Kıran kırana geçen ABD seçimi Trump’ın ‘hile’ iddiası nedeniyle mahkeme yolunda
ABD’DE başkanlık seçimleri, anketlerin “Biden kazanacak” iddiasının aksine kıyasıya bir mücadeleye dönüştü. Sayım bitmeden zaferini ilan eden Trump, “Oylarım sihirli bir şekilde kaybolmaya başladı” dedi ve mahkeme işareti verdi. Ekibi de Wisconsin’de yeniden sayım istedi. Bıden dün geç saatlere kadar 237, Trump ise 214 delege kazandı. Seçim 6 eyalette başa baş gidiyor. Senato'da ağırlığın Cumhuriyetçilerde kalabileceği belirtildi. ABD’yi aşırı sağcı yörüngeye sürükleyen Trump’a verilen destek kutuplaşmanın daha da derinleşeceğinin işareti oldu.
Mustafa K ErdemolGergin bir seçim oldu gerçekten. Joe Biden kazanırsa eğer, dış politikada olacak en büyük değişiklik NATO’yla ilişkilerin daha güçlendirilmesi, Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) etkin hale getirilmesi, Avrupa Birliği ile ilişkilerin düzeltilmesi nihayet İran’la yapılan ancak Trump’ın iptal ettiği anlaşmaya yeniden dönülmesi olacak. Ancak bu, ABD “iç düzeni”nin Trump sonrası “düzeleceği” anlamına gelmiyor.
Ülkenin silaha düşkün, yabancıya tahammülsüz kesimleri nüfusun yüzde 30’unu oluşturuyor. Trump, ilk dönemi boyunca bunları harekete geçiren cesaret verici bir politika izledi. Kendisinden sonra kim gelirse gelsin bu hareketlilik ortadan kalkacak değil.
Sağcı hiçbir ABD başkanı “beyaz olmanın öneminin” altını Trump kadar çizmedi. Beyaz olmak Trump’ın siyasi olarak kullandığı araçlardan biriydi. Kendisinden sonra gelecek sağcı başkanlara bu konuda kullanacakları bir alan bırakmış oldu. Artık hiçbir sağcı başkan, hele oy getirdiğini gördüğü ırkçı saldırılar yapmaktan çekinmeyecek, Hispanikleri, Asyalıları, Müslümanları hedef alabilecek. Çünkü yüzde 30 ile ona eklemlenecek olan “yüzer oylar”ın ülkede seçim kazandırdığını görmüş oldular.
‘BELİRLEYİCİ KAOS’
Artık ABD sosyal yaşamında “kaos” belirleyici bir kavram olacak. Çünkü Trump sonrası sağcı ABD başkanları toplumu bir arada tutma gerekçesi olarak kaosa işaret edecekler hep. Trump bunun en berbat örneğini vermişti, işine de yaramıştı bu. Siyah ABD vatandaşlarının katledilmesine yönelik öfkeleri “düzen bozuculuğa” dönüştürmede ustaca taktikler geliştirdi. Bundan sonraki her benzeri çıkış “toplumsal bir itiraz” olarak değil, “düzen bozucu kaos” olarak nitelendirilecek.
Toplumsal zenginlikten pay alamayanlara, bunun suçlusunun seçkinler/ zenginler olmadığını, kendisine oy veren yoksulların gözünün içine baka baka söyleyen bir başkan oldu Trump. Bunu kendisinden sonraki sağcı başkanlar da artık rahatlıkla dile getirebilecek. Trump’ın dayandığı seçmen profili sanayiciler, orta halli emekliler, küçük işletme sahipleri, hatta orta sınıf siyahlardandı.
Tüm bunlara kendi refahlarının tehlikede olduğunu, bu tehlikenin yabancılara, azınlıklara verilen imtiyazlar ile ABD dışında yapılan (çoğu askeri) harcamalardan kaynaklandığını söyledi. Trump, bu seçimleri kaybetse bile daha sonraki olası sağcı başkanlar Trump’ın bu yönelimine sahip çıkmaya devam edecek. Trump’ın ilk dönemi boyunca ırkçı örgütler daha da görünür oldu.
Prouds Boys’lar açık açık silahları ile gösteri yaptılar, ırkçı örgüt Ku Klux Klan paravan yapılarla da “siyaset” yapabildi öncekinden daha fazla. Buna rağmen Trump kaybederse eğer, bu, “refahlarının eksilmesinin” nedenlerinin yoksullar, yabancılar olduğuna inandırdığı orta sınıfın, Trump’tan bu tespitlere rağmen, çözümde pasif kaldığı için desteğini çektiği anlamına gelir.
Bu kesimlerin birdenbire “demokrat”a dönüştükleri anlamına değil. Yani, diyelim ki Biden kazandı, iç politikada Trump’ın tahribatlarını gidermede başarısız olacağı kesin gibi. Trump’ın adeta “görünmez” yardımcıları var; zamansız bir ölüm işine geldi örneğin, liberal Ruth Bader Ginsburg’un beklenmedik ölümü üzerine Yüksek Mahkeme’ye son derece muhafazakâr Amy Coney Barrett’i atayarak, Biden’ın kimi Trump dönemi uygulamalarının iptali için başvuru yapması halinde olumlu sonuç almasının önüne geçmiş oldu.
Trump kazanırsa ne olur? İç politikada “kaos” teorisine daha da sıkı sarılarak bir dört yıl daha yöneteceği ABD’yi “geleneksel muhafazakâr” çizgiden “aşırı muhafazakâr”, giderek aşırı sağcı bir yörüngeye oturtur. Bunun için elinde Çin’le ticaret, Rusya’yla coğrafyalarda etkinlik savaşları ile Avrupa kıtasından ABD lehine siyasi olarak kopuş stratejisi gibi harika gerekçeleri var.