Kim Demiş Üç Tarafımız Denizlerle Çevrili Diye!

cumhuriyet.com.tr

Bu devirde Türkiye’nin limanları arasında yolcu taşımacılığı yok! Bu nasıl bir iştir?.. İstanbul’dan İzmir, Çeşme, Bodrum veya diğer sahil kentlerine çalışan tek bir feribotumuz yok. İki sene nasıl olduysa Samsun ve Ankara feribotlarını İstanbul-Bodrum-İstanbul hattında tarifeli olarak çalıştıran Deniz A.Ş, bu yıl bu hattı kapatmış. İlgilenen bile yok. Web sayfasına iki satır bir yazı koymuşlar. “2009’da yokuz..” diye.

Hani Türkiye için “Denizci devlet, denizci millet” diye övünüyorlardı?

21. yüzyılda Türkiye’nin sahil kentlerini birbirine yolcu gemileriyle bağlayan bir tek denizcilik şirketi yok, bir tek program ve tarife yok!

Bu ayıp, aynı zamanda denizciliğimizin ve toplu taşımacılığımızın da büyük ayıbıdır. Her fırsatta denizlerle çevrili olduğumuz ve ulaşımda çağdaş yolun toplu taşımacılıktan geçtiğini söyleyen yetkililer, İstanbul-İzmir ve daha sonra İstanbul-Bodrum vapur seferlerini yapan Samsun ve Ankara feribotlarını “özelleştirme” adı altında devletten satın alanların, iki yıl işlettikten sonra hatları iptal etmelerine ne diyeceklerdir?

Devleti temsil edenler bu soruna “Özel sektörün işidir, biz karışmayız” diyemezler. Zira konu, ciddi bir ülke ve devlet sorunudur. Bunu, başta özel sektör denizciliğinin yarı resmi sesi olan Deniz Ticaret Odası olmak üzere yetkililerimiz her fırsatta “Denizci devlet, denizci millet” sloganıyla ifade ediyorlardı. O zaman denizci devlete, denizci millete umudumuz özelleştirme ardından ne oldu diye sormazlar mı?

Gerçekten toplu taşımacılığın, özellikle yoğun trafik kazalarının bulunduğu Türkiye’de uzun karayolu yerine, denizyolu gibi bir nimetin kullanılmasının kaçınılmazlığı nedeniyle, özel sektörün bu görevi üstlenememesi halinde, işin bir kamu görevi olduğu açıktır. Nitekim, yarı resmi bir kurum olan İDO’nun Marmara’da kurduğu bir yolcu ve hatta araç taşıma ağı, görevini başarıyla sürdürmektedir.

Ayrıca, “Kullanmayanın malını yerler” özdeyişine uygun olarak Yunanistan’ın çevremizde yüzlerce ada arasındaki bağlantıyı rahatça yürüttüğü gerçeği üzerinde, milli savunma dahil, hepimizin ve her şeyden önce devletimizin durması gerekir. Aksi halde etrafımızdaki denizin bizim olduğunu nasıl savunabiliriz?

Devlet bu amaçla var olan kuruluşunun yönetimini siyasilerin yağmasına bırakınca, doğan zararlar nedeniyle çözüm, kuruluşun “özelleştirme” adı altında devredilmesi olmuştur. İki gemiyi satın alan Deniz A.Ş. bu hizmeti sürdürmeyi üzerine almışsa da 2009 yılı itibarıyla bu işten vazgeçmiştir.

Oysa günümüzde küresel serbest piyasa ekonomisi ve özel işletmeciliğin ülkesi ABD’nin, yeri geldiğinde, dev özel finans ve otomotiv vb. imalat firmalarını doğrudan veya dolaylı biçimde kamulaştırdığı görülmektedir.

Vatandaş önümüzdeki yaz mevsimi için sorunun acilen çözümünü bekliyor. Aksi halde en azından bu yaz mevsimi süresince İstanbul-İzmir-Bodrum yolunda meydana gelecek kaza ve kayıpların vicdani sorumluluğu söz konusu olacaktır.