Kılıç'ın sözlerine AKP'den farklı tepkiler

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın, Anayasa'nın ilk üç maddesine pozitif olarak dokunabileceğine yönelik sözleri AKP içinde farklı yorumlara neden oldu.

cumhuriyet.com.tr

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın sözlerini değerlendiren AKP milletvekillerinden AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, Anayasa'nın değiştirilemez maddeleri ile ilgili görüşlerinin açık ve net olduğuna dikkat çekerek, "2007 Temmuz seçimlerinden sonra, yeni bir Anayasa yapılması konusunda parti olarak bir çalışma başlattık. O Anayasa kapsamında mevcut Anayasa'da yer alan, o değiştirilemez maddeleri aynen muhafazası öngörülmüştü. Devletin yapısını belirleyen başkent Ankara, resmi dil Türkçe olduğuna ilişkin maddelerin değiştirilmesi gibi bir düşüncemiz yok. Muhafaza edilmesi gerektiğine inanıyorum" dedi. Herkesin kanaatini söyleyebileceğini ifade eden Canikli, "Herkesin düşüncesine saygı duymak lazım. Ancak, bizim kanaatimiz de bu. Biz bunu somut olarak ortaya koyduk ve söz konusu maddelerin muhafazasından yanayız" diye konuştu.

AKP Grup Başkanvekili Elitaş da, herkesin her konudaki düşüncelerine saygı duyduklarını dile getirerek, "Bakmak lazım. Yeni bir Anayasa yapmayı düşünüyorsak, Cumhuriyetin temel niteliklerine bağlı kalarak, her türlü şeyi konuşup tartışmamız Türkiye'nin Hükümetin durumu olacak" diye konuştu. Anayasa Mahkemesi başkanının yeni Anayasa yapılması sürecinde, böyle bir açıklama yapmasının kanun koyucuları açısından önemli olduğuna dikkat çeken Elitaş, "Sınırlamalarla, yasaklanmalarla değil, özgür düşüncelerle tartışılan bir Türkiye'nin en doğru yola ulaşacağını kabul etmek gerekir" dedi. Elitaş, "Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın, bu konuda yasa koyucu iradenin önüne engel koymak yerine, her türlü fikri görüşmeyi açabileceği tartışılabileceği noktasına getirmesi önemlidir" dedi.

TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AKP Ankara Milletvekili Ahmet İyimaya ise, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç'ın açıklamalarını, 12 Eylül'de yapılan referandum sonucu paralelinde değerlendirdi. Referandumun Türkiye'nin, bütün sürelerde yaşadığı ancak, son 10'lu yıllarda hız kazanan değişimi daha fazla hızlandırdığına dikkat çeken İyimaya, "15 gün evvel değişime karşı direnç konumunda olanlar değişti. 'değiştiremem' diyen siyaset kurumu parti artık, bugün, 'mecburuz beraber değiştirelim' diyorlar" dedi.

İyimaya şöyle devam etti: "Burada ne var; değişim aslında kurumların, milletlerin ve devletlerin var oluş nedenleridir. Değişmeyenler fosilleşirler. Şu anda 12 Eylül referandumunun en önemli sonucu; 1982 yılından bu yana 'yapmamız gerekir' diye söylüyorsunuz yapamıyorsunuz. Referandum sonucu, '1982 Anayasa'nı yürürlükten kaldırın yeni bir Anayasa yapın' mesajıdır. Bu mesajı siyaset kurumu aldı. Şimdiye kadar siyaset kurumu söylüyordu, ama şimdi aşağı yukarı konsensüs oluştu. Şu anda siyaset kurumu ve partiler, Meclis'te grubu bulanan partiler, Anayasa değişikliğine başında rezvler koymamalılar, 'şu şöyle olmalı' dememeliler. Bütün siyasal partilerin, 'Anayasa nasıl olmalı' şeklinde düşünceleri olabilir. Ama, mutlaka 'şöyle olabilir' düşüncelerinin yerine bir beyaz yazısı sayfası koymalılar. Bütün Anayasalarda olmasa bile sert karakterli Anayasalarda değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeler olabilir. Yeni yapılacak Anayasa'da elbet değiştirilemez yada değiştirilmesi teklif edilemez maddeler elbette ki olur."

Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç'ın açıklamalarını hatırlatan İyimaya, "Diyor ki, 'Anayasa Mahkemesinin kimi yorumları ile 2. Maddeyi yasal değişikliklere engel sayan anlayış dönemi artık geride kaldı' diyor. Bu doğru. Ama, 2011 yılı Anayasamızda da, Cumhuriyetin temel nitelikleri, bayrak vatan ve milletin bölünmez bütünlüğü. bunlar hangi konsepte olur; Şimdi bu konuda bir şey söylemek yanlış olur" diye değerlendirdi.
 

12 Eylül referandumunun dönüştürücülüğü

İyimaya, 10 ve 42. Maddeleri ile ilgili Anayasa Mahkemesi'nin verdiği karara vurgu yaparak şöyle dedi: "Anayasa Mahkemesi'nin tarihinde, özgürlükler hukukunda 'bir yargı dönüşümü nasıl engeller' sorusuna verilecek en canlı örnektir. Yasama organı bir Anayasa değiştirdi, ama Anayasa Mahkemesi kendi yetkisinde olmadığı halde, kendisi Anayasa yazıyormuş gibi onları iptal etti. Bu doğru değildi. İşte; 12 Eylül referandumun dönüştürücülüğü bu. Bu maddelere dava açan parti şimdi 'Ben yanlış yaptım. Bunu çözmeliyiz' diyor. Değişim bir kanundur. Referandumdan önceki Türkiye'de statükonun gücü değişmezliği ve direncin gücü çok fazla algılanıyordu. Milletteki dönüşümü referandumda gördük. Millet 'ben değişime hayır diyenleri benimsemiyorum' dedi. 'Ben dosya bile açmam, çay içer gidersiniz' diyen bir parti 'şimdi; 'Anayasa yapalım' diyor. Toplum mühendisliği güdümündeki değişim dönemi sona erdi. Demokrasi ekseni güdümünde, dönüşüm dönemi başladı."