Kökten çözüm

Sayıştay'ın Maliye raporunda Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hazineye ait taşınmazlar üzerinde bulunan Diyanet'e tahsisli cami ve mescitlerin ticari nitelikli ünitelerinin kiralanması yetkisinin Diyanet'e verilmesi eleştirilmişti.

cumhuriyet.com.tr

Raporda, gelirlerin yüzde 30’unun hazineye aktarıldığı ifade edilmişti. Diyanet ile Maliye Bakanlığı arasında yapılan görüşmeler sonucunda yüzde 30’luk payın da hazineye aktarılmaması görüşü benimsendi.

Sayıştay’ın Maliye Bakanlığı ile ilgili raporunda cami alanı içerisindeki ticari ünitelerin kiralanmasından elde edilen gelirlerin yüzde 25’inin dini ve sosyal hizmetler vakfına, yüzde 30’unun hazineye, yüzde 10’unun taşınmazın bağlı olduğu müftülüğe, yüzde 35’inin de ilgili cami derneğine ya da vakfına aktarıldığı belirtilmişti. Bunun bir mevzuata değil, Diyanet ile Maliye arasındaki bir protokole dayandırıldığı belirtilen raporda bu yolla kamuya ait olması gereken genel bütçe gelirlerinin vakfa aktarılması yolunun açıldığı kaydedilmişti. Cumhuriyet’in edindiği bilgilere göre, sözkonusu rapor basına yansımadan aylar önce Diyanet’e ulaştı. Diyanet ile Maliye arasında yapılan görüşmelerde, gönüllülük esasına dayalı olarak yapılan cami, Kuran kursu ve müftülük binalarının ticari gelirlerinden pay alınmasının camileri yaptıranlar tarafından da tepki çektiği ifade edildi. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ten hazineye aktarılan yüzde 30’luk payın tamamen kesilmesini istedi. Şimşek’in de bu görüşe sıcak baktığı, protokolün yaşama geçirileceği öğrenildi. Yeni uygulamayla hazinenin aldığı pay cami derneklerine ve müftülüklere kaydırılacak.

 

Devletin el koyması doğru değil

Görmez, konuya ilişkin sorumuz üzerine, 2012’ye kadar devletin cami müştemilatı (alanı) içerisindeki binalardan elde edilen gelirlerin tamamına el koyduğunu, ancak yapılan bir anlaşmayla hazineye aktarılan payın yüzde 30’a düşürüldüğünü söyledi. Bu oranın da yüksek olduğunu belirten Görmez, şöyle konuştu: “Yüzde 30’unu bütçeye almaları doğru değil doğrusu. Müftülük binaları hakeza, kamu kurumu olduğu halde aslında bunu halkımızın sırtına yıkmamız bizi mahcup ediyor, doğru değil. Dolayısıyla yaptıktan sonra da bunların kira gelirlerini devletten talep etmesi, kamu tüzel kişiliği olan derneklerin ve vakıfların en tabii hakkıdır. Dolayısıyla bütün bunları yok sayarak bir işin içerisinde usulsüzlük varmış gibi gösterilmesi üzücü olmuştur.”