Kılıçdaroğlu'ndan Yurdakul'a taziye ziyareti

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eşi Güngör Yurdakul'un cenazesi dolayısıyla mahkemenin özel izniyle Ankara'daki evinde bulunan Ergenekon davası tutuklusu gazeteci Doğan Yurdakul'a taziye ziyaretinde bulunarak başsağlığı diledi.

cumhuriyet.com.tr

Ergenekon davası kapsamında Oda TV'ye yapılan operasyonun ardından tutuklanan gazeteci Doğan Yurdakul'un kanser hastası eşi Güngör Yurdakul Perşembe günü hayatını kaybetmişti. Mahkemenin özel izniyle eşinin cenaze törenine katılan Doğan Yurdakul, Pazartesi akşamına kadar evinde taziyeleri kabul ettikten sonra tekrar Silivri Cezaevi'ne götürülecek.

"Bunun adı zulümdür"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Parti Meclisi üyesi gazeteci Veli Özdemir ile Doğan Yurdakul'u ziyaret ederek başsağlığı dileklerini iletti. Kılıçdaroğlu'nun Yurdakul'a yaptığı taziye ziyareti yaklaşık 30 dakika sürdü. Ziyaretinin ardından gazetecilere bir açıklama yapan Kılıçdaroğlu, Doğan Yurdakul'a başsağlığı ziyaretinde bulunduğunu belirterek, "Bir insanın eşi ölüm döşeğindeyken ona izin verilmesi lazım, bunu reddedemez hiçbir kültür, hiçbir din, hiçbir hukuk sistemi. Ama kendisine izin verilmedi, eşi vefat ettikten sonra izin verildi. Bunun adı zulümdür. Zulme boyun eğmedi o, kimseden merhamet dilemedi, onurlu bir insan. Ama AKP Hükümeti'nin yaptığı zulmü milletin unutmaması lazım" diye konuştu.

Tutukluların hasta durumda bulunan yakınlarıyla görüşmesi konusunda Yurdakul'un bir yasa yapılmasını ve bu yasanın Güngör Yurdakul'a adanmasını istediğinin anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "Bu konuda hukukçu arkadaşlara gerekli talimatı verdim, çalışmalar yapılıyor. Parlamento açılınca da kanun teklifi verilecek" dedi.

Kılıçdaroğlu, Adnan Menderes'in idamının ölüm yıldönümünde oğlu Aydın Menderes'le neler konuştuğunun sorulması üzerine ise "Sayın Aydın Menderes'i aradım, rahmetli Adnan Menderes'in idamının 50. yılıydı. O dönemde rahmetli İsmet İnönü, dönemin devlet başkanına yazdığı mektupta bu idamların yapılmamasını istemişti, ama idamlar gerçekleşti. Toplumun vicdanı bunu kabul etmiyor, siyasi idamları kabul etmiyor. Bunu dile getirdim" diye konuştu.


"Sayın Yurdakul önemli bir suç aletini bana verdi"

Başka bir soru üzerine Doğan Yurdakul'un dünkü cenaze törenine cezaevi aracıyla getirilmesini de değerlendiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Vefatından sonra izin verildi, o da insani koşullarda olmalı. Tutuklu aracıyla getirmenin bir mantığı yok ki, Doğan Yurdakul kaçacak birisi değil ki. Onu zorla yurtdışına gönderseler zaten gitmez, ülkesini seven birisi o. Kaldı ki bakın, geçmişte Ruhi Su tedavi olmak için yurtdışına gitmek istedi, 12 Eylül yönetimi izin vermedi, pek çok kişi tedavi olmak istedi, izin verilmedi. Doğan Yurdakul'un eşi ölüm döşeğindeydi, son kez gidip görmek istiyordu, ona da izin verilmedi. Öldükten sonra izin verildi, o da insani koşullarda değil. Onun için söyledim, bu bir zulümdür. Zulüm doğru bir şey değil, halkın vicdanını rahatsız eder."

Bu arada Doğan Yurdakul, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na cezaevinde hazırladığı Türkçe-Fransızca sözlüğü hediye etti. Kılıçdaroğlu, "Sayın Yurdakul önemli bir suç aletini bana verdi, son yazdığı kitap. Gösteriyorum, belki özel görevli mahkemeler bu kitabı da görürler, iddianameye yeni bir sayfa açarlar" dedi.

Kılıçdaroğlu, internette ses kaydı yayınlanan MİT görevlileri ile PKK yöneticilerinin görüşmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün söylediği "Bundan daha tabii bir şey olamaz" sözlerini de değerlendirirken, "Bu görüşmenin bir sefer MİT ile PKK arasında değil Başbakanlık ile PKK arasında olduğunu Sayın Cumhurbaşkanı'nın bilmesi gerekiyor. Doğrusu budur, kamuoyunu kimsenin yanıltmaması gerekir" diye konuştu.