun baskını sonrası ‘üzüntü’ verici bir tartışma yaşandığını belirten Güner, “İçişleri Bakanı konuyu saldırının tel örgünün içinden mi, dışından mı yapıldığı noktasına çekmeye çalışıyordu. Çünkü ona göre, teröristler tel örgüyü aşıp girmişlerse, kabahat Deniz Kuvvetleri’nindi ancak tel örgü dışından saldırmışlarsa polis/ jandarma sorumlu tutubilirdi. İnsanlar ölmüş, İçişleri Bakanı sorumluluğu atma çalışıyordu” diye konuştu.