KOBİ'ler alarm verdi: Takibe düşen kredide rekor artış
BDDK verilerine göre, son 2 yılda KOBİ’lerin kullandığı kredi miktarı yüzde 38 artışla 399 milyar liradan 551 milyar liraya, takibe giren kredi miktarı ise yüzde 46.7 artışla 18.2 milyar liradan 26.7 milyar liraya çıktı.
cumhuriyet.com.trSözcü'den Nuray Tarhan'ın haberine göre, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, mayıs ayı itibarıyla son 2 yılda KOBİ'lerin kullandığı kredi miktarı yüzde 38 artışla 399 milyar liradan 551 milyar liraya, takibe giren kredi miktarı ise yüzde 46.7 artışla 18.2 milyar liradan 26.7 milyar liraya çıktı. Takipteki kredilerin miktarındaki son bir yıllık artış oranı ise 23.8 milyar liradan 26.7 milyar liraya yükselerek yüzde 12.3 oldu. Kredileri takipte olan işletmeler içerisindeki en yüksek payı, yüzde 30.3 artışla orta büyüklükteki işletmeler oluşturdu. Bu işletmelerin 2016 Mayıs'ında 12 bin 372 olan sayısı 2017'de 15 bin 790'a, bu yıl ise 16 bin 133'e yükseldi.
BÜYÜK OLMAK ÖNEMLİ
Sözcü yazarı, vergi uzmanı Dr. Nedim Türkmen, protestolu senet ve iflasların hızla artmaya başladığını belirterek, “Yakında KOBİ'lerin çoğu büyük şirketlerin yanında işçi haline gelecek” dedi.
2018'in işletmelere “batırılmayacak kadar büyük olmanın önemi”ni göstererek ders verdiğini vurgulayan Türkmen, “Bankalar KOBİ'lere verdiği kredileri riskli görüyor. Teminat olarak gayrimenkulü ve şahsi kefaleti bile kabul etmiyor. Ödemede en ufak bir aksama olduğunda da hemen geri çağırıyor” diye konuştu. KOBİ'lerin çoğunun nakit akışının bozulduğuna dikkat çeken Türkmen, şunları söyledi: “KOBİ'lerin yüzde 95'ini 1 ila 9 işçi çalıştıran işletmeler oluşturuyor. 10 ila 49 kişi çalıştıran işletmelerin oranı ise sadece yüzde 3. Ölçeğin büyümesi lazım ama nakit akışı durduğu için olmuyor. İşletmelerin borcunu ödeyebilmesi için üretim yapması lazım. O da olmayınca elinde avcunda ne varsa satmaya başladı. Varlıklar hızla eriyor. KOBİ'lerin çoğu yıllık yüzde 16.8 faizi göze alarak vergilerini ödememeye başladı ancak bu da çözüm değil çünkü üretim yok.”
KREDİ PROGRAMLARI AÇILMALI
Hazine eski Müsteşarı ve CHP Tekirdağ Miletvekili Faik Öztrak da, 2009 yılında büyüme endişeleri nedeniyle döviz geliri olmayan şirketlerin dövizle borçlanmasının önünün açılmasıyla şirketlerin borçlarının hızla arttığına dikkat çekerek, “Verimlilik artırıcı önlemlerle desteklenmeyen bu süreç, KOBİ'leri TL'deki değer kayıplarına karşı son derece hassas hale getirdi. Özellikle son dönemde TL'deki değer kayıpları, şirketlerin ciddi kur farkı zararlarıyla karşı karşıya kalmasına neden oldu” dedi. Öztrak, kredi programlarıyla kısa vadede şirketlerin rahatlatılarak, kredilerin mutlaka verimliliği artıracak şekilde kullanılmasının sağlanması gerektiğini vurguladı. Öztrak, “Böylece şirketlerin kazançlarıyla borçlarını ödeyebilecek hale getirilmeli” diye konuştu.
ESNAFI ANCAK UZUN VADELİ, KREDİ KURTARIR
Hazine eski Müsteşarı, İYİ Parti Başkan Yardımcısı Ayfer Yılmaz, Kredi Garanti Fonu'yla aktarılan 250 milyar lira başta olmak üzere “nefes” ve “can suyu” adı altındaki kaynakların üretim için değil sadece faiz ve borç geri ödemeleri için kullanıldığını vurgulayarak, şunları söyledi: “Esaslı olmayan günlük çözümlerle KOBİ'lerin yeni yapılandıracağı borçlarını ödeyebilme imkanı bulunmamaktadır. Ekonomide halen faizlerin yüzde 30'lara geldiği ve KOBİ'lerin yüzde 90'ının bu oranda kâr üretemediği bir ekonomik yapıda özellikle kredi vadesinin 2 yıldan az olduğu bir KOBİ profilinde borçların ödenebilmesi sorunu sürekli gündeme gelecektir.” KOBİ'lerin kurtulması için kredilerinin devlet garantisi kapsamına alınması gerektiğine dikkat çeken Yılmaz, “Böylece 2 yıl geri ödemesiz ve 5 yıl gibi daha uzun vadelerle yapılandırma mümkün olabilir” diye konuştu.