Kitap okumada karamsar tablo

Tekin Yayınevi Genel Yayın Koordinatörü Elif Akkaya, koronavirüs salgını sürecinde düşünüldüğü gibi bir artış olmadığını savunuyor.

Orhun Atmış

Koronavirüs salgını sonrası evlerinde kalan insanların nasıl vakit geçirdiği bir merak konusu. Kimileri internet üzerinden çevrimiçi yapılan konserlere katılım gösteriyor.

Kimileriyse dijital platformlarda dizi ve film izleme maratonuna dahil oluyor. Görece boş vaktin çoğaldığı düşüncesi, kitap okuma alışkanlığının da artacağını düşündürdü. Bazı yayınevlerinin açıklamaları da bunu doğrular nitelikteydi. Biz de bu soruyla birlikte sürece dair merak edilenleri yayınevlerine sormaya başladık. Tekin Yayınevi’nin genel koordinatörü Elif Akkaya sorularımızı yanıtladı.

O sorular şöyle: Kitap okuma veya satın alma sayısında bu süreçte bir artış yaşandı mı? Yaşandıysa bunların ne kadarı internet üzerinden?

Akkaya’nın yanıtları şöyle: “Koronavirüs salgınına dair ülkemizde yapılan ilk resmi açıklamayla birlikte alınan önlemler zinciri ve iptal edilen işler arasında yayıncıların göbekten bağlı olduğu kültürel sanatsal etkinlikler ve fuarlar geldi. Bu alan yayıncılığın ana beslenme kaynağıdır. Kültürel sanatsal etkinlikler ve fuarlar okura kitlesel olarak ulaştığımız ve hızlıca dönüşüm sağladığımız aktivitelerdi. Hemen ardından, çok kısa bir süre içinde yayınevlerinin kapanması veya kısmi çalışması gündeme geldi.

Alınan önlemler kapsamında bağımsız kitabevlerinin ve AVM’lerin kapanmasıyla birlikte zincir mağazaların da faaliyeti durdurdu. Yakın zamanda Okuyay Platformu’nun yaptırdığı Türkiye’de Okuma Kültürü araştırmasındaki bazı veriler bize kitabın daha çok nereden satın alındığını gösteriyordu. Bunu satışlarımızdan bizler de çıkarabiliyoruz. Araştırmaya göre okurların yüzde 28’i küçük, bağımsız kitabevlerinden, yüzde 24’ü D&R, Remzi gibi zincir mağazalardan, yani AVM’lerden, yüzde 18’i internet satış sitelerinden, yüzde 14’ü 2. el satış yerlerinden (sahaf), yüzde 5’i marketlerden ve yüzde 1’i havaalanı, otogar gibi yerlerdeki büfe tipi kitap/dergi satış noktalarından kitap alıyor.

Satışlarımızın yaklaşık yüzde 20- 25’ini internet alışverişi oluşturuyor. İnternet satışlarında yüzde 8-10 civarı bir artış görünüyor. Biz de bunu satışlarımızda görüyoruz. Çok az bir artış var. Neredeyse kitap edinilen diğer yerlerin yani yüzde 75-80 satış sağlanan diğer mecralardaki satışların yüzde 10’u internete yönelmiş.

‘SÖYLENENLE UYUŞMUYOR’

Ne yazık ki kitap satışlarında düşünüldüğü gibi bir artış olmadı. Yapılan açıklamalar da gerçeği çok yansıtmıyor.

Biz ‘kitap satışları arttı’ açıklamaları yapanların söylediği gibi bir durum yaşamıyoruz. Gerçekliğimiz, söylenenlerle uyuşmuyor ne yazık ki... Süreç öncelikli olarak, ülkemizde uzun yıllardır hiçbir devlet desteği almadan ayakta kalmaya çalışan ve kültürel sanatsal aktivitelerle halka, okura ulaşmaya çalışan yayınevleri ve kültür-sanat alanındaki çalışmaları etkiledi. Buna rağmen ilk önlem paketi açıklandığında (19 Mart’ta yayımlanan Mücbir Sebep Halinden Faydalanacak Mükellef Grupları tebliği) mücbir sebep nedeniyle etkilenen sektörler arasında adımız yoktu. Şaşkınlıkla izledik o gelişmeleri. Yani öncelikle kültürel çalışmaları, fuar ve organizasyonları iptal ediyorsunuz ama o alanda faaliyet gösterenleri ‘mücbir sebeple iş yapamaz’ görmüyorsunuz. Ülkeyi yönetenlerin önceliğinde inşaat şirketleri, demir çelik sanayi, otomotiv gibi büyük iş hacmiyle her türlü destek ve krediden yararlanan şirketler var. (Yayıncılar Meslek Birlikleri ve derneklerin girişimiyle o listeye sonradan yayınevleri de alındı. Ama yeterli değildi.) Diğer ülkelerin yaptığı açıklamalar ve önlemlerle kıyasladığımızda gerek sağlığımız açısından gerek ekonomik destek açısından halkın reel talepleri ve ihtiyacı olan bir paket değildi. Süreç eksik ve sıkıntılı başladı, bakış açısındaki öncelikler ne yazık ki toplumsal ihtiyaçlara denk düşmüyor.

‘BASIMLAR İPTAL’

“Bu süreçte gelişen en önemli sorunlarımızdan biri de ‘bazı zincir mağazaların’ ödemesi gereken yüklü alacakların (satışı gerçekleşmiş kitaplarımızın) kısmi olarak ödeneceği haberini almamız oldu. Bu, çok kısıtlı imkânlarla yayın yapan, kültürel zenginliği ve kitap çeşitliliğini sağlayan bizim gibi yayınevlerini çok zorlayacak. Hatta birçoğumuzun faaliyetini tamamen durdurma noktasına getirecek. Böylesi zor zamanlarda personel maaşları ve kiraların ödenmesini sağlayacak asıl finans kaynağımız kesilme tehdidi ile karşı karşıya. Salgının azalıp, normale döneceğimiz süreçte ise daralmış ve enflasyonist bir piyasa bizi bekliyor olacak. Birikmiş ve tahsil edilememiş alacaklar, ödenmemiş çekler, ertelenmiş vergiler ve SGK primlerinin yanında hareket kabiliyetini büyük oranda yitirmiş bir ekonomiyle, büyük bir krizle daha karşı karşıya kalacağız. Mart, nisan ve mayıs ayları için yayımlamayı planladığımız 12 yeni kitabımız vardı. Oldukça sürprizli ve ses getirecek önemli çalışmalar. Bunları da ertelemek zorunda kaldık. Umarız ülkeyi yönetenler bu durumu görecek, umarız birtakım önlemler acilen alınacak... Bugünlerde dikkat etmemiz gereken en önemli şey sağlımız. Öncelikle kaybedeceğimiz her şey için ‘sağlık olsun’ diyoruz. Elbette güzel günler gelecek ve kitaplarımızı yeniden yayımlamaya başlayacağız. Okurlarımızla yeniden sağlıklı günlerde buluşacağımızı umut ediyoruz.”