Kılıçdaroğlu'ndan muhaliflere zeytin dalı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tüzük kurultayıyla ilgili tartışmaları değerlendirirken, ''Hukuk neyi öngörüyorsa onu yapacağız hiç kimse meraklanmasın'' dedi.
cumhuriyet.com.trKılıçdaroğlu, partisine katılımlar nedeniyle Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'ndaki törene katıldı. Törenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin, ''Kurultay yapmak isteyen CHP'liler yeterli imzaya ulaştıklarını ve bu imzayı genel merkeze göndereceklerini açıkladılar. İmzalar elinize ulaştığı an izleyeceğiniz yol nedir?'' sorusu üzerine, ''Çok basit. Gereğini yapacağız, tüzük kurultayını toplayacağız. Ne telaşlanacak bir şey var, ne de başka bir şey. Hukuk neyi öngörüyorsa onu yapacağız hiç kimse meraklanmasın'' yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, ''Bu girişimi nasıl değerlendirdiğinin'' sorulmasına karşılık da ''Eğer tüzükte partililerimizin böyle bir hakkı varsa o hakkın kullanılması da gayet doğaldır'' dedi.
Bir gazetecinin, ''Konuşmanızda ayrım yapmadığınızı dile getirdiniz. Bunu parti içi muhaliflere bir gönderme olarak kabul edebilir miyiz?'' sorusu üzerine de Kılıçdaroğlu, ''Ben onları parti içi muhalif olarak görmüyorum. Onlar tüzükten kaynaklanan haklarını kullanıyorlar'' diye konuştu.
Konuşmasına Denktaş'ı anarak başladı
Kılıçdaroğlu, partisine katılımlar nedeniyle Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'ndaki törendeki konuşmasına, KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı anarak başladı. Denktaş'ın mücadelesini her zaman saygıyla anacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, ''O bir mücadele adamıydı. Yürekli bir insandı. Hiçbir baskıya boyun eğmedi'' dedi.
Kılıçdaroğlu, insanoğlunun açlığa, yoksulluğa, işkenceye dayanabileceğini ancak özgürlüklerinin sınırlandırılmasına dayanamayacağını belirterek, bunun için mücadele ettiklerini, insanların düşüncelerini özgürce ifade edebilecekleri bir Türkiye istediklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, bu mücadelenin her türlü baskıya rağmen sürdüğünü ve hiçbir gücün özgürlük taleplerini yok edemediğini kaydetti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''Kusura bakmasınlar, fezlekeden kahraman çıkmaz'' dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: ''Kusura bakacak bir şey yok Sayın Başbakan, fezlekeden zaten kahraman çıkmaz. Malumu ilan etmiş. Bu fezlekeden çıksa çıksa demokrasi adına yüz kızartıcı bir tablo çıkar, sistem adına utanç çıkar, düşünce ve ifade özgürlüğü adına karamsarlık çıkar. Kim dedi kahramanlık çıkar diye. Sen dön bir kendine bak. Senin yandaşların, savcıların bunu yapıyor. Onlar ne yaparsa yapsınlar asla ve asla bizi durduramazlar. Fezlekeden çıksa çıksa güçler ayrılığı ilkesini çöpe atmak çıkar. Bu fezlekeden özel yaptığın mahkemelerden milletin kafasına sopa çıkar. Başbakan doğru söylüyor bu fezlekeden kahraman çıkmaz ama Sayın Başbakan bunların uzmanıdır. Bunları çok iyi bilir, mağduriyet pazarlamasını kimse onun kadar iyi kimse bilemez. O, bu işin bir numarasıdır. Sayın Başbakan fezlekeden kahraman çıkmaz ama 27 Nisan e-muhtırasından kahraman çıkar mı, çıkmaz mı? Soruyorum sana. 'Muhtırayı ben verdim' diyenle Dolmabahçe'de oturdun, 135 dakika görüşme yaptın. Bu görüşme 'benimle mezara gider Büyükanıt açıklamazsa ben de açıklamam' dedin. Dolmabahçe'de ne görüştünüz? E-muhtıra ve Dolmabahçe bir danışıklı dövüş müydü? Devletin sırları iki kişi arasında kalmaz. Devletin arşivlerinde kalır. Sen çık, ne görüştüğünü millete anlat. Bu memleketin sırlarını pazarlık masalarında mı görüşüyorsun?''
AKP Hükümetinin ''değişim'' diyerek yola çıktığını söyleyen Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın yasaklı olduğu dönemde parlamentonun Erdoğan'ın yasaklılığını kaldırdığını belirtti. CHP'nin de halkın iradesine duyduğu saygı nedeniyle buna destek verdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: ''Yine aynı şeyi yaparız ama sen oturdun koltuğa millete sabah akşam yasak koyduruyorsun. CHP'ye fezleke düzenletiyorsun. Bunun Türkçe anlamı nedir? 'Sen ne benim mahkememi, hukuk dışı yapısını, ne de hukuk dışı yargılamasını eleştirebilirsin' demektir. Hala kafasında demokrasi kültürünü oturtamamış. Anamuhalefet eleştirmeyecek de seni mi övecek? Demokrasinin olmazsa olmaz kuralı muhalefettir. Anamuhalefet sadece demokrasilerde var. Biz o görevi yapıyoruz.... Fezlekeyle aslında halka şunu söylüyorlar, 'ayağınızı denk alın, konuşmayın, oturun' diyorlar. Oturmayacağız, mücadelemizi yapacağız.''
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, kendisi hakkında düzenlenen fezlekeyle ilgili Avrupa'dan ve dünya ülkelerinden bir çok tepki geldiğini belirterek, ''Bu fezleke demokrasinin katledilmesi demektir. Bu fezleke 'Oturun oturduğunuz yerde, Recep Bey ne derse onu alkışlayın' demektir'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan'ın şiir okuduğu için 4 ay hapse mahkum edildiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, ''4 ay hapse mahkum olan Recep Tayyip Erdoğan'ın böyle bir fezleke karşısında, 'oturun oturduğunuz yerde bunu düzenleyemezsiniz' demesini beklerdim. Ama o, 'olması gereken oldu' dedi. Bu demokrasi tarihinde kara bir lekedir. Yani 'oh oldu' demektir. Buradan söylüyorum, benim de hiçbir CHP milletvekilinin de dokunulmazlığa ihtiyacı yok. O senin için geçerli bir kavram'' dedi.
'Senin fezleke konun...'
Başbakan Erdoğan'ın fezleke konusunu milletin nezdinde hafife aldığını, kendisini küçük düşürme çabasına girdiğini öne süren Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın ''İlk kez fezleke hazırlanmıyor ki, benim hakkımda da fezleke var'' dediğini söyledi. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: ''Sen bu milleti aptal mı sandın? Senin fezleke konun, belediye başkanlığı dönemiyle ilgili zimmet, kamu taşıma biletlerinde kalpazanlık, resmi evrakta sahtecilik, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak... Sen bu adi suçlarla fikir özgürlüğünü nasıl aynı kefeye koyarsın? Sen bu milletin irfanıyla dalga mı geçiyorsun? Bizde zimmet yok, otobüs biletlerinde kalpazanlık yok... Bizim senin gibi adi suçlardan dolayı fezlekemiz yok. Biz sadece Silivri'de sorgusuz sualsiz, yıllardır hapiste kalanların haklarını soruyoruz. Sen 4 ay hapse girdin diye kıyamet koptu. Onlar yıllardır hapisteler. Onun bilgelik değil, intikam duyguları gelişmiş. Devlet yönetiminde intikam anlayışı olur mu?''
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın sık sık Mehmet Akif Ersoy'un ''Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevmem'' dizelerini dile getirdiğini ifade ederek, ''Bugün zulmü alkışlayan Recep Tayyip Erdoğan, dünün mazlumuydun, artık bugünün zalimi oldun. Mehmet Akif'ten okuduğun şiirleri ruhundan hissedebilseydin, onun ahlakını içselleştirseydin, bugün farklı olurdun. Mehmet Akif İstiklal Marşı'nı yazarken paltosu bile yoktu. Şimdi bunlara bakın servetleri dağları aştı. Sen hangi Mehmet Akif'ten söz ediyorsun? Sen artık zengin sofralarının adamısın, zenginlerin yanındasın, mazlumları unuttun'' şeklinde konuştu. Türkiye'nin her alanda sorunu bulunduğunu savunan Kılıçdaroğlu, bu sorunlar dururken, 29 Ekim ve 19 Mayıs kutlamalarıyla uğraşıldığını söyledi.
Toplumsal barışı sağlayan, birlik sembolü olan ne varsa hepsinin saldırı altında olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, ''29 Ekimi, 19 Mayıs'ı niye kutluyoruz? Atatürk Samsun'a kendisi için mi, turistik gezi için mi çıktı? Milletin bağımsızlık iradesi için Samsun'a çıktı. Emperyalizme karşı mazlum ülkelere ilham vermiş, milli mücadeleyi başlatmak için Samsun'a çıktı. Mehmet Akif'in 'Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım' demek için Samsun'a çıktı. Bu milletin birlik sembollerine saldırmanızın sebebi nedir? Niyetiniz ne ise açık açık söyleyin. Bunların bir akıl hocası var, 'faşist 19 Mayıs kutlamaları kaldırılmalı' diyor. Kutlamalar içeriği itibariyle militaristmiş... O zaman kutlamaları sivil yap. Hava soğukmuş... Ankara'da daha soğuk, milleti aptal yerine koymaya kalkışmayın. Milletin bağımsızlık duygusunu yok etmeye çalışıyorlar. CHP var olduğu sürece hiçbir şeyi yok edemezsiniz." Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından partiye katılanlardan temsili olarak bazılarına parti rozeti taktı. Törende CHP'ye bin 100 kişinin katıldığı belirtildi.