Kiralık kontrbasla beş ödül
Parasızlık nedeniyle kiralık kontrbasla girdikleri en prestijli yarışmada ödülleri toplayan üç konservatuvar öğrencisi hayranlık uyandırdı.
Selda Güneysu/CumhuriyetParasızlıktan kiralık kontrbasla Avrupa’nın en prestijli yarışmasında tüm ödülleri kazanan 3 konservatuvar öğrencisi Avrupalıları hayran bıraktı. Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı’nda kontrbas üzerine eğitim gören üç öğrenci Turgay İpteş, Gizem Sözeri ve Evren Şen, Slovakya’da düzenlenen ve Avrupa’nın en prestijli yarışmalarından “Karl Ditters von Dittersdorf”ta 5 ödülün sahibi oldular.
Aldıkları ödüllerle Avrupalıların hayranlığını kazandılar ama yarışmaya katılmak için “uçak bileti” alacak paraları yoktu. Yarışmaya, Doç. Dr. Burak Karaağaç’ın da desteğiyle uçak bileti alarak gittiler. Ancak bu kez de “bilete fazla para ödememek için” kontrbaslarını Ankara’da bıraktılar.
Yarışmaya yarım saat kala Doç. Dr. Karaağaç öğrencilerine kontrbas kiraladı. Üç öğrenci kendilerinin olmayan, prova yapma şansı dahi bulamadıkları kiralık bir kontrbasla ödülleri kazandılar.
Slovakya’da mart ayı başında düzenlenen Avrupa’nın en prestijli yarışmalarından olan “Karl Ditters von Dittersdorf”ta, birinci kategoride yarışan Tuncay İpteş, “ikincilik ödülüne”, ikinci kategoride yarışan Gizem Sözeri, “ikincilik ödülü”ne, üçüncü kategoride yarışan Evren Şen de “birincilik ödülü” ile “En İyi Yorum” ve “Özel Ödül”e değer görüldü. Fırat Korkmaz ise Polonya’da, keman, viyola ve viyolonsel dalında düzenlenen “International Strings Competitions” yarışmasında ikinci oldu.
‘Başarının sırrı Atatürk’te gizli’
Doç. Dr. Burak Karaağaç’ın desteğiyle, paraları olmadığı için yarışmaya yarım saat kala “kiraladıkları kontrbas”la yarışmaya katılan ve prova yapma şansı dahi bulamayan öğrenciler, “başarının sırrının Atatürk’te ve devrimlerinde gizli olduğunu” vurguluyorlar.
Ankara Devlet Konservatuvarı’nın Türkiye’nin ilk konservatuvarı olduğunun ve Atatürk’ün emriyle açıldığının altını çizen öğrencilerden Emre Şen, “Bu okulda okumak, burada Atamızın ruhunu hissetmek kadar önemli bir şey yok” diyor. Şen, 11 yıldır eğitim gördüğü okuldan 3 ay sonra mezun olacağını da belirterek, başarılarını “Türkiye’ye ve her daim yanlarında olan hocaları Doç. Dr. Karaağaç’a armağan ettiklerini” söylüyor.
Gizem Sözeri ve Turgay İpteş de Şen gibi, “kendilerine burada Atatürk’ün elinin değdiğinin” altını çiziyorlar. Onlara göre en büyük sorun ise ağır bir enstrüman olan kontrbası taşımak. “Uçak biletine farklı fiyat ödememek için yanlarına alamadıkları enstrümanlarının her şeye rağmen onların geleceği olduğuna” vurgu yapıyorlar.
Öğrencilerin konservatuvarlarda okumak isteyen diğer gençlere de çağrıları var: “Türkiye’de sanatın her ne kadar aksayan yönleri olsa da gelecek için, sanat için, Atatürk’ün özlemini çektiği Türkiye için asla yolunuzdan dönmeyin.”
‘En büyük korkum beyin göçü’
Doç. Dr. Karaağaç’ın en büyük korkusu ise Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca hazırlanan Türkiye Sanat Kurulu Yasa Tasarısı taslağının (TÜSAK) yasalaşması. Karaağaç, “Eğer bu taslak yasalaşırsa, bizim Anadolu’nun bağrından kopup gelen bu çocuklarımız, Avrupa’ya kiralık kontrbasla meydan okuyan bu öğrencilerimiz, kendi ülkelerinde iş bulamayacak. Yurtdışına gidecekler. Beyin göçü yaşanacak. Beyin göçü bir ülke için en büyük felakettir” diyor.
Karaağaç, yarışmaya katılmak için Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü’nden de maddi bir destek gelmediğini ancak alınan sonuçlardan sonra rektörlüğün bundan sonraki yarışmalar için “kendilerine destek sözü verdiğini” dile getiriyor.
Yarışmaya farklı ülkelerden 90’ın üzerinde öğrencinin katıldığını ve kimsenin yarışmada Türkiye’ye şans tanımadığını da anlatan Karaağaç, “Artık emin olun, bizim varlığımızı hissettiler. Artık bu alanda biz de varız” diyor.
Avrupalı jüri üyelerinin de şaşırdığı yarışma sonrası Doç. Dr. Karaağaç’a, “Avrupa’da da ders vermesi” için teklif geldiği de öğrenildi.