Kılıçdaroğlu'nun iftarına katılan müftüye sürgün
Bakırköy Müftüsü Zakir Uzun, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun 15 Ağustos'ta din adamlarına verdiği iftara katılmasının ardından Kütahya'ya tayin edildi.
cumhuriyet.com.trDaha önce 3 kez daha sürgüne gönderilen ve MHP’li, Ulusalcı, son olarak da CHP’li diye yaftalanan müftünün yaşadıkları, eşi Hülya Ayşe Uzun’u isyan ettirdi. Hülya Ayşe Uzun, 2002’de başlayan sürgünler serisini şöyle anlattı: “Eşim 2000’de Malkara’dan Bakırköy’e tayin edildi. 2002’de dönemin ilçe başkanı, Ak Parti Konya Milletvekili aday adayı Halil Ürun’ün direktifi doğrultusunda bir camiye imam tayin edilmek istedi. Eşim de geri çevirdi. Bu olayın ardından yakışıksız ve gayri ahlaki suçlamalarla Çorlu’ya gönderildik. Eşim 3,5 yıllık hukuk mücadelesinin ardından Danıştay kararıyla beraat etti ve 2007’de Bakırköy’deki görevine geri döndü. Ancak Aralık 2009’da, Tokat’ın Reşadiye ilçesinde meydana gelen saldırıda şehit düşen Jandarma Onbaşı Cengiz Sarıbaş’ın Ataköy 5’inci Kısım Camisi’nde düzenlenen cenaze töreninde yaptığı konuşma başına dert oldu. Törende galeyana gelen kalabalığı teskin etmek için İstiklal Marşı’ndan bölümler okuyup, sözlerini “Şehitler ölmez vatan bölünmez” sözleriyle bitirdi.
Hürriyet'in haberine göre, AKP İstanbul Milletvekili Feyzullah Kıyıklık kendisini arayıp “Sen ne yapmak istiyorsun?” diye çıkıştı. Eşimi Mersin’in Mut ilçesine müftü yardımcısı olarak atadılar. Eşim Bakırköy’deki 9 yıllık görev süresinin dolmadığı ve tayin kararının usulsüz olduğu gerekçesiyle konuyu yargıya taşıdı. İstanbul 7’nci İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma kararıyla görevine devam etti. Bu kez Diyanet İşleri Başkanlığı kararı temyize taşıdı.
CHP'nin verdiği iftara 2 yıldır gidiyor
Eşim, 2 yıldır Kemal Kılıçdaroğlu’nun iftar davetine katılıyor. Ancak bayram bile gelmeden, apar topar tenzili rütbe ile 3’üncü sınıf makam olan Kütahya Müftü Yardımcılığı’na gönderildi. Eşime MHP’li dediler, CHP’li de Ulusalcı da. AK Partili Bakırköy Ak Parti Kadın Kolları mahalle yönetiminde görevliyim ama burnumdan getirdiler. Hak hukuk tanımıyorlar. Güneş gözlüklerimiz bile gözlerine battı. Marka gözlük takıyormuşuz diye laf ettiler. Kılık kıyafetimize bile karıştılar. Bu ülke bizim de ülkemiz. Psikolojimiz bozuldu. O iftar yemeğinde eski ve yeni İstanbul il müftüleri de vardı. Başbakanımız Putin’le görüşünce Rus mu olur? Obama ile görüşüyor, Amerikalı mı oluyor? CHP’linin iftarına gitmekle CHP’li mi olunuyor? Ayrıca da suç mu? Bir müftü CHP’li olamaz mı? Ak Parti’den önce müftüler Amerikalı mıydı?. İlk Diyanet işleri Başkanı Rıfat Börekçi CHP’li değil miydi? Kaldı ki eşim liderlerden en çok da Tayyip Erdoğan’ı seviyor. İftiralarla, karalamalarla her sene tayinimizi çıkaran Diyanet, bizi hiç kendi mensubu gibi görmedi. Eşimin en zoruna giden de bu.
Kızkardeşimi sevgilisi yaptılar
Birlikte yürürken beni tanımadılar ve kızkardeşimi sevgilisi yaptılar. Emekli maaşımı eşimin mahkeme paralarına ödüyoruz. Bir kulp bulamayınca eşime iftira attılar. ‘Kadınlarla geziyor’ dediler, ‘Para yedi’ dediler, olmadı. Bakırköy’e geldiğimizde cami sayısı 20 idi, 24’e çıktı. Kuran Kursu 2 idi, 15 oldu. Müftülük binasını modernize etti. ‘Çalışmıyor’ dediler, tutmadı.”