Kırık notun sorumlusu sadece öğrenci değil

Ankara İl Milli Eğitim Müdürü Kamil Aydoğan, ''Bizde yetersizlik var ki çocuk başarısız. Her çocuğun karnesindeki zayıftan aslında başta ben sorumluyum, öğretmen, idarecileri, anne ve babalar sorumlu'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

Ankara İl Milli Eğitim Müdürü Kamil Aydoğan, 2011-2012 eğitim öğretim yılına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Başkentte 1 milyona yakın öğrencinin eğitim gördüğünü, 50 bin öğretmenin görev yaptığını belirten Aydoğan, ''Bu eğitim yılı boyunca, herhangi bir aksama olmaksızın, ciddi bir problemle karşılaşmaksızın bir dönemi kapatmış olmak önemli. Bunda tüm idarecilerin ve öğretmenlerin yoğun gayreti oldu'' dedi.

Bu dönemde yapılan çalışmalara ilişkin bilgi veren Aydoğan, Avrupa Birliği projelerinin geçmiş yıllara oranla daha verimli geçtiğini söyledi. Okullarla il milli eğitim müdürlüğü arasında ciddi bir iletişim sistemi kurduklarını ifade eden Aydoğan, okullarda gerçekleşen her türlü olaydan bilgi sahibi olduğunu söyledi. Ankara'nın ortaöğretimde okullaşma oranının yüzde 80'lerin üzerinde bir rakamla Türkiye ortalamasının çok üzerinde olduğunu kaydeden Aydoğan, okul ihtiyacına dikkati çekti.

Aydoğan, ''Bu yıl 1200 derslik hizmete girdi. Bu sayı az değil. Buna rağmen bazı ilçelerde, özellikle Keçiören, Pursaklar, Sincan'da hala ikili öğretim yapmaya devam eden okullarımız var. Okullarımızın yüzde 30'u ikili öğretim yapıyor. Bu yıl inşaatı devam eden 2 bin 700 civarında dersliğimiz var. Önümüzdeki yıl bunun en az yarısı bitecek ama yine de ihtiyacımız karşılanmış olmayacak. Bunun arayışı, çalışması içindeyiz. Düne göre çok iyiyiz ama yarını da planlamak zorundayız'' diye konuştu.
 

'Dünyayla yarışacak durumdayız'

''Okullarda hiç güvenlik sorunu yaşamadık''
diyen Aydoğan, okul yönetimlerinin bu konuda çok hassas davrandığını, Emniyet Genel Müdürlüğü'yle yapılan protokol çerçevesinde 140 okulda polis memurunun bulunduğunu söyledi. Yıl içerisinde okulların en büyük sorunun temizlik elemanı sıkıntısı olduğunu anlatan Aydoğan, belediyelerden bin civarında eleman geçtiğini, bunların okulları çok rahatlattığını açıkladı.

Temizlik sorunu hala tamamen çözülemediğini vurgulayan Aydoğan, şöyle devam etti: ''Paris'teki, Roma'daki, Londra'daki okullarda fiziki kapasite neyse Ankara'da da o olması gerektiğini düşünüyoruz. Birçok okulumuzun da oraların önüne geçtiğini, dahi iyi olduğunu düşünüyorum. Bizim bir okulumuzun yaptığı proje sebebiyle Londra'dan okul yetkilileri Ankara'ya geldi. Sonra bizden yetkililer Londra'daki okulu ziyaret ettiler. O okulun yetkililerinin söylediği şey şu; 'Biz Ankara'da Müjgan Karaçalı İlköğretim Okulu'nun davetlisi olarak gittik. orada gördüğümüz yenilikleri buraya taşımak için çok masraf ettik' diyorlar. Bizim özgüven problemimiz var, bunu yenmemiz gerekir. Durumumuz hiç kötü değil, dünyayla yarışacak durumdayız.''

Bu sene başlatılan Fatih Projesi'ne de değinen Aydoğan, projeye ilişkin oluşturulan ekibin ilçelerde bilgilendirme faaliyetinde bulunduğunu hatırlattı.
 

'İlk 10'un içerisinde olması mümkün değil'

Ankara'nın YGS sonuçlarına göre başarılı iller arasında yer almasını da değerlendiren Aydoğan, şöyle konuştu: ''Ankara'nın ilk 10'un içerisinde olmaması mümkün değil. Bunun pek çok sebebi var. Okullar çok sıkı kontrol edildi, bu da eğitime yansıdı. Sınav analizi yapılıyor olması okulların başarı sıralamasını ortaya koyduğu için bütün okullar geride kalmamak için çaba sarf ettiler. Şunu da kabul etmek gerek, Ankara'da bilinçli bir veli tabanımız var. Başkent olmaktan dolayı bir sorumluluk duygusu da var, bunu öğretmenlerimize, idarecilerimize hissettirdiğimizi düşünüyorum. Bütün bunları bir araya getirdiğimizde iyi bir sonuç aldık ve devam ettireceğiz. Ankara'nın eğitimin başkenti olma vizyonu var.''
 

'Çocuklarınızı kıyaslamayın'

Karne alacak öğrencilerin velilerine ''çocuklarınızı kıyaslamayın, aşağılamayın, yargılamayın'' çağrısında bulunan Aydoğan, velilerin çocuklarına karşı çoğu tutumlarının doğru olmadığını belirtti. Çocuğun dostlukla kazanılabileceğini işaret eden Aydoğan, korkuyla bir yere varılamayacağını söyledi.

Çocuğun karnesinin aslında ona ait olmadığına vurgu yapan Aydoğan, ''Çocuğun notları öğretmene, veliye, topluma aittir. Çocuğun karnesinde olumsuzluk varsa kendisinin etkisi çok azdır. Çocuklar suçluluk duygusu içerisinde olmasın. Demek ki biz yeterince ilgilenememişiz, sahip çıkamamışız, onu motive edecek öğretmen verememişiz, ailesi destek olmamış. Bizde yetersizlik var ki çocuk başarısız. Her çocuğun karnesindeki zayıftan aslında başta ben sorumluyum, öğretmen, idarecileri, anne ve babalar sorumlu. Ben kendimi suçlu hissediyorum, çocuk kendini suçlu hissetmesin'' diye konuştu.