Kimse ‘kral çıplak’ diyemiyor

Prof. Dr. Erinç Yeldan, "Ekonominin bozuk dengelerinin saman alevi gibi yangına dönüştürme riski var. Kriz kaçınılmaz" dedi.

cumhuriyet.com.tr

Bilkent Üniversitesi İktisat Fakültesi Dekanı ve Cumhuriyet gazetesi yazarı Prof. Dr. Erinç Yeldan, Türkiye’de 2009 krizi öncesi İspanya ve Portekiz, 1997 krizi öncesi Malezya ve Tayland’daki arsa ve konut spekülasyonunun tetiklediği krize benzer koşullar olduğunu belirterek, “Genişleyen bir ekonomide ‘kral çıplak’ demeye kimse cesaret edemiyor, diyenlerin de sözü dinlenmiyor” dedi. Merkez Bankası’nın faiz artırmamasını gereksiz ve lüzumsuz bir mücadele olarak niteleyen Prof. Yeldan, “Ekonominin bozuk dengelerini saman alevi gibi yangına dönüştürme riski var” ifadesini kullandı. DW Türkçe’ye konuşan Yeldan’ın eriyen TL, bülüme, Merkez Bankası’nın adımları,faiz ve enflasyon ile ilgili konuşmasının satır başları şöyle:

-TL diğer para birimleriyle beraber değer kaybediyor fakat bu yarışı ilk üçte tamamlayan paralardan bir tanesi.

-Azgın bir uluslararası finansal yatırımcı gibi düşündüğümde, kimse kusura bakmasın siyasi tartışmalarla çok ilgilenmem. Bu ülkenin herhangi bir finansal enstrümanına bir dolarlık yatırım yaptığımda vade bitimindeki kazancıma bakarım. Uluslararası sermaye kârına bakar. Yükseleceksek, oyunun kuralı uluslararası sermayeye hak ettiği parayı vermektir.

Kriz kaçınılmaz

-2019 seçimleri öncesinde büyüme konjonktürünü halka sunmanız lazım. Bu, ancak yurtdışından gelecek sermaye girişleri veya yurtiçinden para arzının genişletilmesiyle mümkün. Bu da çok riskli çünkü garantilendirilmiş borçlanma, ucuz kredi gibi uygulamaların yaratacağı genişleme sizi yüzde 15-16 gibi enflasyon oranlarına götürür. Gelecek olan kredi muslukları, siyasi güvencesizlikle birleştiği vakit, sermaye girişleri yavaşladığında, kriz kaçınılmaz olur.

-Türkiye’nin enflasyon, cari açığın oranı ve büyüme oranı olarak, üç tane yüzde 5’i oldu. Yüzde 5 gelişmiş batı ekonomilerinin enflasyon hedefi olabilir fakat Türkiye gibi, finansal derinliği olmayan ekonomilerde, deflasyon tehlikesi olmadan ekonominin daha sağlıklı dönebilmesi için enflasyon aralığı yüzde 7-9 olabilirdi.

Hormonlu büyüme

Kamu tüketim ve yatırımına dayalı, üretim sektörleri açısından da inşaat sektörü yatırımına dayalı hormonlanmış bir büyüme dalgası var. Bu sürdürülemez, sürdürülse bile döviz kazandırıcı faaliyetlerden değil, döviz tüketen sektörel faaliyetlerden olduğu için üretim yapmak için dövize ihtiyacı var. Mali disiplinin bozulması, kamu borcunun milli gelire oran olarak düşükmüş gibi değerlendirilmesine rağmen, genel makroekonomik resimde ciddi bir oran ve önemli bir risk. İhraç ve ithal ürünler arasındaki fark yapısal bir cari işlemler açığına neden oluyor.