'Kimse beklemiyordu'

Dışişleri Bakanlığı'ndaki toplantı Köşk'e taşındı, kriz masası alarmda.

Duygu Güvenç/Cumhuriyet

Dışişleri Bakanlığı, dün bir kez daha Musul krizi nedeniyle olağanüstü toplantıya ev sahipliği yaptı. Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ev sahipliğinde toplandı. Eşzamanlı olarak kriz masası da Irak’taki nakliyecilerin durumunu tespit etmek üzere şirket yöneticileriyle bir araya geldi. Toplantılar Çankaya Köşkü’ne taşınırken, kriz masasının başkanlığını yürüten Dışişleri Bakan Yardımcısı Naci Koru, basının karşısına geçti ve ilk defa merak edilenlere yanıt verdi.

Merak edilen sorulara Dışişleri’nin verdiği yanıtlar şöyle:

- Türk konsolosluğu özellikle mi hedef alındı?: Hayır. Musul’da 10 konsolosluk yok ki.

- Konsolosluk ne durumda? Militanlar yağmaladı, yiyecek içecek ve diğer malzemeler ele geçirildi.

- Daha önce tahliye edilebilir miydi? Eğer birkaç gün süren bir süreç olsaydı, tahliye edilebilirlerdi.

- 9 Haziran’dan önce tahliye edilebilirler miydi? O anda risk yoktu.

- Yerel güçlerden teminat alındığı için mi tahliye edilmedi?: Hayır, herhangi bir teminat alınması söz konusu değil.

- Karar başkonsolosa mı bırakıldı?: Başbakan ve Dışişleri Bakanı’nın bizzat haberi vardı. “Riskleri üstleneceksin, Türkiye’ye geçeceksin” deme lüksümüz yoktu. Bu olaylar ani gelişti. Bütün dünya için sürpriz oldu.

- Ne zaman serbest kalacaklar?: Salıverilecekler diye bekliyoruz.

- IŞİD tek elden mi yönetiliyor?: Kendi içlerinde bir karar mekanizması var. Ama farklı gruplar olduğu malumunuz.

- Rehineler Suriye’ye mi götürüldü?: Hayır, bizde öyle bir bilgi yok. İlk götürüldükleri noktada tutuluyorlar.

 

‘Fidye talebi yok’

- TIR şoförleriyle ilgili para istendiği iddiaları doğru mu?: TIR şoförleri için de konsolosluk personeli için de fidye talebi söz konusu değil.

- Havayoluyla tahliye yapılabilir miydi?: Musul Havaalanı kapalıydı. Mümkün değildi.

- Türkiye’nin IŞİD’e yardım ettiği iddiaları doğru mu?: Bugüne kadar tek bir somut kanıt gösterilemedi. Böyle bir şey söz konusu değil.

 

‘31’i özel harekâtçı’

- Tutsakların kaçı özel harekâtçı? 49 kişinin 31’i özel harekâtçı. 4’ü bakanlık mensubu, 3’ü sözleşmeli personelin eşi, 2’si bebek. 5 tane de konsolosluğa gelen ziyaretçi var.

- Tahliyeden nasıl vazgeçildi?: Başkonsolostan telefon geldi, o sırada ben, Türkiye’nin Şam Büyükelçisi Ömer Önhon Erdoğan’ın yanındaydık. Erdoğan’a iletildi. Amerika’da olan Davutoğlu’na bilgi verildi. Başbakan “Kaç kişi gelmişler, talepleri ne? Bizim mevcudiyetimiz nedir” gibi sorular yöneltti. Bizim de tahliye kararımıza doğru dedi.

- Türkiye IŞİD’i ilk defa ne zaman terör listesine aldı?: 2013’de IŞİD’i, El Nusra’nın altbaşlığı çerçevesinde terör örgütü olarak kabul ettik.

- Baskın tam olarak ne zaman oldu?: 11.20.

- Güvenlik tehdidi devam edecek mi?: Uzun süre daha devam etmesini bekliyoruz.

- 24 Mayıs’ta konsolosun konvoyuna yapılan saldırı işaret miydi?: Daha önce de benzer saldırılar vardı. Bir yerde kaos, iktidar mücadelesi varsa bu tür olayların olması doğal. Bizim baskın olan güne kadar yerel güvenlikle ilgili bir sıkıntımız yoktu. Yerel güvenlik güçleri haber vermeden çekip gitti.

- Aracılar kim?: Eski Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi’nin aracı olduğu doğru değil.

- Musul Valisi’nin tahliye çağrısı doğru mu?: Kendisi de kaçtı, birlikte götürme imkânı olamazdı.

- Bu işin sorumlusu kim?: Maliki. Maliki’nin mezhepçi politikaları yüzünden diğer azınlıklara karşı baskıcı politikasının büyük etkisi var.

 

Erdoğan: Teslim olun

İşte Erdoğan ile Yılmaz arasındaki telefon görüşmesinin detayları: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile rehin alınan Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz arasındaki o görüşmede, Yılmaz’ın Erdoğan’a “Biz içeride her türlü ihtiyacımızı karşılayacak durumdayız. Şu anda binayı terk etmemiz mümkün değil. Dışarıda hiçbir güvenlik yok. Dışarı çıkmak çok riskli” dediği öğrenildi. Öztürk’ün bu sözleri üzerine diplomatlar Bakan Davutoğlu’yla da görüştü. Davutoğlu, “En uygun zamanda en uygun yöntemlerle terk etmenizi bekliyoruz” dedi. Öztürk, ertesi gün de Dışişleri ile kurduğu temasta, baskın anına ilişkin “Yüzlerce ağır silahlı insan tarafından çevrilmiş durumdayız. 10 dakika içinde teslim olmamız isteniyor. Yoksa içeri girecekler” bilgilerini aktardığı öğrenildi.

Erdoğan, bu sözler üzerine de, “Çatışmayın. Teslim olun” talimatını verdi. Ardından Beşir Atalay başkanlığında Başbakanlık’ta ilk toplantı yapıldı. Daha sonra da Köşk’e çıkıldı. Kaynaklar, çatışmama kararının doğru olduğunu vurguladı. İlk gün konsolosluktan Musul valilik binasına götürülen Türkler, şimdi Musul’un kuzeybatısındaki bir köyde tutuluyor. Hepsi aynı yerde, sağlıklarıyla ilgili bir sorun yok. Kötü muamele söz konusu değil.