Kobani’de gece ve sahipsiz keman
40 gün önce mayın tarlalarından geçerek girdiğimiz Kobani’ye, önceki gün yine mayın tarlalarından geçerek girdik.
Mahmut Oral/CumhuriyetBizi Kobani’ye götürecek YPG’liler geliyor bir süre sonra. Bir eve getiriliyor ve bekletiliyoruz. Birkaç saat sonra bizim için jeneratör bağlanıyor. Bilgisayarlarımız ve telefonlarımız çalışsın diye. Bu bile Kobani’de bulunmaz bir nimet. Çünkü aylardır burada elektrikler kesik. Derken PYD Eşbaşkanı Asya Abdullah, Kobani Kantonu Eşbaşkanı Enver Müslim ve Kobani Kantonu Dış İlişkiler Sorumlusu İbrahim Kürdo beliriyor. Ellerinde Kalaşnikoflar var. Vücutlarının bir parçası gibi rahatça taşıyor Asya Abdullah ve diğerleri. Onlarla görüştükten sonra, bulunduğumuz yerden dışarı çıkamayacağımızı anlıyoruz. Sürekli telefon geliyor hükümet yetkililerine. Hemen hepsi IŞİD ile ilgili istihbarat veriyor. Tel Abyat’tan güçlendirilerek yola çıkarılan bomba yüklü araçlar, Mınbiç kentinden savaş için getirilen personel bilgisi akıp duruyor. Gelen telefonlar, onların keyfini kaçırmış gibi görünüyor. Ayrılıp gidiyorlar daha sonra.
Çatışmalar halen sürüyor. Karşılıklı bombalar atılmaya devam ediliyor. Artık saymaktan vazgeçiyoruz. Yüzleri buldu atılan bombaların sayısı. Kaldığımız evde bizim için yiyecek hazırlanmış. Yiyeceklerin çoğu konserve. Atıştırıyoruz. Gece ilerledi, sadece sınırı kaçak yollardan geçen birkaç gazeteci kalıyoruz odada, yanımızda bir de Kobani Hükümeti Sözcüsü Mahmut Beşar var. Yaklaşık iki saatten bu yana bomba sesi duyulmuyor. Oysa “Hicri Yılbaşı” olması nedeniyle büyük bir saldırı bekleniyordu. O zaman hava saldırılarının etkili olduğunu daha iyi anlıyoruz. Çünkü IŞİD bombalarının düşmediği zamanlarda, uçakların sesini duyuyoruz. Demek ki uçaklara görüntü vermekten korkuyorlar. Sonra yüksek volümlü bir uğultuyu takip eden iki büyük patlama sesi duyuluyor. Mahmut Beşar, uçakların iki IŞİD hedefini vurduğunu söylüyor. Demek ki uçaklardan atılanlar, uğultuyla geliyor. Tok sesli olanlar ise tek namlulu, iki namlulu veya 4 namlulu “Şalke” dedikleri uçaksavar bataryaları. Onları daha çok YPG atıyor. Arada top ve havan patlamalarını da tarif ediyor Mahmut Beşar. Çatışmalar bir durup bir başlayarak sürüyor.
Camlar kırık, bombardımandaki sarsıntıda patlamışlar. Sağlam kalan birkaç cam da olası bombardımanda veya IŞİD havanlarının binaya isabet etmesi halinde kırılabileceğinden, eğer yer yatağında uyursak, başımızı camın aksi yönüne koymamızı istiyor Beşar giderken. Gece iyice ilerledi ve Beşar odamızdan ayrılıyor. Odanın bir kenarında keman var. Muhtemelen evin kaçan sahiplerine ait. Hemen yanında oyuncak kılıçlar, tahtadan yapılmış kıvrılan yılan, bir bebek zıbını öylece duruyor. O zaman bu evde çok yakın zamanda en az bir çocuk ve bebeğin de olduğunu anlıyoruz. “Acaba neredeler” diye merak ediyoruz.