Kılıçdaroğlu'nun konuşması sırasında 20 kez elektrik kesildi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Adana'da yaptığı konuşma sırasında 20 kez elektrik kesildi.

AA

Kılıçdaroğlu, Adana'da bir otelde düzenlenen partisinin bölge toplantısında, "Yalova'da ağaçlarımız kesildi, hiçbir ağacın kesilmesinden yana değilim. Ağacı kesmek doğru değildir, tabiatı tahrip etmek doğru değildir" diye konuştu.

"Diyorlar ki 'Kılıçdaroğlu neden sessiz kalıyor?' Nerede bir yeşillik varsa, nerede bir ağaç ve çiçek varsa korunması gerektiğinden yanayım" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Hiç bir siyasi partide olamayan bir genel başkan yardımcılık makamımız var, adı Doğa Hakları. İnsanın hakkı varsa doğanın da hakkı vardır. Diyor ki 'Gezi parkında ağaçlar kesildi, kıyameti kopardınız.' Evet, kıyameti kopardık. Ben onun bir parçasıydım, asıl kıyameti koparanlar İstanbul'da oturan gençlerdi. Kendi kentlerine sahip çıkıyorlardı. Sen Yalova dolayısıyla üzüntünü dile getirdiğin için teşekkür ediyorum. Demek ki Gazi Parkı'na hak vermeyi yeni yeni öğrendin. Bu da bir aşamadır. Tabiatı seviyoruz, yeşilliğin güzelliğin olduğu her yerde mutlaka insan daha fazla mutlu olacaktır. Ağacı kesmek doğru değildir, tabiatı tahrip etmek doğru değildir. Bu konuda en duyarlı olan partilerden biriyiz. Bu duyarlılığı da sonuna kadar koruyacağız. Herkesin bunu bilmesini isterim."

Elektrik kesintisi

Kılıçdaroğlu'nun konuşması sırasında salondaki elektrikler 10'ar saniye aralıklarla yaklaşık 20 kez gidip geldi.

İlk kesintinin ardından Kılıçdaroğlu birkaç saniye bekledikten sonra elektriğin gelmesiyle tekrar konuşma başladı. Tekrar elektriğin kesilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Elektrikler gelir, gider bunların hiçbir önemi yok arkadaşlar. Bizim sesimizi hiç kimse kesemez, bundan emin olun" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmaya başlamasıyla elektrikler yeniden gitti. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu, "Olabilir arkadaşlar neden olabilir çünkü iktidarda AKP var" diye konuştu.

Sorunun aynı şekilde devam etmesi üzerine Kılıçdaroğlu, konuşmasına bir süre ara verdi.

Yaklaşık 15 dakikalık beklemenin ardından Kılıçdaroğlu, konuşmasına devam etti.

"2015 seçimleri demokrasi sınavı olacaktır"

Kılıçdaroğlu, Türkiye'deki iş verenlere seslenerek, parlamentoya gelen yeni yasa tasarısına göre, makul şüpheyle bir işverenin mal varlığına el konulabileceğini belirtti.

12 Eylül döneminde bile böyle bir uygulamanın olmadığını, insanlara korku gömleği giydirmeye çalışıldığını savunan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Makul şüpheyle bu işveren hapse atılabilecek, hapse atıldığı zaman avukat tutacak kendisini savunsun diye. Ama bu dosyaya gizlilik kararı konduğu andan itibaren iş verenin avukatı dosyanın içeriğine sahip olamayacak. 12 Eylül askeri dönemde bile böyle bir uygulama yoktu. Şimdi bu uygulamayı Türkiye'ye getirmek istiyorlar. Topluma korku gömleği giydirmek istiyorlar. Sizlerden isteğim, önümüzde 2015 seçimleri var. Artık tavrınızı açık ve net koymak zorundayız. Ya demokrasiden yana, tavrımızı koyacağız ya da diktatörlükten yana tavrımızı koyacağız. Bir ülkede demokrasi yoksa iş veren yatırım yapamaz, yabancı sermaye gelmez. insanlar taleplerini özgürce dile getiremezler. O nedenle 2015 seçimleri bir demokrasi sınavı olacaktır"

"Yoksulluğu tarihe gömeceğiz"

Kılıçdaroğlu, partileri hakkında "CHP iktidara gelirse sosyal yardımları kesecek" şeklinde kara propaganda yapıldığını ifade ederek, vatandaşların bu konuda dikkatli olmasını istedi.

CHP iktidarında sosyal yardımları en az iki katına çıkaracaklarını anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Hayır niye keselim, hangi gerekçeyle keselim. Sosyal yardım alan tüm vatandaşlara sesleniyorum. Sosyal yardımlar kesinlikle kesilmeyecek. Tam tersine en az iki katı artacak. Çünkü biz yolsuzluk yapmayacağız, cebimizi doldurmayacağız. yandaşı sevindirmeyeceğiz. Bu ülkede yoksulluğu tarihe gömeceğiz bu bizim taahhüdümüzdür. Bütün yurttaşlarımın bunu bilmesini isterim."

Adana'nın sürekli kan kaybettiğini, işsizliğin her geçen gün arttığını, fabrikaların kapandığını dile getiren Kılıçdaroğlu, artık kentte yaşayan vatandaşların oturup düşünmesi gerektiğini belirtti.

Hükumetin Adana metrosu hakkında "Metroyu biz yapacağız" diye söz verdiğini savunan Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Ben sana oy verdim sen beni cezalandırdın' demesi lazım. Diyordu ki 'metroyu gelip yapacağız biz' İstanbul, Ankara metrosunu devlet aldı, hükumet yapıyor. Adana metrosunu neden yapmıyorsun? Hani söz vermiştin, hani sözünün arkasında duruyordun, hani yiğit adamdın. Söz verip sözünü tutmayanlara en basit deyimiyle 'yalancı' denir. İzmir de metro yapıyor, tek başına... Kilometresi 60 milyon lira, Ankara da metro yapıyor, kilometresi 100 milyon lira. İstanbul da metro yapıyor, kilometresi 145 milyon lira. İşte Cumhuriyet Halk Partisi budur. Bu ne demektir? Kul hakkı yememenin ne anlama geldiğini öğrenmek demektir. O nedenle bütün yurttaşlarıma sesleniyorum, ülkemizi en iyi yönetecek, kul hakkı yemeyecek parti Cumhuriyet Halk Partisidir."


"Fabrika kuracağı yerde kendisine bin odalı saray yapıyor"

Kılıçdaroğlu, bir kişinin elindeki gazete kupürünü kürsüye bırakarak "ön seçim istiyoruz" demesi üzerine, "Bunu getiren arkadaş, bunu buraya getiren arkadaş CHP'li değil, AKP militanı herhalde. Kimseye bu partide kişisel şov yaptırmayacağım. Bu partiye demokrasiyi getiren kişiyi, genel başkan seçimi, yüzde 33 cinsiyet kotası, yüzde 10 gençlik kotası dahil hiçbir partide olmayan demokrasi kültürünü bu partiye getirdik, daha da getireceğiz" diye konuştu.

Adana'dan sonra İzmir'de bölge toplantısı yapacaklarını aktaran Kılıçdaroğlu, böylece 81 ili tamamlamış olacaklarını kaydetti.

KıIıçdaroğlu, Adana'nın son 12 yılda iktidar partisine en büyük katkıyı yapan illerden biri olduğunu anlatarak, bu yıllarda kentin kan kaybettiğini, fabrikaların kapandığı ve işsizliğin arttığını savundu.

CHP olarak işsizlik manzarasını içlerine sindiremediklerini aktaran Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"İşsizliği bu topraklarda, sadece Anadolu'da değil bütün Türkiye'de yenmek benim boynumun borcudur. Diyorlar ki 'işsizliğini nasıl önleyeceksin?' Bunun dünyada bilinen bir yolu var. Yatırım yapacaksınız, üreteceksiniz, ürettiğinizi satacaksınız, gelir elde edeceksiniz. Yeniden fabrikalar kuracaksınız. Ürettiğin malın ne olduğunu bileceksiniz, dünyadaki gelişmeleri izleyeceksiniz. Eğer siz bunları politikanızın ana ekseni haline getirmezseniz büyüyemezsiniz. Eğer siz ekonomiyi sıcak paraya teslim etmişseniz 'dışarıdan para gelecek biz onunla idare edeceğiz' o zaman işsizliğin önüne geçemezsiniz. O nedenle bizim birinci hedefimiz üreten, çalışan, alın teri döken, herkesin kazandığı, zengin, onurlu Türkiye. İstediğimiz bu ve bunu yaratacağız."

Hükumeti eleştiren Kılıçdaroğlu, "Onların çocuklarının iş sorunu var mı? Hiçbirinin iş sorunu yok. Onlar çalışmıyorlar. Zaten gerek de duymuyorlar. Çünkü yatak odaları var, odalarda boy boy para kasaları var, içinde dolar ve avrolar var. Peki gariban Mehmet efendinin oğlunun odasında ne var? Bir tane yerde kilim var yok, iş arıyor. Fabrika kuracağı yerde kendisine bin odalı saray yapıyor. O kaçak saray haram saraydır, helal parayla yapılmış haram saraydır" şeklinde konuştu.

"Yalan ruhlarına işlemiş"

Kılıçdaroğlu, hükumetin vaatlerini yerine getirmediğini anlatarak, şunları kaydetti:

"Yalan ruhlarına işlemiş bunların. Yalan üzerine inşa ediyorlar gelecekleri. O zaman hepimizin oturup düşünmesi lazım. Sadece CHP'liler düşünmeyecek, çocuğu işsiz olan ana baba, üniversiteyi bitirmiş atama bekleyen öğretmenler, hukuk fakültesini bitirmiş 'ne olacağım?' diye gezen de düşünecek. Yeni bir arayışına gireceğiz. Eğer 'Türkiye iyi yönetiliyor' diyorsan git oyunu ver. Hayır, 'Türkiye iyi yönetilmiyor benim, çocuğumun, esnafın, çiftçinin sorunu var' diyorsan oturup düşüneceksin. Ben sadece saygıdeğer yurttaşlarımdan düşünmelerini istiyorum. Özellikle de Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy veren saygıdeğer yurttaşlarımdan düşünmelerini istiyorum. Elini vicdanına koy, etrafına, komşularına, yakınlarına, mahallene bak ve şu soruyu kendine sor, 'Bu kadar dert varken bin odalı saray o adam için hak edilen bir saray mıdır değil midir?' Bunun kararını önce vicdanında ver. Vicdanın buna isyan ediyorsa, helale ortak olacaksın, harama değil. Helale ortak olmanın yolu, geleceksin CHP'ye adam gibi oy vereceksin, biz seni başımızın üstünde taşıyacağız."

"Bİzim için yandaş yok bizim için vatandaş var"

CHP iktidarında ayrılık gayrılık olmayacağını bildiren Kılıçdaroğlu, "Hangi partiye oy veriyorsa versin çocuğu işsiz olan her babanın, annenin derdi bizim derdimiz olacaktır. Bizim için yandaş yok bizim için vatandaş var. Biz vatandaşı başımızın üstünde taşıyacağız" dedi.

Kılıçaroğlu, dış politikanın ülkelerin menfaatleri üzerine inşa edildiğini aktararak, şunları kaydetti:

"Ortadoğu'ya bakın kan gölüne dönmüş durumda. Bizim Suriye ile ne alıp veremeyeceğimiz var. Neden Suriye, Irak, Mısır, İran, AB ile kavga ediyoruz. Kavganın yarar getirdiği bir düzen dünyada görülmemiştir. Eğer siz dış politikanızı ülkenin çıkarları üzerine inşa etseydiniz bugün Ortadoğu'da 3 büyük başkentte bizim büyükelçiliğimiz olurdu. Türkiye Mısır'a büyükelçi göndermek istiyor, Mısır, 'hayır' diyor. Ortadoğu'nun en kilit devletlerinden biridir Mısır. Neden bu kavga? Efendim 'orada darbe oldu biz darbecileri istemiyoruz...' Peki kardeşim madem bu kadar net bir tutumun var Ömer El Beşir gibi yüzbinlerce kişiyi katleden bir darbeciyi neden kırmızı halılar içerisinde Çankaya Köşkü'nde kabul ettin? Demokrasiyi elbette talep edebiliriz. Ama Mısır'ın sorununu Mısır halkı, Irak'ın sorununu Irak halkı, Suriye'nin sorununu da Suriye halkı çözecek. Biz hem barıştan, hem demokrasiden, hem insan haklarından yana tavır almak zorundayız. Bizim hedefimiz budur. Siz herkesle kavga ederseniz malınızı kime satacaksınız. Herkes mağdur durumda. Faturayı kim ödüyor, Davutoğlu mu ödüyor? Hayır onun da keyfi yerinde ayakları yere basmıyor. Faturayı bu ülkenin çiftçisi, emeklisi, sanayicisi, bütün yurttaşları ödüyor. Yanlış dış politikanın faturasını ödüyor. CHP olarak iktidara geldiğimizde bütün komşularımızla barış içerisinde yaşayacağız, yeni bir barış anlayışını Ortadoğu'ya egemen kılacağız. Hiçbir ülkenin iç işine müdahale etmeyeceğiz. Yani tırlarla silah göndermeyeceğiz. Yani Müslümanın, Müslümanı katletmesi için silahları Türkiye'den göndermeyeceğiz. O kapıları kapatacağız artık."

Kılıçdaroğlu, Suriye'de akan kanın akrabalarının Türkiye'de olduğunu anlatarak, Türkiye'nin ise tarafların eline silah verdiğini iddia etti.

"Yargıçsan yargıçlığını bileceksin"

Kılıçdaroğlu, 17-25 Aralık operasyonlarına dikkati çekerek, şunları ifade etti:

"Devletin nasıl soyulduğuna hep beraber tanık olduk. Bir hükumet devleti nasıl soyar? 17-25 Aralık yolsuzlukları... Şimdi de karar almışlar mahkemeden 'mecliste görüşmeler var, soruşturma komisyonu görev yapıyor, buradakiler basına kapalı olsun, basın bunları yazmasın, yasak getirelim' mahkemeden karar çıkarıyorlar. O yasak kararını veren hakime soruyorum, sen acaba yolsuzluk yapanların hamisi misin o kararı verirken, sen nasıl o kararı verirsin? TBMM'nin iradesine nasıl ipotek koyarsın? Yargıçsan yargıçlığını bileceksin. Oturuyor bir adam komisyondan karar alınmadan kendi başına yazı yazıyor, 'efendim buradaki ifadeler dışarı sızmasın' diye. Diğer davalar görüşülürken aklınız başınızda değilmiydi sizin? O zaman yayın yasağı yoktu, isteyen istediğini yazabiliyordu. Bakın uçak yolsuzluğu oldu, Japonya yargılamaları televizyondan yayınladı. İbreti alem olsun kimse yolsuzluk yapmasın diye. Siz yolsuzluk yapanları koruyorsunuz. Davutoğlu'nun bir danışmanı var sayın Mahçupyan, diyor ki 'İslami kesimin en az yarısı bir yolsuzluk olduğuna inanıyor. AKP'ye oy veren İslami kesimin en az yarısı yolsuzluk olduğuna inanıyor.' Şimdi yolsuzluk olduğuna inanıp Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy veren, İslami kesim olarak kendisine tanımlayan yurttaşlarıma sesleniyorum, kul hakkı yemenin en büyük günah olduğunu babam, annem öğretti bana. Eminim senin annem baban da sana öğretmiştir. O zaman yolsuzluk olduğuna inanıyorsan neden hala Adalet ve Kalkınma Partisi'ne sempati duyuyorsun. Eğer Adalet ve Kalkınma Partisi'ne hala sempati duyuyorsa senden bir istirhamım var, kendini Müslüman olarak tanımlama, başka birşey olarak tanımla. Benim bildiğim Müslümanlıkta kul hakkı yemek en büyük günahtır. Şunu açık ve net söylüyorum, biz kul hakkı yemiyor, yolsuzluk yapmıyor, insanın parasını pulunu çalmıyor, hazineyi soymuyor, her kuruşun hesabını vermeyi namuslu görev kabul ediyoruz. O zaman ben düşünüyorum bunları söylüyorum sen de düşün sandığa öyle git. 'Kime oy vereceksin otur düşün' diyorum."

Türkiye'nin iyi yönetilmediğini, dünyanın da bunu bildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, yeni yasaların gündeme geldiğini söyledi.